Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz gün Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında önemli konulara değindi. Sayın Bakan, hasta sayısını 6 bin 814 olarak açıklarken, 28 bin vaka olduğunu ve bundan sonra vaka sayılarının da belirtileceğini kaydetti. Ayrıca bugüne kadarki en yüksek ölüm sayısına ulaşıldı. (168 vefat)
28 bin 351 rakamını ifade etmesinin ardından insanlar; “Peki, daha öncesinde yayınlanan neydi?” sorusunu sormaya başladı. Bu konu, açıklamanın yapıldığı akşam vatandaşları oldukça çıkmaza sokan bir konu oldu. “Madem bu kadar sayı vardı neden açıklanmıyordu? Sağlık Bakanlığının tablosunda bu rakamlar neden farklı? 28 bin nereden çıktı? Biri bizimle dalga mı geçiyor?” Bu sorular o akşam döndü dolaştı. İnsanların bu soruları sormalarına neden olan onları kafa karışıklığına iten ne oldu? Bunu anlamak için daha öncesinde sayın Bakan’ın ifadelerine dönüp bu konuyu açıklığa kavuşturalım.
İlk kez yanlış hatırlamıyorsam Mart ayında kafalar karıştırıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İstanbul’da tek gün içerisinde 20 kişinin öldüğünü gösteren bir belge yayınlamıştı. Ancak o gün yayınlanan veri tablosunda 16 kişinin öldüğü belirtiliyordu. Dolayısıyla bir rakam gizleme durumunun olup olmadığı sorusu gündeme gelmiş ve kafaları bulandırmıştı. Sağlık Bakanı Koca da, Ağababa ile bir telefon trafiğine girerek durumun yanlış anlaşıldığına dikkat çekmişti. İlk kafa bulanıklığının başladığı nokta burada. Daha sonrasında vaka sayılarında, dünya ülkeleri yüksek rakamlarla isimlerinden söz ettirirken, biz çok az vaka sayılarıyla adımızı duyuruyorduk. Bu durum sonrasında sayın Bakan, vaka sayılarının değil sadece hasta sayılarının yayınlandığını duyurmuş ve tablodaki isimler değişmişti. Zaten Türk Tabipler Birliğinin (TTB) zaman zaman elindeki verileri açıklamasıyla, ortada sallantıda duran güven kalkmış, yerini komple şüpheye bırakmıştı. En sonunda artık her akşam yayınlanan veri tablosu yayınlanmaktan vazgeçti, isteyen girip Sağlık Bakanlığı’nın internet adresinden girip bakabilecekti. En son bu Bilim Kurulu toplantısı akabinde yapılan toplantıyla durum netleşti. İnsanların bu soruları da işte yukarıda sıraladığım olay sıralamasından kaynaklanan bir durumdu. Haksızlar mı? Hayır, değiller.
“AŞILAR ÜCRETSİZ OLACAK”
Ancak sayın Bakan’ın bir söylemi daha dikkatimi çekti; “Hasta sayıları, ölüm sayıları üzerinden tartışmalarla, toplumda güven sarsıcı polemiklerle harcanacak vaktimizin olmayacağını düşünüyorum” dedi kendisi. Ancak sayın Bakan, yukarıda da anlattığım duruma bir de vatandaş gözüyle baksa sanırım toplumdaki bu güven sarsılmasının ne denli haklı olduğunu kendi de anlayacaktır. Sayın Bakanın o akşam açıkladığı önemli konulara gelirsek eğer, aşı noktasında güzel bir açıklaması oldu kendisinin. Sayın Bakan “Çok erken dönemde güvenilirliğini ve etkinliğini bildiğimiz aşılarla hızla başlayalım istiyoruz” diyerek Çin menşeili Sinovac aşısından (kovid-19 aşısı) 50 milyon doz geleceğini, bunun için anlaşma imzalandığını söyledi. Bu güzel bir gelişme. Ayrıca Bakan Koca, halk arasında oldukça tartışılan bir konuya da nokta koymuş oldu; aşılar ücretsiz yapılacak. Konuyla ilgili Bakan Koca’nın açıklaması ise şöyle; “Aşıyı yaparken vatandaşlarımızdan herhangi bir ücret almayacağız.”
Umuyoruz ki aşı bir an önce yapılmaya başlanır da bu illetten kurtuluruz. Tüm milletimize geçmiş olsun.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.