‘Eğitim çalışanları geçim derdinde’
Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü-Sen) tarafından, eğitim çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek amacıyla Türkiye genelinde basın açıklaması düzenlendi....
Sendikanın Kastamonu İl Temsilciliği tarafından yapılan
açıklamada; “Kira, ulaşım ve temel gıda giderleri gibi zorunlu ihtiyaçlar başta
olmak üzere birçok kalemdeki fahiş zamlar karşısında birçok vatandaşımız gibi
eğitim çalışanları da temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmiş, ağır bir
yoksulluk kriziyle karşı karşıya kalmıştır. Çalışanların gelirleri özellikle
büyükşehirlerde neredeyse bir kiraya eşdeğer durumdadır. Kira ödemeleri
yapıldıktan sonra maaşlardan kalan miktarla aylık gıda ihtiyaçlarını
karşılamaya, elektrik, su, doğalgaz, iletişim faturalarını ödemeye bile
yetmemektedir. TÜİK enflasyon rakamları dışında enflasyonun yükselmesine karşı
politika geliştiremeyen hükümet sayesinde, maaşlarımıza yapılan zam ve sözde
enflasyon farkları daha elimize geçmeden erimiş, memur enflasyona
ezdirilmiştir. Bunlar yetmezmiş gibi vergi dilimi düzenlemesinin ısrarla
gündeme alınmaması bizi açlık sınırına doğru sürüklemiş maaşlarımız asgari
ücret düzeyine gerilemiştir. Çalışanların sırtındaki küfe her geçen gün
ağırlaşırken kredi kartı limitleri dolmuş, ek hesaplarda para kalmamış, bıçak
kemiğe dayanmıştır” denildi.
“VERGİ KESİNTİ
ORANI YÜZDE 15’E SABİTLENMELİ”
Öğretmen ve memur maaşlarının yüksek oranda vergi dilimine tabi olmasının, maaşa yapılan zam ve iyileştirmeleri anlamsız kıldığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Düşük maaşlarla geçim derdine düşürülen öğretmenlerin, gelirlerinden alınan yüksek vergi kesintileri neredeyse asgari ücret tutarını bulmaktadır. Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası olarak eğitim çalışanlarının maaşlarının, 2023 Ocak ayında yapılacak zam ve iyileştirmelerle, kurumlar tarafından belirlenen refah seviyelerine çekilerek maaşın yoksulluk sınırına kadar olan kısmının vergiye tabi tutulmaması ve alım gücünün korunması için gelir vergisi oranlarının güncel ekonomik koşullara uygun olarak revize edilerek vergi kesinti oranının yüzde 15’e sabitlenmesini istiyoruz. Eğitimciyi bu hale getiren yetkili sendika ve destekçisi sarı sendikalar; Siyasete yaranmak adeta şirin gözükmek için memurun ekonomik ve özlük haklarını toplu görüşme tiyatrolarında siyasilere peşkeş çektiler, sahte TÜİK rakamlarıyla buçuklu zamlara teşekkür ederek makamlarını garantiye almak isteyenler memuru enflasyona ezdirdi. Elde ettikleri makamları korumak için öğretmenleri kanunla değersizleştirmeye ve ayrıştırmaya çalışanlara alkış tuttular. Tüm bunları yaparken de teşekkür bekleyecek kadar yüzsüzleştiler. Siyaset ile kol kola giren sendika anlayışının geldiği son nokta isehukuk tanımazlık olmuş daha önce Danıştay tarafından iptal edilen maddeye rağmen ve yine mahkemeden döneceğini bilerek az önce saydığımız gerçekleri görerek kendilerinden istifa edenleri ve gerçekleri yüzlerine vuran sendikaları cezalandırmak, yeni kopuşları engellemek için bu gün de %2lik sendika kotası getirerek kendi kurdukları düzeni devam ettirmeye, çalışanların seslerinin duyulmasına ve haklarının aramasına engel olmaya, kendi ekonomik ve siyasi amellerinin önündeki son engelleri kaldırmaya çalışmaktadırlar. Bu süreçte kullandıkları tek koz aylık olarak fazladan alınacak 150 TL’dir. Siyasetin ve “malum sen”lerin bu paraya muhtaç olduğunu düşündükleri eğitim çalışanları artık gerçeklerin farkındadır, yaşadıkları geçim sıkıntısının sebebini gayet iyi görmüştür. Sendikacılık anlayışından uzak, üyelerini sayıdan ibaret gören bu anlayışın artık kamu çalışanlarına yapacağı tek hizmet kendini feshetmektir.”
“ÇOK OLANLAR DEĞİL
İNANANLAR KAZANACAK”
“Örgütlenme özgürlüğünü kısıtlamaya çalışmanın, devlet memurunu ve bir ihtisas mesleği olan öğretmenliği asgari ücrete mahkûm etmenin asıl amacı kamu çalışanlarının karşı çıkma refleksini engellemek, çaresiz bırakmak ve istedikleri düzeni kurarak menfaatlerine engel olmaya çalışanları saf dışı bırakmak olduğu aşikârdır. Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde eğitim çalışanlarının sorunlarına dikkat çekmek için 2 Ocak 2023 Pazartesi günü sendikamızın aldığı karar doğrultusunda iş bırakma eylemi yapacağımızı da buradan kamuoyuna duyuruyoruz. Kamu çalışanlarının bu zamana kadar olan tüm maddi kayıplarının karşılanarak maaşlarının yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalıdır. Maaşın yoksulluk sınırına kadar olan kısmı, vergiye tabi tutulmamalı ve alım gücünün korunması için gelir vergisi oranlarının güncel ekonomik koşullara uygun olarak revize edilerek vergi kesinti oranı yüzde 15’e sabitlenmelidir. Örgütlenme özgürlüğü üzerinde kurulmaya çalışılan baskı derhal son bulmalıdır. Bizler bu gün buradan bir kez daha haykırıyor ve açlık sınırında maaşı kabul etmediğimizi gösteriyoruz. Bu isteklerimiz karşılanana kadar da susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Çok olanlar değil inananlar kazanacak.” (Bülten)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.