Kader üzerine sorular -1
...
-Kaderle ilgili gelen soruları bira araya istifade etmeniz için topladık.
Herkes kendi kaderini kendisi oluşturur.
Allah ise bizim ne yapacağımızı ilim sıfatıyla bilir.
Sorumluluk bize aittir.
SORU: Herkesin
kendi kaderini oluşturması, yani yaratması, mutezilenin görüşü değil mi?
CEVAP. Mutezile yaratma fiilini insana bağlar. Biz burada yaratma fiilinden bahsetmiyoruz. Tercihlerden bahsediyoruz. Tercihlerimiz bizim yolumuzu, kaderimizi oluşturur. YANİ Mutezile, insanın kendi fiillerini yarattığını söyler. Ehli sünnet ise insanların tercih yaptığını ve bu tercih doğrultusundaki fiilleri Allah'ın yarattığını söyler. İnce çizgi tercih-yaratma-bilme ve irade kavramlarında gizlidir.
SORU: Tam olarak anlayamadım,
kader konusunu da şöyle diyebilir miyiz; Kader: mesela şöyle yaparsan şöyle
olacak, şunu yaparsan şu olur, yani çeşitli kanunlarla sabitlenmiş sebep ve
sonuçlar. Kaza da bunlardan hangisini seçtiğimiz ve dolayısıyla sonucunun
başımıza gelmesi. E tabi elbette Allah istediği zaman müdahale edebilir?
CEVAP: Allah bu dünyada her şeyi sebep ve sonuç ilişkisine göre yaratmıştır. Eşyaya da belli özellikler vermiştir. Biz buna sünnetullah veya fizik yasaları diyoruz. Biz bir şeyi istediğimizde o sebep sonuç ilişkisine göre konulmuş olan kanunlar işler ve o fiil gerçekleşir. Allah'ın müdahalesi olur belli zamanlarda. Ayrıca, kişinin dua etmesiyle de bela ve musibetler def edilebilir. Ama Allah kendi koyduğu kanunların aksine bir durumu ancak mucize, keramet veya istidraç unsurlarında muhalefet eder.
Adem Smith, ‘Milletlerin Zenginliği’ kitabında serbest piyasa yasalarını anlatırken anlama veremediği ve piyasadaki ani değişimler için görünmeyen el kavramını kullanmıştır. İşte aslında o görünmeyen el Allah'ın müdahalesidir. Allah, Peygamberlerle, felaketlerle ve bazen de sosyal olaylarla müdahale eder. Tarih çok dikkatle okuduğunuzda toplumların ani olarak farklı bir yöne aktığını görürsünüz. İşte burada bir kırılma söz konusudur. Bu bir anlamda ilahi müdahaledir. Sümer uygarlığın ani olarak ortaya çıkması, Yunanistan'da Felsefe ve bilimsel hareketlerin ortaya çıkışı bunlar bir anlamda müdahalelerdir. (Peygamberler olabilir, savaşlar, felaketler ve vb...)
SORU: Kader
konusunda Müslümanların ayrıldıkları fırkalar ve görüşler nelerdir.
CEVAP:
1. Cebriye Mezhebinin Kader Görüşü: İnsanın hiç bir seçme ve özgür iradesi yoktur. İnsan rüzgarın önündeki bir yaprak misalidir. Günah ve İyi işlerde bile onun müdahalesi ve karar vermesi yoktur.
2. Kaderiye Mezhebinin Kader Görüşü: Kaderiye ise kaderi inkar etmiş, bütün iş ve düşünce bizim elimizdedir demişlerdir. İnsanların kaderiye ile cebriyeyi karıştırmasının nedeni isimlerinden kaynaklanmaktadır. Kaderciliği kaderiye sanırlar. Halbuki kadireye kaderi inkar eder. Kadercilik cebriyenin savunduğu görüştür.
3. Mutezile’nin Kader Görüşü: Mutezile ise: kaderi inkar etmemiş fakat her şeyi insanın eline vermiş yaratmayı da insana vermişlerdir. Mutezileye göre insan irade ve güç sahibidir, kendi fiillerinin yaratıcısıdır. Onlara göre insan, kendi fiillerini yaratırsa ancak hür ve sorumlu olur, ceza ve mükâfat ancak böyle tahakkuk eder.
4. Ehli Sünnetin Kader Görüş: Ehl-i Sünnete göre insan, belli ölçülere göre hareket eden hür bir varlıktır. O, işlerini kendi irade ve ihtiyariyle yapar. Zorunlu fiiller dışında kendi isteğine bağlı olarak yaptığı işlerin emir olanlarından mükâfat, yasak olanlarından ceza görecektir. Allah'ın teklifleri, sevap ve ikabını gerektirecek işler bellidir. İnsan bunları seçme ve yapmada serbesttir.
