Karar sizin…

...

Bu yazıyı okumadan önce birkaç saniyenizi ayırıp çevrenizdeki insanları düşünür müsünüz? Çok değil birkaç saniye istiyorum sizlerden... Aileniz, iş arkadaşlarınız, komşularınız, yakın arkadaşlarınız…

Sakin ve olgun tavırlarıyla ön plana çıkanlar vardır mutlaka. Dikkat edip aklınıza getirin o insanları. Bu kişilerin geçmişlerine baktığınızda aslında çok ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldığını, maddi-manevi kayıplar yaşadığını ancak hayata dair, yaşama dair umudunu ve sevincini kaybetmediğini göreceksiniz.

Bu insanlar hayatlarında yaşadığı bu zorlu süreçlerle başa çıkmayı doğuştan öğrenmediler tabi ki. Zamanla bu yetiyi kazandılar. Çoğu insan bunu başaramaz. Yaşadığı zorlukların acısını çevresindeki insanları kırıp dökerek atlatmaya çalışır ki bu da kendisini yalnızlığa götürmesine neden olur. Halbuki ne demişler; ‘Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, acılar paylaşıldıkça azalır.’ Acıyı da sevinci de paylaşmayı bilmeliyiz.

Zor zamanlarda moral bozukluğuyla dolu günler yaşarız. Bu oldukça normal bir durum. Zamanla geçeceğini bilmek de farklı bir olgunluk. Hayat bu inişler olduğu kadar çıkışlar, çıkışlar olduğu kadar da inişler kaçınılmaz. Burada asıl önemli olan konu bizler bu zamanlarda nasıl davranıyoruz. Zor zamanlar geçirirken gülebilmek zor da olsa, hayatın devam ettiği gerçeğini atlamamamız gerekiyor. Hayat kesinlikle mükemmel değil ama kötü de değil.

Korkularımız da bizlerin yaşam kalitesini düşüren önemli etmenlerden biri. Ne demişler; ‘İnsan bilmediğinden korkar.’ Başımıza ne geleceğini bilmemek, o durum hakkında en kötü senaryoları yazmamıza neden olur. Korkularınızın üstüne gidin. Şunu da unutmayın; Beynimiz savunma mekanizması olarak daima en kötüsünü düşünmemizi sağlar. Bunu da en kötü duruma karşı hazır olmamız için yapar. Ancak bunun size beyninizin bir oyunu olduğunu unutmayın. En kötüsünü düşünmek yerine mevcut durumunuzda neleri değiştirip, ne yapabileceğinize odaklanın. Bu sayede hayatınızı daha da berbat hale getirmekten kendinize zulmetmekten kurtulmuş olacaksınız. Bu kötülüğü kendinize yapmayın. Deneyimlerinizden ders alın. Onlar sizlere, yaşadığınız zor durumlarda nasıl davranmanız karşısında ipuçları verecek önemli veriler sunar.

Bizi en çok yıpratan da etrafınızdaki diğer insanların ne düşündüğüdür. Kimsenin sizi değerlendirmesine gerek yok. Başarı tanımı herkese göre değişir. Önemli olan sizin başarı tanımınız, başkalarınınki değil. Hayat sizin hayatınız, nasıl istiyorsanız o şekilde yaşayın. Ve son olarak hiçbir şey sadece sizin başınıza gelmiyor bunu unutmayın. Herkesin zorlandığı ve zor süreçlerden geçtiği zamanlar oluyor. Yani yalnız değilsiniz.

Kısaca; Hayatımızın belli dönemlerinde zor süreçlerle karşılaşıyoruz, bunalıyoruz mücadele edecek gücü kendimizde bulamıyor, sanki tüm dünya birleşip sizi silmek için bir araya gelmiş gibi düşünüyorsunuz. Ancak tüm bu yanılsamaları bir kenara bırakıp, herkesin başına gelebileceğini aklınızdan çıkarmayın. Zorlukların üstesinden gelmek kolay değil ve kolay olmayacak da. Ancak savaşmak da sizin elinizde. Yaşadığınız zorluklardan dolayı, kendinize acımayı da seçebilirsiniz ya da savaşarak ders çıkartarak bu güçlüklerden güçlü bir şekilde de çıkmayı da seçebilirsiniz. Karar sizin… 

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum