27 Ağustos 1939
Yalnızca, 150 yıllık kadim geçmişe sahip Kastamonu basının değil, Türk basın tarihinin de yüz akı, ender şahsiyetlerinden Hüsnü Açıksözü, geçtiğimiz Cumartesi günü 77nci vefat yılı münasebetiyle bir kez daha saygı ve hürmetle andık.
Milletimizin ebedî bir bekâ mücadelesi verdiği 1919-1923 yılları arasında Kastamonudan haykırdığı engin fikirleri ile kahraman ordumuzun ve mazlum reayanın adeta deniz feneri olan Hüsnü Açıksöz, bir gazetecinin vatan ve millet aşkı ile varoluş mücadelesine ne gibi katkılar sunabileceğini 97 yıl öncesinden kanıtlamıştı.
Vatan toprağının zaman zaman her köşesi işgale uğramış olsa da 1919 ila 1923 yılları arasında kaleme aldığı yüzlerce makale ile ordumuzun, milletimizin manevi gücü olmuş, rüzgar bazen ters esse de Haçlıların ülkenizi işgali aslında o kadar da kötü bir şey değil şeklinde bir yalakalığa asla düşmemiştir.
Son bir buçuk ay içerisinde ülkemizde esen rüzgarı da hesap ettiğimizde üstad Hüsnü Açıksözün 9 Mart 1922 tarihinde kaleme aldığı Orduya selam başlıklı yazısının şu mısralarını bir kez daha hatırlamakta fayda görüyorum;
Mukaddes ve fedakar ordu! Bütün Anadolu, bütün Alem-i İslam seni gözlüyor, sana ümit bağlıyor. Seni harekatına, senin büyük harikalarına emin ve mutmain hücum günün, hücum saatini bekliyor. İzmirin, Bursanın yeşil zümrüt dağlarında, mis kokulu bağlarında boyunları bükülmüş, elleri Allahına doğru açılmış, yüz binlerle millet yetimi kızlar, analar, babalar, babaları melunlar tarafından öldürülmüş zalimler elinde, zulm ve işkence altında gece gündüz ah u efgan eden garip ve matemzede yavrular; nişanlıları; erkekleri millet ordusuna geçmiş yüzbinlerle firkatzade, hasretzade zavallılar; Atina kenarlarında, Kafkas dağlarında, Galiçya ve Sinada at oynatan milletin büyük günlerini yaratan kahraman ihtiyarlar seni bekliyor.
***
Yukarıdaki satırları 94 sene evvel kaleme almış üstad Bugünkü; köşe başları tutulmuş, birçok kalemi kiraya verilmiş ulusal basınımızı bir düşünün; Üstad Açıksözün vatan aşkı, memleket sevdası, milletine bağlılığının zerresini maalesef bulamıyoruz.
1919 senesinde kurduğu ve İstiklal Marşımızın ilk yayınlandığı mecra olması hasebiyle Cumhuriyet tarihimiz açısından da büyük öneme sahip olan Açıksöz Gazetesiyle de, 1931de Açıksözün kapanmasının ardından 1937de kurduğu ve bugün de gazete olarak ismini taşımaktan büyük onur duyduğumuz Doğrusöz Gazetesiyle de, henüz 43 yaşında vefat ettiği 1939 senesinde sadece birkaç ay da olsa Kastamonu Mebusu olarak vilayetimizi temsil ettiği Millet Meclisinde de hep aynı şeyi savundu Hüsnü Açıksöz; vatanın ve milletin bekâsı, tüm beşerî hasletlerden evladır.
***
Bugün, maalesef gazeteye ve gazeteciye bakış açısı çok farklı. Elbette onurlu mesleğinin çıkarlarını bir kenara bırakıp, yalnızca beşerî çıkarlar peşinde koşan kalemşörler nedeniyle de bu algı oluşmuş olabilir. Lakin, 3 kahpe postal darbe yaptı diye bin tane vatan evladı komutan hain ilan edilemeyeceği gibi, 2 kalemşör ruhunu sattı diye de, millet yararından öte kalem oynatmayan şeref sahibi gazetecilere de aynı yakıştırma yapılamaz.
***
Üstad Hüsnü Açıksözün 19 Mayıs 1937 tarihinde Doğrusöz Gazetesinin ilk sayısında Doğrusöz niçin çıkıyor başlıklı yazısında da zihinlere kazıdığı üzere;
Doğrusözü çıkaranlar hayatta yalnız fazilet ve insanlığı gözleri önünde birinci varlık olarak tutan insanlardır. Onun içindir ki, Atatürk ve Onun ulu ülküsü yoluna can ve baş atamakla övünülür. Doğrusöz, işte bu ülkünün ve bu fikrin gazetesidir, Kastamonu ve onun necip halkı, bu hayat ve namus ülküsünün ezeli yolcusudur. Onur için sevine sevine gazetemizi aziz halkımızın yüksek huzuruna emniyetle ve itimatla sunuyoruz.
***
Bilenler bilir, bir Fransız atasözü vardır; Güçlüler daima haklıdır der. E tabi o Fransız
Hz Alinin de bu ahmakça söze karşı çok güzel bir sözü var; Mazlumlar ayağa kalkmadıkça, zalimler diz çökmez.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.