Sığınak
...
Her insanın bir sığınağı olmalı şu hayatta. Kalbini yoran
ve kendini göğüs kafesinin dışına atmak istemesine sebep olan her şeyden
uzaklaştırabilecek bir sığınak...
Resûlullah’ın Hira'sı gibi meselâ, ya da yedi uyuyanların
mağarası... Belki dışarıda mâni olamadığı çirkinliklerden kaçıp kurtulmak belki
de sadece kendi kabuğuna çekilme arzusuyla... Nihayetinde kendini ait
hissetmediği ortamdan, çağdan ve dahî dünyadan kendini soyutlama maksadı
gereği...
Kimi içinde kurmuştur Hira 'sını bu sayede ne kadar
kalabalıklar içinde kaybolsa da kendi içinde, sığınağında güvendedir. Bazen de
bir insan bir insana sığınak olur. Tıpkı Efendimize sığınaklığı gibi Hz.
Hatice'nin... Hani insan, o olmazsa soluğum kesilir de yaşayamam kör olur da
göremem sanır ya. Kaybedince anlar hani öyle olmadığını, hiçbir canlının hiçbir
canlıya bu kadar muhtaç olmadığını... Hatırlatır ya hani Rabbi... İşte ancak o
zaman gerçek sığınağını bulur. Gerçek sığınağı Rabbi olanlar yalnız onunla
huzur bulur, O'nunla bir olunca güvende olur. Başını koyduğu seccadesi
bulunduğu dünyadan bambaşka bir dünyaya geçiren bir geçit kapısıdır onun için.
En güvenli limanı ise secdeleridir. Secdelerine demir atar en güzel dualarıyla,
en ümitvâr haliyle...
…
Evsiz kalmış başlar gibi sığınaksız kalan ruhlar ise
harap olmaya mahkumdur biraz da bu dünyada. Nasıl ki bir ev içindekileri
gelecek türlü fiziki zararlardan korursa bu dünyadaki sığınaklarımız da
kalbimize en çok da ruhumuza gelecek bütün zararlardan muhafaza eder bizi,
tıpkı bir zırh, bir kalkan gibi... Korumasız kalır sığınaksız insan bu yüzden,
türlü yaralar alır, canı acır. Doğru ilaçla tedavi edilmezse eğer kalıcı
yaralara dünüşür. Bir daha dönüşü olmayacak yaralar...
Ne yazık ki her zaman Hira'da kalma imkanımız yoktur.
Çıkmak ve dünyanın kirli yüzüyle yüzleşmek gerekir. Her ne kadar çıkınca
taşlanıp yara alacağını da bilsen içindeki o umut ve Rabbine olan inancınla
dışarı çıkıp dünyanın hoyrat savaşçılarıyla savaşman gerekir. Kendin ve Hira
'na sığınmış herkes için...
Ama düşüp dizlerini kanatınca ve ruhun hırpalandığında
yine ilk koştuğun yerdir orası. Yaralarını tedavi ettiğin, ruhunu
iyileştirdiğin yer...
…
İnsan eğer yolunu unutmazsa ve ebediyyen terk etmezse
sığınağını, ayrılsa da kalbinde ve dahi ruhunda taşırsa eğer, Hira'sı onu
sonsuza dek koruyup iyileştirecektir.
Çünkü Hira kendisi, kendisi de Hira'dır...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.