Gayb ve tefekkür

...

“Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” (En’am, 59)

 

Geleceği hep merak eder ve bilmek isteriz. Acaba 20 yıl sonra neler değişecek hayatımızda? Nerelerde olacağız? Peki, ömrümüz ne zaman son bulacak? “Gayb” Allah'tan başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir sırdır dostum. Peygamberler dahi “Biz gaybı bilemeyiz” derken, sana gelecek hakkında bilgi vereceğini söyleyen kimse, bil ki en büyük yalancıdır.

En’am suresi 59. ayette “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde ne varsa bilir; O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıklarındaki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.” buyuran Yüce Rabbim, gaybın sadece kendi ilminde olduğunu bildirir. “Alîm” ismiyle her şeyi bilir Rabbimiz. Karada ve denizde ne varsa, uçsuz bucaksız şu âlemde ne oluyorsa her şeyden haberdardır.

Sonbahar günlerinde yolda yürürken bolca tefekkür edebileceğin bir ayettir bu dostum. Dalından ayrılıp salına salına toprakla buluşan yaprağı izle, hayran olarak izle. İlkbaharda neşrv ü nema bulan, yeşeren bu yaprağın vadesi dolup, sararıp soluşunu ve hoş bir veda ile toprağa kavuşma anını izle.

Bitki fizyolojisinde “apsisyon” olarak isimlendirilen yaprak dökülmesi başlı başına bir mucizedir dostum. Ağaçlar günlerin kısalması, havanın soğuması gibi etkenleri takip eder ve yeşil yapraklardaki protein, RNA ve yaprağa yeşil rengini veren klorofil moleküller yaprağın saplarından geçerek ağacın kök ve gövdesindeki parankima hücrelerinde depolanır. Ve yaprak sararmaya başlar.

Hiçbir şey israf etmeden ağaç kışa hazırlanır ve ilkbaharda yeniden yeşerecek yapraklar için enerji depolar. Bu besin depolama işlemi bitince ağaç ve yaprağın bağlantısı gevşer ve en ufak bir rüzgâr esintisi ile bu bağ kopar. Yaprak salınarak düşer. Yaprakta kalan az miktardaki besin maddesi de topraktaki mikroorganizmalar tarafından parçalanarak toprağa gübre olur. Yaprağın koptuğu yerde su kaybı ve zararlı etkilerin olmaması için yeni hücreler meydana gelerek oradaki açıklığı kapatır.

İşte bir yaprağın düşmesindeki harika sistem. Mucize arayan gözlerini çevir de bak! Yaprağın oluşumu ayrı, ayrılışı ayrı mucize değil mi?

Onun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez ayetini bol bol tefekkür et. Ağaçtan düşen yaprağı, yerin karanlıklarındaki taneyi bilen Rab senin halini bilmez mi dostum? Rabbin senden uzakta değil, her an yanında ve ne yapmaktaysan bilmekte.

Haydi, eline al ve güzelce seyreyle o yaprağı. Damarlarına bak, şeklindeki güzelliğe, uyuma bak. “Sen ey güzel yaprak! Düşüşü Rabbimin ayetine konu olan yaprak! İlmi Rabbimin katında olan yaprak!” diyerek sev. Sen de bu âlemde o yaprak misalisin unutma. Katabileceğin kadar güzellik kat bu âleme, elinden gelen faydayı son nefesine kadar ver, bir gün sararıp solacağını ve bu fani âleme veda edeceğini unutma.

Sımsıkı bağlandığın gibi vakti geldiğinde o bağları gevşetmeyi ve anne kucağı misali toprağa kavuşmayı da bil. Yaptıklarının ilminin Rabbim katında olduğunu unutma…

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum