‘Platform, Anadolu kadınının cesaretini gösteremedi’
10 Aralık 1919 tarihinde Kastamonu’da düzenlenen ‘İlk Türk Kadın Mitingi’nin 103’üncü yıldönümü nedeniyle geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlenen kortej yürüyüşü ve Cumhuriyet Meydanı’ndaki törene katılan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, etkinlikte konuşma yapmak istediğini iletmiş, ancak 28 yıldır geleneksel olarak düzenlenen programlarda 10 Aralık Kadın Platformu Derneği Başkanı dışında kimsenin konuşma yapmadığı ifade edilerek talebi geri çevrilmişti....
Konuşma talebi
kabul edilmeyen Nazlıaka’nın basına yansıyan tepki dolu açıklaması üzerine bir
açıklama da 10 Aralık Kadın Platformu Derneği’nden geldi. Dernek açıklamasında,
28 yıl boyunca vali, belediye başkanı veya hiçbir siyasinin 10 Aralık
etkinliklerinde konuşma yapmadığı, konuşma talebinin kabul edilmediği ve 10
Aralık programlarının ‘siyaset üstü’ kalması için ciddi çaba gösterildiği
şeklinde cevap verildi.
“PROGRAMIN DÜZENİNİ BOZMAMIZ SÖZ KONUSU BİLE
DEĞİL”
10 Aralık Kadın
Platformu Derneği’nin cevabî açıklamasına cevap veren CHP Kadın Kolları İl
Başkanı Devrim Ezgi Şahin
“10 Aralık 1919,
evdeki erkeğini cepheye savaşma göndermiş, beşikteki çocuğunu, yataktaki hasta
ana babasını göz ardı ederek önce vatan diyen, sırtındaki bebesi ile cepheye
kağnılarla cephanelik taşıyan, bir araya gelerek siyasi görüşleri, hayata bakış
açıları, toplumsal sınıfları ne olursa olsun ortak değer yargıları olan
vatanları, ayaklar altına alınan namusları ve şerefleri için mücadelelerini
miting alanlarında ve cephelerde sürdüren onurlu Türk Kadını’nın mücadele
günüdür.
Bu yıl ki
programda Kadın Kolları Genel Başkanımız Aylin Nazlıaka’nın geleceği daha
önceden valiliğe bildirilmiş ve konuşma hakkı talep edilmiştir. Genel
Başkanımız konuşma talebini nezaket ve saygı çerçevesinde tekrar etmesine
rağmen Vali Bey müsaade etmemiş, aksine düzeni bozduğumuzu ifade etmiştir. Aynı
zamanda teoride vekil olan fakat pratikte hiçbir tecrübe edinemeyen iktidar
partisinin yandaş ve suskun vekili Metin Çelik ‘cıklayarak’ Genel Başkanımız
Aylin Hanım’a ‘şuna bak’ ifadelerini kullanmış, donanım ve kalitesini bir kez
daha ortaya koymuştur. Sayın vekil; Cumartesi günü meydanda talep ettiğimiz
kürsü hakkına karşı tepkinizi daha bir hafta önce yankılanan, çocuk
istismarcılarına, kadın tecavüzcülerine karşı önce halka karşı sorumlu
olduğunuz vekil kimliğiniz ile mecliste, daha sonra bir avukat yani ‘hak
savunucusu’ kimliğiniz ile de mahkemelerde, meydanlarda ve basında göstermenizi
sabırsızlıkla bekliyoruz. Kortej yürüyüşü’nde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan
Yardımcısı Fatma Öncü’nün koruması Bakan Yardımcısı ile hep birlikte aynı
sırada yürüdüğümüz esnada Genel Başkanımız Aylin Hanım’a fiziki ve rahatsız
edici temas ve müdahalelerde bulunmuştur.
Öğleden sonra
katıldığımız Veteran Kadınlar Basketbol Müsabakası’nda ise Vali Bey’in eşinin
koruması genel başkanımızı oturduğu yerden kaldırmak için başında bekleyerek
taciz etmiştir. Programın düzenini bozmamız söz konusu bile değildir. Bizler
Milli Mücadele ruhunun ne olduğunu bilincinde olarak meydanlardayız. Bizler
kadın kadının yurdu olsun, kurdu değil anlayışı ile eğilmeyen, şartlara karşı
bükülmeyen, mücadelesini herkese karşı ve her şeye rağmen sürdüren kadınların
yanındayız” dedi.
“VALİLİĞİN ENDİŞESİNİ PLATFORM OLARAK
ÜSTENMİŞLER”
Şahin,
açıklamasının devamında şunları kaydetti; “Üzücü olan şudur ki, 10 Aralık Kadın
Platformu, bu yıl yapılan programda Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Şubesi’ni
kuran, o gün meydanı dolduran Anadolu Kadını’nın cesaretini gösterememiş,
yaptıkları açıklamadan anlıyoruz ki, valiliğin endişesini platform olarak
kendileri üstlenmiştir. Bizler biliyoruz ve hatırlatmak isteriz ki sizler
Mustafa Kemal’in öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın
kadınlarısınız. Eğitiminiz, birikimleriniz ve tecrübeleriniz hiç bir iktidarın
ve yanlı zihniyetin kalıbına girmez. Bu ülkede kadınlar eşleri tarafından
tuvalet taşının üzerinde 30 kiloya düşene kadar tecavüze ve şiddete uğrarken,
yol ortasında eşi tarafından kurşuna dizilirken, defalarca dövülüp bulduğu ilk
fırsatta soluğu karakolda alan ama ne yazık ki hiç bir şey yapılmadığı(!) için
kaçtığı hasta ruhlu eşi tarafından kızının gözleri önünde boğazından
bıçaklanarak öldürülen, kızı tecavüze uğrayan annenin Türkçe bilmiyor diye
konuşturulmadığı, yanından ayrılır ayrılmaz iç parçalayan feryadını
kulaklarımızla duyduğumuz bu karanlık iktidarın yanlış politikalarıyla
yıllardır maruz kaldığımız onca olayda biz mücadelemizi her yerde sürdürdük. Gezi
Parkı’nda mücadele eden kız kardeşlerimize söylenilen çirkin söylemleri aslında
kendilerinden olmayan hepimize söylendiğini bilerek meydanlardaydık. İstanbul
Sözleşmesi’nin iptali için bir gece de verilen kararın karşısında,
Danıştay’daydık. 6 yaşındaki bir çocuk istismar edilirken yerelde ve genelde
basının karşısında o çocuğun hakkını arayandık!
Çünkü biliyoruz ki bugün eteğini öpmeye mecbur bırakan zihniyet biz
kadınlardan korkuyor. Platformunuzdan beklentimiz 10 Aralık gibi önemli bir
tarihi günün önümüzdeki yıl dönümlerinde her siyasi partinin kadın temsilcileri
ilimize davet edilsin ve 1919 yılında olduğu gibi günümüzde de kadınlara
korkmadan, sinmeden kürsüde söz verilsin. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları
olarak bizler her türlü davet ve çağrıda sizlerin karşısında değil yanındayız.
10 Aralık Kadın Platformu, tarihten aldığı güç ve manevi sermaye ile her türlü
baskı rejiminin karşısında durabilecek yeterliliktedir. Cumhuriyet Halk Partisi
Kadın Kolları İl Başkanı olarak 10 Aralık Kadın Platformu Yöneticilerine Yüce
Atatürk’ün bir sözü ile seslenmek isterim; ‘Kuvayı Milliye, namuslu bir insanın
yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit
kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar.” (Bülten)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.