5. Şianın Görüşü: Birisi şiayı soruyor. Şia, akaid konularında genelde mutezilidir.
Kader konusunda tartıştığımız konuların islam mezheplerinde ayrıldıkları dört mezhep ve unsurları bunlardır. Bugünkü konuşanların hepsi bu görüşlerden birisini savunur.
SORU: Peki
kaderimiz önceden yazılmadı mı?
CEVAP: Önceden yazılan kaderimiz değildir. Bizim dünyada yapıp edeceklerimizdir. Yani Allah ezeli bilgisiyle olaylar olmadan önce bizim hangi kararı vereceğimizi bilmesidir. Yoksa yazılmış olan bir plana veya senaryoya göre biz davranmıyoruz. Allah ilim sıfatıyla benim ne yapacağımı bilmiş ve yazmıştır.
SORU: Külli irade
nedir?
CEVAP: Allah’ın dilemesi ve istemesidir. Biz külli iradeye tabiyiz. Ama külli iradeye yönelik unsur olan nerede ve nasıl doğacağım, nerede ve nasıl öleceğim. ömrüm, rızkım, ecelim, nesebim, neslim, eşim ve hangi zaman dilimde yaşacağım gibi konular ezeli bir takdirdir.
SORU: Cûzi irade
nedir?
CEVAP: Kulun dilemesi ve istemesidir. Yani tercihlerimizdir. Bizim özgür irademizdir. Allah bizlere özgür irade vermiştir. Biz özgür irade sayesinde kararlar alır ve bu kararlardan sorumlu oluruz.
SORU: Kader nedir?
CEVAP: Kaderin tanımı: Rabbimizin, olacakların hepsini, önceden bilip takdir etmesine (ölçüp, biçip belirli kılmasına) KADER denir. Bu, Allah’ın ilim sıfatının sonucudur.
SORU: Kaza nedir?
CEVAP: Kazanın Tanımı: Yüce Allah’ın takdir ettiği şeylerin zamanı gelince, Onun tarafından yaratılıp ortaya çıkmasına ise, KAZA denir.
SORU: Hesap, ceza,
asi olup olmayacağımız konusunda ne dersiniz?
CEVAP: Allah bizim asi mi yoksa mü'min mi olacağımızı ezeli bilgisiyle bilmektedir.
Hesap ise; Allah'ın bize vereceği ödül ve ceza konusunu görmesidir. Her varlıkla tek tek ilgilenilecektir. Cehenneme girecek olan kişiler bile verilen cezaya itiraz edemeyeceklerdir. Çünkü o gün bütün uzuvlarımız onlarla ne yapmışsak kendileri söyleyeceklerdir. Dil yalan konuştuğunu, cinsel organlar harama yöneldiğini vb. söyleyeceklerdir. İnsan verilen cezaya müstehak olduğu konusunda ikna olacak, fakat Allah'tan rahmet ve merhamet dileyeceklerdir. Rahmete ve merhamete ise sadece Allah'a inananlar yani iman sahipleri kavuşacaktır.
SORU: Selef
alimleri kader konusunda ne demişlerdir?
CEVAP: Onların görüşlerini şöyle özetleyebiliriz.
Tahavi'den (İbni Ebil İz'in yorumuyla): İnsanların kader meselesiyle ilgili görüş ayrılıkları meşhurdur. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat’in kabul ettiği görüş de şudur: Herşey Allah’ın kaza ve kaderi iledir. Kulların fiillerini de yaratan Yüce Allah’tır. Nitekim O şöyle buyurmaktadır: "Muhakkak Biz her bir şeyi bir kader ile yarattık." (el-Kamer, 54/49); "Herşeyi yaratıp, onu inceden inceye takdir ve tayin etmiştir." (el-Furkan, 25/2)
Fıkhı Ekber (Aliyul Kari Yorumuyla): Kadere inanmak iman esaslarındandır. Hayrın faydasının, şerrin zararının Allah’tan olduğuna inanmak da kadere imana dahildir. Acının acılığı, tatlının tatlılığı, hayrın faydası, şerrin zararı hep Allah'tandır. Kader değişmez. Allah'ın kaza ve kaderine rıza göstermek gerekir. Kader, fayda, zarar, güzellik, çirkinlik ve bunları kaplayan zaman ve mekânla bunlar üzerine terettüp eden sevap ve azab cinsinden yaratıkların hepsini bulunduğu durumda tayin etmektir.
(Devam edecek)
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.