Yavuz Donat, Kastamonu’yu yazdı
Atatürk’ün Kastamonu Gelişi ve Kılık-Kıyafet İnkılabı’nın 99’uncu yıldönümü kutlama programındaki Kastamonu Gazeteciler Derneği (KGD) tarafından düzenlenen “Hüsnü Açıksöz’ü Anma ve Basın Onur Ödülleri” programına katılan Türk basınının en önemli yazarlarından Yavuz Donat, Sabıh Gazetesindeki köşe yazısında Kastamonu ve Şerife Bacı’yı anlattı....
Duayen Gazeteci-Yazar Yavuz Donat, yazısında şu ifadelere
yer verdi;
KASTAMONU
“Tarihin mirası... Açık hava müzesi... Hititler...
Frigler... Lidyalılar... Persler... Büyük İskender... Pontus... Bizans...
Selçuklu... Ve 1460'ta Fatih Sultan Mehmed'in mührünü vurduğu kadim şehir.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın, "Gözüm
Sakarya'da, kulağım İnebolu'da" dediği diyar.
İnebolu İskelesi'ne gelen mühimmat ve silahın Batı
Cephesi'ne taşındığı topraklar.
1921... Aralık... Çetin kış... Şerife Bacı... Arkasında,
bir çift öküzün çektiği kağnı... Sırtında, kundakta sarılı 9 aylık bebeği...
Mustafa Kemal'in askerlerine silah taşırken... Soğukta donarak burada can
verdi.
Kastamonu'da... Nereye baksanız Şerife Bacı.
En başta... Atatürk ve Şerife Bacı Anıtı.
Ve kahraman Türk kadınının adını taşıyan pek çok eser.
***
İstiklal şehri
Kurtuluş Savaşı dönemi... Burdur Milletvekili Mehmet Akif
Ersoy Kastamonu'da... Nasrullah Camii'nde... Vaaz veriyor.
Kurtuluş Savaşı'nı anlatıyor... Anadolu'yu direnişe
çağırıyor.
İstiklal Marşı'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden
önce Kastamonu'da... Nasrullah Camii'nde okunduğunu... Biliyor muydunuz?
***
Tarihi ders
İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy'un, 19 Kasım
1920'de... Nasrullah Camii'nde söylediği sözler... Aradan 104 yıl geçse de...
Hâlâ güncel:
“Ey Cemaat-i Müslimin. Milletler topla, tüfekle,
zırhlılarla, ordularla, tayyarelerle yenilmiyor.
Milletler ancak
aralarındaki rabıtalar çözülerek, herkes kendi başının derdine düşerek, kendi
menfaatini temin etme sevdasına kapıldığı zaman yıkılır.”
***
Önce vatan
Kastamonu'da... Kurtuluş Savaşı'na... Vatanın kurtuluşuna
destek etkinliği... 29 Nisan 1921.
Bilet satışından toplanan para... 15 bin 750 kuruş.
Rozet satışı... 1630 kuruş.
Bağış... 27 bin 630 kuruş.
Nüfus memuru Ziya Bey'in nişanlı kızı Hatice'nin
bağışı... Gelinliği.
Bir şehit yüzbaşının eşinin bağışı... Boynundaki
altınları.
***
Kahramanlar
coğrafyası
Kurtuluş Savaşı devam ederken... Kastamonu'da bir hastane
kuruluyor... Cephede yaralanan askerler Kastamonu'ya gönderiliyor.
O dönemde hastane kurmak kolay mı? Hem de 700 yataklı.
Kastamonu halkı... En başta da kadınlar... Yarışa
başlıyorlar.
Evlerinde ne varsa... Hastaneye taşıyorlar... 3 gün
içinde.
406 yatak.
4 bin 108 yorgan.
1030 yastık.
558 çarşaf.
68 sürahi... 272 maşrapa... Su içmek için.
859 havlu.
104 minder.
322 terlik.
225 bakır tas.
113 bakır sahan.
1415 kaşık.
Tencereler... Gaz lambaları... Ve daha neler neler...
Kastamonu... Kahraman kadınların harman olduğu bir
coğrafya.
***
Mustafa kızı
Latife
Muhittin (Akyüz) Paşa... Kurtuluş Savaşı'nda Kastamonu ve
Bolu Bölge Komutanı.
Bir gün... Paşanın önüne bir dilekçe geliyor.
Tosya ilçesinden... İlyasbey Mahallesi'nden... Mustafa
kızı Latife, "askere alınmasını istiyor."
Arzusu... Asker elbisesi giymek... Silah kuşanmak... Ve
cepheye koşmak... Mustafa Kemal Paşa'nın askerleriyle düşmana karşı omuz omuza çarpışmak.
***
Yırtık gömlekler
Destan şehir Kastamonu'da bayram...
Riyazulbenat Mektebi'nde... Sergi eşyalarla dolu...
Kurtuluş Savaşı'na destek için halkın verdiği eşyalarla.
Yaşlı bir kadın... Fakir... Sergiyi geziyor.
Ve hemen evine koşuyor.
Elinde... Yırtık, 2 gömlek.
Getiriyor... Sergideki eşyaların arasına koyuyor.
Garibanın verebileceği başka bir şeyi yok.
***
Kadın mitingi
Katılanların tamamı kadın... 3 bin kişi... Konuşanlar
yine Kastamonulu kadınlar.
Mitingi düzenleyenler... Zekiye, Saime, Münire, Bedriye,
Neyyire, Refika hanımlar.
Kürsüde Zekiye Hanım:
“Kardeşler... Hemşireler.
Kırmızı rengiyle başımızda dalgalanan şanlı bayrağımız
karalara büründü... Mateme büründü.
Silahımız yok... Fakat göğsümüzde imanımız var... Bütün
dünyayı yaratan Allah'ımız var.
Erkeklerimizle birlikte dinimiz ve istiklalimiz için
savaşacağız.”
***
Amele taburu
Mühimmat ve silah İnebolu'dan Batı Cephesi'ne
taşınacak... Kağnılarla... Fakat... Yollarda bazı sorunlar var.
Özellikle de Kastamonu ile Çankırı arasında.
Zor bir arazi... Dağlar... Dereler.
Hemen... Tabur kuruluyor:
Taburda asker yok.
Askere gidemeyenler... Askerlik vakti geçmiş olanlar...
Engelliler... Yaşlılar... İşte amele taburu.
Köprüler... Menfezler... Bu tabur tarafından onarılıyor.
Tabur... Büyük Taarruz'dan... Zaferden sonra
kaldırılıyor.
Dün... Kastamonu'ya giderken... Çankırı'ya uğradık.
30 Ağustos Zafer Bayramı'na hazırlanan Çankırı'da...
Bize, amele taburunu anlattılar.
***
Gücün kaynağı...
Millet
Cumhurbaşkanı Atatürk, Anadolu gezisine çıkıyor... Çankırı'ya
da uğruyor... 23 Ağustos 1925.
Gece Çankırı'da kalacak... Fakat... Çankırı'da otel,
motel... Konaklayacak yer... Ne gezer?
Çankırı Ortaokulu'nun üst katı, Atatürk ve arkadaşları
için dayanıp döşeniyor.
Atatürk... Çankırılılara teşekkür ederken... Gücünün
kaynağını da söylüyor: "Millet."
Büyük Atatürk'ün Çankırı konuşmasından kısa bir alıntı:
Ben güven ve saygıya hak kazanacak başarılar
göstermişsem, o da sizlerin yardımlarıyla olmuştur.
Güveninize yürekten inanarak, milli görevimde muhtaç
olduğum gücü ve yetkiyi sizden alıyorum... Sizde buluyorum.
Ve... Yıl 2024... Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu
ölümsüz sözleri bugün de geçerli... Demokrasinin ABC'si... Sistemin temel taşı:
Gücün kaynağı... Millet.”
Kaynak: Açıksöz Haber Merkezi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.