Erkekler daha örtülü bir travmatik süreçten geçiyor

...

Deprem, diğer doğal afetler, beklenmedik zamanlarda yaşanan olaylar, kişilerde travmaya yol açabiliyor. Genellikle erkekler, toplum içerisinde genel kabul görmüş cinsiyet rolleri nedeni ile yaşadıkları travmaları görmezden gelmeye eğilimli oluyor. Erkekler, daha güçlü görünmeye ve daha soğukkanlı durmaya özen gösterir, bu durum da yaşadığı travmayı bastırmasına sebep olur. Her ne kadar travmatik yaşam sonrası, kadınların destek başvuruları fazla gibi görünse de erkeklerin daha örtülü bir travmatik süreçten geçtikleri düşünülmektedir.

Deprem travması, kadın ve erkek üzerinde farklı etkiler oluşturabiliyor. Travma; “Ölüm tehdidinin bulunduğu ya da bir ölümle sonuçlanan, beklenmedik-ani gelişen ve fiziksel, sosyal, ruhsal ve yaşamsal bütünlüğe yönelik bir tehdit ortaya çıkaran olaylar bütünü” olarak tanımlanır.

Travmalar; farklı tepkilere neden olabilir. Kişinin ruhsal baş etme mekanizmalarını son derece olumsuz etkileyen travmatik deneyimlerin, zamansız gerçekleşmesi ve ölümle sonuçlanması noktasına kadar götürebilmesi bu olumsuz etkilerin ana nedenlerinden bazılarıdır. Bu tarz yıkıcı sonuçlara sebep olan travmalar kaygı, geri çekilme, korku ve kaçınma tepkilerine neden olur.Travmaya dair algıların birçoğu travmanın daha çok fiziksel yaralar oluşturması yönündedir. Ancak travmaların kişiye göre değişmekle beraber cinsiyetlere göre de zaman zaman farklılık gösterdiği noktalar olmaktadır.

Doğal afetler; insanoğlunun var olduğu günden beri korkularının temelidir. Ani ve öngörülemez oluşu, insanlar üzerinde büyük etkiler bırakabilmektedir. Bu türden bir doğal afet felaketine maruz kalan bazı bireylerde, fiziksel bir yaralanma olmasa da duygusal açıdan birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Ülkemiz özellikle deprem bölgesi olması sebebi ile yaşanan büyük depremler sonrası kişilerde çeşitli tepkiler ortaya çıkmaktadır. Tabii ki bu çeşitli tepkiler kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Aslında gelişen tepkiler tamamen normaldir ve bu tepkilerin neler olduğunu bilmemiz, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmamıza yardımcı olmaktadır.

Çoğu zaman depremin kendisi sorunmuş gibi görünse de aslında daha çok içeriğindeki belirsizlik, bireyde korku oluşturuyor. Deprem gibi ağır sonuçlara yol açan afetlerde, süreci normal seyrinde götüren bireyler birkaç hafta içinde yeni duruma alışıp gündelik hayatlarına devam ederken; bazı kişiler için bu sürecin uzaması Akut Stres Bozukluğu’na veya Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na yol açabilmektedir.

Bu tarz durumlarda genellikle erkekler, toplum içerisinde genel kabul görmüş cinsiyet rolleri nedeni ile yaşadıkları travmaları görmezden gelmeye eğilimlidir. Bir çatı misali anne ve çocuk arasında bir güven alanı varken baba figürü, hepsini kapsayan bir güven alanı oluşturmayı hedefler. Bu gerek toplumsal cinsiyet rolleri, gerekse insan doğası açısından bu şekilde devam eder. Dolayısı ile erkek bireyler daha güçlü görünmeye ve daha soğukkanlı durmaya özen göstermektedirler. Bu durum da kişinin yaşadığı travmayı bastırmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar travmatik yaşam sonrası, kadınların destek başvuruları fazla gibi görünse de erkeklerin daha örtülü bir travmatik süreçten geçtikleri düşünülmektedir.

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum