Ümitsizlikten Allah’ın rahmetine sığın

...


De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Zümer 53)

Kıymetli dostum, bugün sana Kur'an'ın en ümit verici ayeti ile geldim. Ümit ne güzel, ne hoş bir sözcük. Kurumuş dalların tekrar çiçekleneceğini bilmek, olmaz denilenlerin olacağını bilmek, düşenin kalkıp yola revan olacağını bilmek hep bu sözcüğün içinde gizlidir. Ümitsizlik ise bir uçurum, bir bataklık gibidir. İnsanı boşluğa düşüren yerin dibine batıran bir haldir.

Şeytanın isimlerinden olan İblis’in "eblese" kökünden türediği ve Allah'ın rahmetinden ümit kesen anlamına geldiği söylenir. Yani dostum, ümitsizlik şeytanın yoludur. Kendisi Allah'ın rahmetinden ümit kestiği gibi bizi de kendi ardına düşürmek ister.

Beşeriz şaşıyoruz, yanlış yollara düşüyoruz. Peki, sonraki halimizde ümit içre o yüce kapıya koşabiliyor muyuz? İşte tam o dakikada, zihnimize hücum eden İblis başlıyor, atak yapmaya: "Ne yüzle gideceksin huzura, bu kadar günaha batmışken namaz mı kılacaksın bir de? Senin tevbenin yüzüne bakar mı ki Rabbin?” İblisin hücumuna karşı savunmaya değil, direkt karşı atağa geç dostum! Elinde çok güçlü bir silahın var çünkü. 

Ne mi? Zümer Suresi 53, ayet, Rabbinden sana bir sesleniş: "De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” Rabbim seni çağırıyor dostum! Mevlana'nın dediği gibi “Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değil, yüz kere tövbe etsen, tövbeni bozsan da yine de gel.”

Mümine yakışan ümitvar olmaktır dostum! Bu ayete sımsıkı sarılıp Rabbimizin rahmetine koşmaktır. Vahşi’yi duymuşsundur, bilirsin. Peygamberimizin sadece amcası değil, en büyük destekçisi olan Hz. Hamza'yı mızrağı ile öldüren Vahşi. Efendisi onu sırf bu iş için tutmuş, eğer Hz. Hamza'yı öldürürsen hem özgürlüğüne kavuşacaksın hem de sevdiğin kızla evleneceksin diyerek vaatlerde bulunmuştur.

Vahşi, Uhud Savaşı'nda Hz. Hamza'yı şehit etmiştir.

Mekke'nin fethinden sonra Vahşi, Taif’e kaçmıştır.

Taifliler Hz. Peygamber’e teslim olup müslüman olacaklarına dair bir heyet yollayınca Vahşi bu sefer Yemen’e kaçmaya niyetlenir.

Suçu büyüktür çünkü. Böylesi bir suç asla affedilmez.

Çevresindekiler onu uyarırlar.

Allah’ın Rasulü şahsi öcü için kimseye dokunmaz, kimseye kıymaz, derler.

Eğer iman edersen canını kurtarırsın.

Hatta Hz Peygamber’in bu ayeti bir mektupla Hz. Vahşi’ye yazdığı da rivayet edilir.

Bu sözlerin etkisiyle Vahşi Medine'ye gider ve Müslüman olur.

Rasulullah'ın huzuruna çıkınca “Sen amcamı öldüren Vahşi misin?” diye sorar Peygamberimiz.

Evet, cevabını alınca “Bana mümkünse az görün, seni görünce amcamı hatırlıyorum” der.

Vahşi’nin gönlü Rasûlullah sevdası ile doludur.

Ona acı vermemek için onu görünce sokağını değiştirir.

Mescidde o çok sevdiği Rasulullah'a direklerin ardına saklanarak gizlice bakar.

Doya doya bakamaz sevdiğine.

Yemame Savaşı'nda şehit düşmeden önce, ağır yara aldığında kendisine su getiren sahabeye “Artık Rasulullah'ı doya doya göreceğim” dediği rivayet edilir.

Yani dostum, ümitsizlik Allah'ın bizlere yasak kıldığı bir haldir.

Sakın İblis’in tuzağına düşme.

Ümidin sıcacık ellerinde yeşer ve filizlen.

Allah'ın rahmetinin kollarına bırak kendini…

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum