Kader üzerine sorular -2

...

SORU: Fatalizm ile kaderiye aynı değil mi?

CEVAP: Wikipedia'da fatalizm şöyle anlatılmaktadır: Fatalizm, yazgıcılık, kadercilik, tüm eylemlerin ya da olayların evrendeki yasaların boyunduruğunda olduğunu vurgulayan bir felsefi öğretidir. Fatalizm genel olarak şu anlamlardan herhangi birine gelebilir:

Yapmakta olduğumuz şeyden başka bir şeyi yapmaya gücümüzün olmadığı görüşü. Buna göre, insanın ne geleceği ne de kendi eylemlerini belirlemeye gücü yetmez.

Gelecekteki ya da kaçınılmaz olduğu düşünülen olaylar karşısında boşvermişlik benzeri bir tutum. Friedrich Nietzsche yazgıcılığın bu biçimini Türk yazgıcılığı olarak adlandırır. Eylemler özgürdür, ancak kaçınılmaz bir sona doğru işler. Bu inanç uzlaşmacı yazgıcılığa çok benzer. Yazgıcılığı kabullenmek, kaçınılmazlığa direniş göstermekten daha uygundur. Bu inanç bozgunculuğa çok benzer.

SORU: Kaderle ilgili belli başlı ayet veya hadisleri söyler misiniz?

CEVAP: "Şüphesiz ki biz, her şeyi bir kader (ölçü) ile yarattık." (Kamer/49),

"Allah her şeyi yaratmış ve her birine belirli bir nizam vererek, onun kaderini tayin ve takdir etmiştir." (Furkan/2),

"Yeryüzünde ve sizin başınıza gelen herhangi bir olay yoktur ki, biz onu yaratmadan önce o, kitapta bulunmasın. Doğrusu bunu bilmek Allah'a kolaydır." (Hadid/22),

"Ölümü aranızda biz tayin ettik…" (Vakıa/60),

"Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. Sonra da bir takdire göre buraya geldin ey Musa!.." (Taha/40),

Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) Hz. Ömer’in (r.a.) rivayet ettiği, Cibril hadisi diye bilinen hadis-i şerifte Efendimiz; iman, İslâm ve ihsanın ne olduğunu Cebrail’e anlatırken iman konusunda şu ifadeyi kullanmıştır; “İman, Allah'a, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmaktır." (Müslim/İman),

SORU: Bazı insanlar bana şöyle demeye çalıştılar; "bu ihmaller olmasaydı, korunma odaları olsaydı, o işçiler kurtulacaklardı" ben de dedim ki, ecelleri geldiği için, ölümleri önlenemezdi bir şekilde yine ölürlerdi. Ama beni anlayamadılar sanırım nasıl anlatmak gerekir?

CEVAP: Şimdi bize düşen sebeplere sarılmaktır. Yani devesini bağlamayıp tevekkül yaptığını söyleyen bedeviye Hz. Ömer ‘deveni bağla, ondan sonra tevekkül et’ demiştir. Biz de burada sebepleri yerine getireceğiz. Elimizden geleni yapacağız. Ondan sonrası takdiri ilahi. Sebepleri yerine getirmeyip kendi hatalarımızdan kaynaklanan sonuçlar ortaya çıktığında bunu kadere yükleyerek açıklamaya kalkışırsak cüzi iradeyi yok saymış oluruz. İmtihan olmaz. 

SORU: Benim dediğim, ben bu insanlar ecelleri geldikleri için öldüler dedim. Ama karşımdakiler bana ‘ihmal olmasaydı yaşarlardı’ diye savunma yapmaya çalıştılar.

CEVAP: Nasıl ki öldürülen bir insan için ‘zaten eceli gelmişti, ben bir şey yapmadım’ diyen katil, kendini kurtaramazsa ihmali olanlar da ecel ve kadere sığınarak kendilerini kurtaramazlar. Hırsızın biri Hz. Ömer’in karşısına çıkartılır. Hz. Ömer’e ‘kaderim böyle olduğu için çaldım’ der. Hz. Ömer hırsıza had cezası ve 30 kırbaç vurulmasını emreder. Sebebini sorduklarında, had cezası hırsızlık için, kırbaç cezası da Allah’a iftira ettiği için der. Yani herkes kendi yaptıklarından sorumlu. Çünkü bunun kararını biz vermişizdir. 

Sonuçta eceli gelen kişi vefat eder, bu kaza da olur ihmal de olur. Ama biz bunu bilmediğimiz için elimizden geleni yapacağız. Allah bizim ihmalimiz veya kastımıza göre bizi hesaba çeker. Allah kulları bazen niyetine göre hesaba çeker. Bazen bazı şeyler muallaktır, bazı sebeplere bağlıdır. Bu gerçekleşirse olur. Allah'ın ezeli bilgisinde bizim ne yapacağımız bilinse de levhi mahfuzda bu böyle yazılmayabilir.

SORU: Karşımdaki insanlara, onların eceli geldiği için öldüklerini söyledim. başka yerde olsalardı yine öleceklerdi dedim.

CEVAP: Bunu söyleme, bu sözle insanların sebeplere yapışmasını engellemiş olursun. Bu tıpkı ‘ecelim gelmemişse ben buradan atlasam bir şey olmaz’ sözü gibi olur. İnsanlar iyi şeyler yapmak için gayret etsinler, sonra tevekkül etsinler, sonra Allah'ın takdirini beklesinler, ama yine de sebeplere sarılmayı tavsiye etmek gerekir. Siz elinizden geleni yapın sonunda kader sizi bulur. Yani bizim yaptıklarımız sonucu belirler. Ama ölüm ve dirimler külli irade ile belirlenmiştir. Biz ne yaparsak yapalım sonunda Hz. Ömer’in dediği gibi Allah'ın kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz. Fakat bu bizim kaçmamızı engellememeli... Tedbir bizden takdir Allah'tan… 

(Devam edecek)

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum