Vakit öldüren sanal girdaplar

...

Yaşadığımız yüzyılda, teknolojinin de oldukça ilerlemesiyle artık sosyal medya hesaplarımız, bizleri yansıtan aynalar konumuna geldi. Birini merak ettiğimizde hemen nasıl paylaşımlar yapıyor, hangi sözleri paylaşıyor, hesabında neler yazıyor, kimleri takip ediyor... Şöyle bir inceliyoruz.

Ancak gerçekten bizi mi yansıtıyor?

Bence yansıtmıyor. Çünkü kimse tutup da evinin dağınık olduğu anı değil, hep derli toplu halini atar, ya da üzgün olduğu değil daha çok güldüğü fotoğrafları atar, hatta bazen kendisini de değil, filtrelerle bambaşka bir insana dönüştüğü fotoğrafları koyar... Bunları daha da artırabiliriz. İnsanlar sanallığın dünyasını bu kadar benimsemelerinin nedenini de ben biraz da hayattaki mutsuzluğumuzdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bir fotoğrafın yüksek beğeni alması ya da bir videonun görüntülenme sayısının çok olması insanları az da olsa mutlu edebiliyor. Heyecan yok, mutluluk yok en önemlisi insanlarda artık samimiyet yok…

Ne yazık ki artık bu sanal dünyada kurduğumuz dünyaya daha çok aitmişiz gibi davranıyoruz. Gerçek hayatın acılarını, tasasını, karamsarlığını kenara atıp o sanal dünyanın verdiği kısa süreli mutluluğa koşuyoruz. 

Bu da yetmezmiş gibi mutluluk yarıştırıyoruz. 'Daha mutlu kim görünecek?'

Bu kadar sosyal medyaya sığınmanın sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Ancak dedik ya artık çağımız öyle ilerledi ki daha birkaç sene öncesine gidelim tuşlu telefonlardan dokunmatiğe geçtik, şimdi dünya ceplerimize sığıyor. Ya d hemen yakından örnek verelim. Benzinli arabalar tarih olacak, şimdilerde elektrikli olanlar ön plana çıkıyor. Hatta '10 seneye kalmaz uçan arabaları göreceğiz' deniliyor. Yani dünya gün geçtikçe büyüyen gelişen bir teknolojiyle sarmalanırken bizler de buna ayak uydurmanın telaşesi içindeyiz. Belki size göre doğrudur ancak bu durum uzmanlar tarafından da sıklıkla eleştirilen bir konu. Özellikle çocukların telefon bilgisayar gibi teknolojik aletlerle daha az vakit geçirmesi tavsiye ediliyor.

Ancak şimdi kafanızı kaldırıp bakın etrafınıza. Çok küçük çocukların ellerinde telefonlar, tabletleri bilgisayarlar... Tablette annesi çizgi film açmadan yemek yemeyen çocuklar… Ne bekleyebiliriz ki?

Halbuki eski fotoğrafları görünce, sobe etrafında aileyle bir araya gelinmiş sıcak kış geceleri fotoğraflarına bakınca ne kadar da özlem duyuyoruz değil mi? İşte bizler belki sohbet etme, birlikte vakit geçirme alışkanlıklarımızı kaybediyoruz, elimizdeki küçük dünyalar yüzünden. '5 dakika bakayım' diye elimize aldığımız telefonların, 5 saattir elimizde olduğunu fark ettiğimiz zamanlar oluyor. İşte bunlar çok büyük vakit kayıpları. Ben telefonlara sosyal medyalar biraz da vakit öldüren girdaplar gözüyle bakıyorum. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Bu girdap bizleri daha çok içine çekmeden önlem alınmalı. Bu kadar sanal hayata bağlılık bizleri gerçeklikten çok ötelere götürecek. Daha da geri dönüşümüz olmayacak.

Hiç almayalım elimize demiyorum elbette ki alacağız ancak kontrollü olmakta fayda var. Bunu söylüyorum…

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum