İmtihan dünyası

...

İçlerinden bir topluluk, “Allah’ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla cezalandıracağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz sanki!” deyince onlar, “Rabbiniz katında bir mazeretimiz olsun diye; bir de sakınıp çekinirler ümidiyle” şeklinde cevap verdiler.” (Araf Suresi 164)

İmtihan dünyasında yaşıyoruz. Attığımız her adımla, söylediğimiz her sözle sınanıyoruz. İyi olma gayreti içerisinde yaşıyoruz. Peki, sadece iyi olmaya çalışmak yeterli mi? Mümin sadece kendinden mi sorumlu? Ben dinimi güzel yaşıyorum, başkası beni ilgilendirmez, ne halleri varsa görsünler anlayışında mıyız yoksa?

Aman dostum unutma!

Yüceler Yücesi Rabbimiz bizlere emri bil maruf nehyi anil münker görevi vermiş. Peki, nedir bu görev?

Kendimiz iyi olma gayreti içerisinde olduğumuz gibi çevremizdekileri de iyiliğe teşvik edeceğiz. Kendimiz günahtan sakındığımız gibi çevremizi de sakındıracağız. Yanlışını gördüğümüz zaman uygun bir üslupla, kırmadan uyaracağız. Günah işlememek yetmiyor dostum, günah işlenirken sessiz kalmak, tepki vermemek, rahatsız olmamak, nasıl olsa ben yapmıyorum demek de bir vebaldir.

Araf Suresinde Yüceler Yücesi Rabbimiz bize bu durumu şöyle anlatır: “İçlerinden bir topluluk, “Allah’ın helâk edeceği yahut şiddetli bir azapla cezalandıracağı kimselere ne diye öğüt veriyorsunuz sanki!” deyince onlar, “Rabbiniz katında bir mazeretimiz olsun diye; bir de sakınıp çekinirler ümidiyle” şeklinde cevap verdiler.”

Demek ki üç tip insan var: Günaha dalanlar, günaha dalanlara sessiz kalıp kendine bakanlar ve içlerinde bir ümit taşıyarak öğüt vermeye devam edenler.

Haydi, düşünelim biz hangi gruba giriyoruz dostum? İnsanlara bakıp “Bundan hiçbir iş çıkmaz, günaha batmış kesin cehennemliktir” diyerek. Hâşâ kendimizi Tanrı yerine koyup kafadan cennete, cehenneme insan yollayanlardan mı, yoksa ümide sarılarak düzeltme gayretinde olanlardan mı?

Hz. İsa'yı atfedilen bir söz de der ki; "Kimseyi kınama, günahından haberin olabilir ama tövbesinden haberin olmaz."

Değişim-dönüşüm her daim mümkün. Peki ya olmazsa, değişmezse… O vakit “Rabbim ben bana düşeni, elimden geleni yaptım” diyerek Rabbimize mazeretimizi sunacak yüzümüz olur.

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum