Belki bir gün
Belki bir gün gerçekten sevmeyi öğrenecek insanoğlu;
Yanağından süzülen yaşların ta içerden geldiğini bilecek
Sebepsiz değil sebebini bilerek yaslanacak ağlayışlara
Ve belki bir gün gülecek
Belki bir gün kırılacak tüm kabuklar
Kabuk bağlayıp iyileşecek kara kabuklarda saklananlar
Güneş el verecek âleme ve ateş
O zaman içten olacak tüm sıcaklıklar
Belki bir gün ardına kadar açılacak tüm kapılar
Kilitler kalkacak ve kilitlerden ekmek yiyenler aç kalacak
O zaman belki ağaçlar mor yaprak açacak
Ve günlerden pazarın ertesi salının öncesi olacak
Küller küllere kanlar kanlara karıştı. Gittin; solumda bir boşluk, sağımda kocaman bir yara. Gidişin bitişim oldu. Önce bahçemdeki kocaman kırmızı güller fark etti yokluğunu; sonra bir bir ağladı bütün yapraklarım. Ben gidişini ilmek ilmek, katre katre iliklerimde hissettim.
Biliyor musun; aslında sebepsizdi gidişin ya da ben kendime gidişini öyle kabul ettirdim. Nasıl ya da ne için gittiğin değildi önemli olan; sadece gidişindi. Oysa sen silerek tüm geçmişi ve karalayarak tüm geleceği burada beni böylece bırakıp gittin.
Artık sana dokunan ellerim tutmuyor; titriyorlar avucumdaki varlıkları kavrarken. Hem neye yarar ki senin dışındaki tüm varlıklar? Dün mesela çay içerken düşüverdi bardak elimden. E birazcık yandım. Sonra kızın yeni aldığı halı da kirlendi. Kötü kötü baktı kız ama merak etme demedi bir şey. Yemin ederim çok utandım. Sen olsaydın gülüverir de İyice yaşlandın sen kocakarı!derdin.
Hafta sonu oğlana bıraktı kız beni. Artık bıktı mı yoksa gerçekten küçük torunu mu göreyim istedi bilmiyorum. Gelin pek sevinmedi beni gördüğüne; ama olsun o da benim evladım.
Gittin; ben herkesin içinde senin tüm yokluğunla herkeslerle beraber kaldım. Her şeye eyvallah da bu sığıntı gibi yaşamak çok koyuyor insana. Şimdi kızıma ve gelinime her baktığımda kendimi görüyorum. Gençliğin verdiği o fevrilikle hemen kızıyorlar yaşlı olanlara. Onlar çok uyuyorlar; ben az. Uyumadığım için kızıyorlar bana. Lakin bilmiyorlar büyük uykuya dalıvermenin telaşını. Bilmiyorlar şu korkuyu: Ya kapattığım gözlerim hiç açılmazsa.
Böyle işte. Kimse bilmiyor bir gün bana benzeyip bu gençliğin bitip belki daha kötü olacaklarını. Kızmıyorum onlara çünkü ben de bilemedim. Neyse iki gün orada üç gün burada geçiyor ömür dediğin. Kimse bilmiyor yaşlılar da sever; hem de hiç yaşlanmadan
ÖMÜR GÖZLÜM seni çok özledim!
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.