Bekle, hangi doğum acısız, sancısız olur ki?
...
“Allah hiç kimseyi gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz.” (Bakara 2/286)
Bazen tüm gücümüzü yitirmiş gibi hissederiz. Her şey üst üste gelir. İmtihana tutulduğumuz bu hassas vakitlerde şeytan zihnimize hücum eder ve elimizdeki son enerjimizi de almaya uğraşır. "Artık kaldıramıyorum, taşıyamıyorum, bu kadarı çok fazla" sözlerini söylerken buluruz kendimizi.
Peki, bu sözlerin bize faydası var mı? Yoksa yaralarımızı daha da mı kanatıyor? Gel Rabbimizin kelamını dinleyelim de yürek yaramıza merhem edelim. Bakara Suresi 286. ayette Rabbimiz "Allah hiç kimseyi gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz" buyurur.
…
Sen taşıyamayacağını zannediyorsun ama seni yaratan Rabbin, seni senden daha iyi bilen Rabbin, senin ne kadar güçlü olduğunu biliyor, sana güveniyor. Sendeki potansiyeli biliyor ve bu potansiyeli gerçekleştirmen için sana fırsat sunuyor. Yaşadığımız her sıkıntı, her acı aslında bizim için bir fırsattır dostum. Bir ceza olarak değil, bizi olgunlaştıracak bir ödül olarak gelir belki de.
Toprağa ekilen tohumu düşün. Önce üzeri toprakla iyice örtülüyor. Üzerine toprak atılması onun kötülüğüne midir yoksa köklensin, yeşersin diye mi? Başına gelen sıkıntıları, dertleri de potansiyelini gerçekleştirip yeşermen için üzerine atılan toprak gibi gör dostum.
Ya da budanan ağaç dallarını düşün. Tek tek kesilir ağacın çoğu dalı. Bu ona eziyet etmek, onu yok etmek için değildir. Daha da güçlenmesi, daha güzel meyve vermesi içindir. Rabbim de seni acılarla, sıkıntılarla, dertlerle güçlendirir. Kolun bacağın kırılmış gibi hissettiğin anlarda bunu düşün dostum. Seni sevgiyle var eden Rabbinin sana taşıyamayacağın yükü yüklemeyeceğine gönülden iman et.
“Acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılışıdır. Nasıl bir meyvenin çekirdeği, kalbi güneşi görebilsin diye kabuğunu kırmak zorundaysa, siz de acıyı bilmelisiniz. Acınız, aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu “acı” ilaçtır. Doktorunuza güvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için” der, Halil Cibran.
…
Bizi iyileştirsin diye içtiğimiz ilaçların tadını hatırla! Bil ki başına gelen sıkıntılar da aslında öylesine senin iyiliğin için. Yaralısın biliyorum ve canın çok yanıyor. Kabuğunu kıran güneşe kavuşmaya çalışan bir tohumsun çünkü. Hangi doğum acısız, sancısız olur ki? Bekle, yeşermeyi bekle.
Rabbin sana güveniyor, yaşadıklarını kaldırabileceğini, daha güçlenerek yoluna devam edebileceğini biliyor. Sen de bil ve kendine inan. Mevlana'nın dediği gibi yaraların ışığın içine nüfuz edeceği yerdir unutma!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.