Köpek cinayetleri ne olacak?

...

Hayreddin Karaman Hoca Efendi’nin 2020 yılında köpeklerle ilgili yazmış olduğu bu yazı, bu günlerde daha çok mana ifade ediyor. Çünkü “dilsiz canlar” diye köpek seviciliği yapan ve adeta ‘köpeksiz ev kalmasın’ diye çırpınan bir medya veya sosyal medyayla karşı karşıyayız. Köpekler can da insanlar can değil mi? Köpek reklamı yapanların uyanması için, kendileri veya çocukları bir çocuk cinayetine maruz kalması mı gerek? Bu konuda söyleyecek çok şey var. Ancak söyleneceklerin bir kısmını sonraya bırakarak, Karaman Hoca’nın yazısının kalan kısmını özetle paylaşayım.

“Şimdi ‘Ne zararı var’ sorusuna gelelim.

Gün geçmiyor ki, insanlara ve özellikle savunmasız çocuklara saldıran, insanları ciddi ölçüde korkutan, yaralayan hatta öldüren köpek olaylarını okumamış olalım!

Konu komşuda hobi kabilinden ev köpekleri var, sabahtan akşama, akşamdan sabah havlıyor, çevredeki insanları rahatsız ediyorlar.

Köpekleri gezdirenler bazen serbest bırakıyorlar, onlar da insanları korkutuyorlar, saldırdıkları da oluyor.

Parklarda, bahçelerde, yollarda… sıkça açıkta bırakılmış köpek pisliğine rastlıyoruz.

İnsan sağlığını korumak bakımından köpeğin zararı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın bir açıklamasını paylaşıyorum;

Kistik ekinokkozis, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalıktır.

Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcusgranulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak bağırsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir.

Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritim bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir.

Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince parazit bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür.

Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır…

Şimdi, bu kadar vaki ve muhtemel zararı, riski olan bir hayvanı, can ve malı koruma zarureti dışında eve sokarak beslemenin ve onunla hem-hal olmanın ne zararı var diyenlerin, öngörülen korunma tedbirlerinin bütün riskleri ne ölçüde engellediğini bir daha düşünmeleri gerekiyor! (Hayreddin Karaman11 Ekim 2020 Yeni Şafak) Subheneke… Bihamdike… Esteğfiruke…

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum