İnsanlığa ölüm

...

Küresel çeteler, uzun zamandır insan nesliyle savaş halindedirler. Sanki kainatın sahibi onlar ve mahlukatın rızkını onlar veriyormuş gibi, insanların beslenmesini kendilerine görev addediyorlar. Diyorlar ki: “Bu yaşlı dünya sekiz milyar insanı besleyemez, insan nüfusunu beş yüz milyona düşürmeliyiz. Bu kararı aldıkları zamandan beri, insanları yok etmek için plan üstüne plan yapıyorlar. Bunun için devletleri, yasaları, ekonomiyi, tüm medya platformlarını ve hatta orduları dahi seferber etmiş durumdadırlar. Tüm bu planları da “insanlığı koruma” ambalajına sararak yutturuyorlar.

İnsan kıyımı için uygulanan ve dışarıya sızan ve bilinen yöntemlerin bir kısmı şimdilik şöyle sıralanabilir:

·         Nüfus veya aile planlaması adı altında geliştirilen; hamileliği önleyici yöntemler.

·         Kadın veya erkeği ameliyatlarla kısırlaştırma. Bu ameliyatları en lüks hastanelerde tüm masrafların batılı fondaş ülkeler ve şirketler tarafından sağlanması.

·         Geçici veya kalıcı kısırlaştırma ilaçları. Bu ilaçların aile ve çocuk merkezleri vb. birçok yerlerde ücretsiz olarak dağıtılması. Hatta mahalle ve köylerde alımlı bayanlar tarafından kapı kapı dolaşarak ücretsiz dağıtılması.

·         Sezeryanla doğum yapmayı özendirerek, doğumları sınırlandırma.

·         Doğum sonrası annenin bünye zayıflığı veya herhangi bir hastalığını bahane ederek, aileyi kordon bağlamaya ikna etmeye çalışmalar.

·         Kadınların evden dışarıya çıkarılması ve çalışmaya ikna edilmesi için planlar yapılması. Çünkü çalışan kadın çocuk yapamaz, yapsa da çocuğa bakamayacağı için sadece annelik duygusunu bastırmak için bir veya iki çocuk düşünebilir. Tabi eğer annelik duygusu kalmışsa…

·         Tüm bunların uygulanması için; batılı ülkeler veya şirketlerden doktorlara gizli açık büyük fonlar aktarılması. İnsaflı olan doktorların dahi uygulanan mobbing ve baskılarla buna mecbur edilmesi.

·         Sürgit devam eden savaşların da bir hedefi insan kıyımı yapmak suretiyle nüfusu azaltmaktır.

·         Medeni beraberlik vb. isimler altında nikahsız beraberlikleri özendirmek ve bunu da özgürlük ve çağdaşlık olarak lanse etmek. Meşru evlilik ve aile olmayı ortadan kaldırmak için planlar yaparak çocuk yapmaları engellemek. Çünkü aile olmayınca çocuk, taraflara yük olacaktır.

·         “İbahiye” yani sınırsız beraberlik olan LGBTİQ+ uygulamalarını dayatarak, iffeti, hayayı, ahlakı ve insanlığı yok etmeye çalışmak. Devletlerin siyasi, sosyal, hukuki, ekonomik ve hatta askeri güçlerini bu planın uygulanması için seferber etmek. Bunu kabul etmeyen ülkelere açık veya gizli ambargolar uygulamak ve her yöntemle savaş ilan etmek.

·         Son derece geliştirilmiş laboratuvarlara; çeşitli virüsler ve hastalıkların üretilip yayılmasını organize ederek ölümleri çoğaltmak. Özellikle batıda %35’leri aşmış olan 65 yaş üstü yaşlıların budanması çok yönlü bir aciliyet arz ediyor. Yıllarca emeklilik maaşı alıp öylece devletlerin sırtında kambur olmaktadırlar. Tabi bu dediğimiz batı kültürüne göredir. İslam medeniyetinde piri fani yaşlılar ve masum çocuklar; rahmet ve merhamet vesilesidir.

·         Medyanın tüm depertmanlarıyla bu için seferber edilmesi. Filmler, dizi filmler ve hatta 3-5 yaşındaki çocukların seyrettikleri çizgi filmlerde dahi başta LGBT olmak üzere nüfusu yok edecek konu ve yöntemlerin işlenmesi.

·         Yıllardır pompalanan; “şu kadar yıl sonra su bitecek, petrol bitecek, gıda bitecek ve insanlar açlıktan ölecek” şeklinde servis edilen haber, makale, kitap, belgesel vb. tüm çalışmalar da hep buna matuf planlanan tuzaklardır. Küresel ısınma etrafında kopartılan abartılı fırtınalar da buna yöneliktir.

·         DSÖ yani Dünya Sağlık Örgütü’nün bu vb. çalışmalar için tüm taşra ve merkezi kurumlarıyla bu işin hizmetine verilmesi. Bunun için bizim bilemeyeceğimiz kadar çok sayıda üniversiteler, ilaç şirketleri, hastaneler ve tıp merkezleri küresel çeteler tarafından ele geçirilmiş ve gece gündüz planlar kurmakta ve çalışmalar yapmaktadırlar.

·         Buna bir de köpek seviciliğini ekleyelim. Dünyanın dört bir yanında savaşlar çıkararak, virüsler yayıp hastalık üreterek insan kıyımı yapanlar, “hayvan dostu” kesiliyorlar. Eğer bunlar canları gerçekten sevip koruyorlarsa, insanlarınki de can değil mi? Bir asırdır, biz kendimizi bileli, batılıların savaş ve katliamları devam ediyor. Ama bu çevreler tüm cepheleriyle “ÇOCUK YAPMA KÖPEK AL” reklamları yapıyorlar. Öyle ki, gecekonduda yaşayan kadınlar ve çocukları bile, asgari ücretle çalışan ve evinin zorla geçindiren babalarını ve kocalarını köpek almaya zorlamaktadırlar. Artık gariban mahallelerde bile evlerin balkonlarından veya pencerelerinden köpek havlamaları yayılıyor. Böylece insandaki çocuk sevme duygusunun köpek seviciliğe tebdile edilmesi. Tabi bu da gizli bir nüfus azaltma planıdır. İşte kuduz tehlikesi ve her yıl köpek cinayetlerine kurban giden yüzlerce insana rağmen köpek besleme reklamları devam etmektedir. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke…

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum