Acziyetimizin farkında mıyız?
...
"Olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilemezsiniz.” (Bakara/216)
İnsanoğlu aciziyet içerisindedir dostum. Eksik olarak gelir, kemale erme yolunda adım adım ilerler hayat yolunda. Bu yolda acziyetimizin farkında mıyız? Yoksa her şeye muktedir gibi, her şeyi bilir, her şeyi başarır gibi mi yaşıyoruz?
‘Ben bilirim’ dedikçe bilmediğimizi, ben yaparım dedikçe yapamadığımızı gösteren şeyler gelir başımıza. Haddini bil, acziyetini bil der adeta. Biz ders almadıkça da yeni yeni imtihanlar gelir.
"Aynı yerden sınanıyorsan alman gereken dersi almamışsındır" der büyükler. Bu sebeple haydi biraz düşünelim. Kendi sınırlı bakışımızla iyi ya da kötü diyerek bazı şeyleri aşırı derecede isterken bazı şeylerden de kaçarız.
"Bu iş benim hayrıma, bu olursa kesin çok mutlu, huzurlu olurum" dediğimiz şey başımıza geldiğinde dünyayı dar eder bize. Ya da kötü gördüğümüz bir şey yaşarken aslında ne kadar iyilikler getirdiğini anlarız ve boşuna üzülmüşüm, iyi ki de olmamış deriz.
Rabbim bizlere yaşam kılavuzu, yol haritası olarak gönderdiği Kur'an-ı Kerim'de hayatı kaliteli yaşamamızı sağlayan çok güzel ve özel ilkeler öğretir. Ayetleri okuyup geçmek yerine yaşantımızın odak noktasına koyabilsek sıkıntılar, dertler uzaklaşacak, huzur ve sükun konacak yüreklerimize.
…
Yüce Rabbimiz "Olur ki bir şey sizin için hayırlı iken siz onu hoş görmezsiniz, olur ki bir şey sizin için kötü iken siz onu seversiniz. Allah bilir siz bilemezsiniz." buyurarak bizlere huzurun kaynağını sunar.
Huzur teslim olmakta, huzur Rabbimizin bilip bizim ise tam olarak bilmediğimizi idrak etmektedir.
Hazreti Mevlana bir benzetme ile anlatır bunu; ilaçları şeker zanneden çocuk ısrarla onları yemek ister.
Evladını çok seven anne bilir ki bu ilaçlar evladı için zararlı, vermez elbette. Ama çocuk feryat figan içinde tepinir durur. "Annem beni sevmiyor, bana şeker vermiyor" diye.
İşte dostum bizler ilacı şeker zanneden o çocuk gibiyiz, tepinip duruyoruz istediğimiz olsun diye. Oysa teslim olsak, bizim için en güzelini dileyen Rabbimize. Sonrasında seyreylesek güzellikleri... Allah dostları tam bir teslimiyet ile karşılar olanı da olmayanı da. "Vardır bunda da bir hayır" sözünü sadece dilleri ile değil, gönülleriyle de söylerler. Biz de bu ayeti okuyup geçmek yerine nakşedelim mi gönüllerimize? Teslim olup selamete erelim mi? Bak ne diyor Şems: "Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin."
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.