Okul başarısını etkileyen okul dışı etkenler
...
Okul başarısı
öğrencinin bulunduğu okul, sınıf ve derse göre belirlenmiş hedeflere ulaşmada
göstermiş olduğu ilerleme durumudur. Ancak çağdaş anlamda başarı kavramının
akademik başarı ile sınıflandırılamayacağı, bilgi ve beceri gibi bilişsel
davranışlar kadar, ilgiler, kişilik özellikleri ve tutumlar gibi bilişsel
olmayan davranışları da içerdiği görülmektedir. Yani bireyin olumlu beceri ve davranışlar
kazanmasıdır.
Okul başarısı, okuldaki
ders programları, sunulan fiziki olanaklar ve hedeflenen eğitsel becerilerin kazandırılmasıyla
önemli ölçüde sağlanabilmekte ancak okul dışında;anne-baba tutumları, okuldan
sonra çocuğun içinde bulunduğu, oyun oynadığı, zihinsel ve davranışsal
etkileşimde bulunduğu çevre de okul başarısında çok önemli bir yer tutmaktadır.
Ebeveynlerden
birinin veya her ikisinin, okula ve öğrenmeye karşı olumsuz tutumu, çocuğunda
okula karşı negatif duygular geliştirmesine yol açmaktadır. Anne babası
ayrılmış ya da mutsuz bir ev ortamı olan çocuklara göre mutlu bir aile
yuvasında yetişen çocukların okul başarısının daha yüksek olduğu görülmektedir.
Birden fazla çocuklu ailelerde başarısızlık karşısında kardeşlerde ana babanın
tarafını tutar ve istemli olarak onların tutumunu benimserler. Fakat başarısız
olan çocuk, kardeşlerinin müdahalesini kolaylıkla kabul etmez. Onlara karşı
saldırgan davranabilir ve kardeşlerinin başarılarıyla ana babasını elinden
aldıklarını düşünür ve olumsuz duyguları daha da şiddetlenir. Azalması için
yapılacak en önemli şey ise kardeşleri kıyaslamaktan uzak durmaktır.
Çocuğun okuldan
sonra içinde bulunduğu arkadaş grubu, top oynarken, oyun oynarken hem davranış
hem de sözel olarak iletişim kurduğu çevresi de olumsuz davranışları
pekiştiriyor ise çocuğun okul başarısında negatif etki yapmaktadır. Örneğin;
futbol oynarken küfürlü konuşan, gece geç saatlere kadar sokaklarda olan bir
arkadaş topluluğu çocuğun başarısına olumsuz etki yapacaktır. Burada ailelere
önemli görevler düşmektedir.
Sürekli
televizyon izlenen aile ortamında, çocuk olumsuzluklar taşıyan televizyon
dizilerinde izlediklerini davranışlarına yansıtırsa okul başarısı mutlaka
olumsuz etkilenecektir. Örneğin televizyonda şiddet içeren ve etik dışı
davranışlar ve çocuğun bunları okul içine yansıtması arkadaşları ve
öğretmenleriyle uyumuna aynı zamanda da akademik başarısına negatif etki
yapacaktır. İyi niyetle sunulan bilgisayar, televizyon oyunları gibi teknolojik
olanakların kullanımına sınır getirilmemesi sonucu çocukta bağımlılık
oluşacaktır. Bu noktada çocuğun olumlu bir kişilik geliştirmesini önceleyen
anne-baba tutumlarının ön plana çıkması gerekir.
…
Genellikle
başarısız çocukların motivasyonu başarılılara oranla daha düşüktür. Motivasyonu
artırmak için önce aile çocuğun kendine olan güvenini arttırmalıdır. Çalışmaları
ailesi tarafından desteklenmeyen ve sürekli eleştirilen çocuklar kendilerini
değersiz olarak görür. Bu da kapasitesi uygun olmasına rağmen
çocuğun kendini gizlemesine neden olabilir. Ayrıca çocukları her zaman başarılı
olacakları konusunda yönlendirmenin yanlış olduğu, başarısız olabilecekleri durumlarında
söz konusu olacağı unutulmamalıdır.
Kitap okuma
alışkanlığının olumlu ve sürekli davranış haline dönüştürülmüş bir aile ortamı,
evde düzenlenen ailece kitap okuma saatleri çocuğun kitap okuma becerisini
geliştirecek dolayısıyla akademik başarısı artacaktır.
Görme, işitme
kaybı, süreğen hastalıklar ders çalışmayı engellediği ve dikkat dağılmasına
neden olduğu için başarısızlığa zemin oluşturur. Bu hastalık hallerinden başka
okul olgunluğuna sahip olmama, aşırı hareketlilik, yerinde duramama ve
hareketlerde kararsızlık gibi durumlarda da çocuğun
dikkatinin toplanması güç olduğu için başarısızlık ortaya çıkmaktadır.
Ebeveynler çocukların
yakın çevrelerindeki modeller olarak ilk örnek alacakları kişilerdir. Anne baba
ve kardeşlerin eğitim düzeyi ve sosyal statüleri çocukların eğitiminde ve hedef
belirlemelerinde önemlidir. Çocukların okuldaki etkinliklerine gösterilen ilgi
ve yardım isteğinin karşılanması, sorularına açıklayıcı cevaplar verilmesi,
anne babanın eğitim düzeyi ile ilişkilidir. Alt sosyo-ekonomik düzey ailelerin
ilgi ve eğitim düzeylerinin düşüklüğü nedeniyle çocuğun yardım istekleri
yeterince karşılanamamaktadır. Özellikle annenin eğitim düzeyi yükseldikçe
çocuğun okul başarısının arttığı görülmektedir. Bu nedenle kadınlarımızın iyi
bir eğitim alması nitelikli insan yetiştirilmesi ve ülke
kalkınması açısından yaşamsal önem arz etmektedir. Ailelerin sosyo-ekonomik
düzeyleri de çocuğun okul başarısında etkili olmaktadır.
…
Sonuç olarak,
çocuğun kişiliği altı yaşına kadar tamamlanmaktadır. Bu nedenle her çocuk
okulöncesi eğitim almalıdır. Okul başarısı sadece okula ve öğretmene bağlı bir
olgu değildir. Başarılı çocuklar yetiştirmek sağlıklı, mutlu ve sevgi dolu bir
aile ortamı, okulu destekleyen planlanmış eğitim etkinlikleri ile olumlu
davranış becerileri geliştiren bir çevre ve akran ortamı yaratmaktan
geçmektedir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.