Bana öğretmen olmanın değerini öğreten; bu kutsal mesleğin zevkini tattıran; çok sevdiğim, çok saydığım öğretmenim Bektaş Öztürk’ü 5 Ekim 2021’de, 90’lı yaşların eşiğindeyken kaybetmiş bulunuyorum.
1950-1951 Hasanoğlan Köy Enstitüsü, 1962-1963 Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü ve daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü mezunu olan hocam, 1963-1964 öğretim yılı başında, öğrencisi olduğum Kastamonu Göl İlköğretmen Okuluna Meslek Dersleri Öğretmeni olarak atanmış, 5. ve 6. sınıflarda Meslek Derslerimize girmişti. Ayrıca 5. sınıfların Grup Öğretmenliğini de üstlenmişti. Hem Genel Öğretim Metodu ve Eğitim Sosyolojisi derslerimize girdiği hem de Grup Öğretmenliği görevini yürüttüğü için öğretmen-öğrenci ilişkileri üst düzeyde seyrediyordu.
…
1960’ların 2. yarısında Göl İlköğretmen Okulunda öğrenci olan Kastamonu ilçe ve köylerinden birçok öğretmen arkadaşımız Bektaş Öztürk’ün nasıl farklı, ayrıclıklı bir eğitimci olduğunun tanığıdır.
Meslek Dersleri Öğretmenlerimiz Bektaş Öztürk, Göl Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsü Pedagoji Bölümü mezunu olan Mehmet Sazak, Meslek Dersleri Öğretmenliğinin sorumluluk ve duyarlılığı ile bizlere öğrencileriymişiz gibi değil, arkadaşlarıymışız gibi davranıyorlardı. Böylece çok yararlandığımız bir iletişim süreci ve benzeri az bulunur ölçüde karşılıklı güven ve sevgi saygı oluşmuştu.
Dört yıl öğretmenlik görevimden sonra, İstanbul Eğitim Enstitüsü Eğitim Bölümü öğrencisi oldum. Bektaş Bey’le yolumuz burada da kesişti.
Asistanlığının kalkmasından sonra bir yıl İngiltere’de bulundu. İngiltere dönüşündeki sohbetimizde, “İngilizceyi geliştirmekle her konuda çok kaynağa ulaşıyoruz. Her öğretmen en az bir yıl yurt dışında eğitim almalıdır.” dediğini hatırlıyorum.
Eğitim Bölümü 3. sınıfta, İstanbul İlköğretim Müfettişleri ile bir haftalık Teftiş Teknikleri uygulaması, İstanbul dışındaki Öğretmen Okullarında da iki haftalık Meslek Dersleri Öğretmenliği uygulaması yapılıyordu. Biz, altı kişilik bir grup Sakarya Arifiye İlköğretmen Okulunda bu çalışmayı yürüttük. Birinci hafta Meslek Dersleri Öğretmenlerinin derslerini izledik. Son sınıf öğrencilerinin staj yaptığı köy okullarını ziyaret ettik. İkinci hafta sınıflara göre ders alıp bizler ders vermeye başladık. Bizim Öğretmenlerimiz de Arifiye’ye gelerek derslerimizi izlediler. 5. sınıf öğrencilerine verdiğim Eğitim Psikolojisi dersini sınıfın ders öğretmeni Zeynel Pur ile öğretmenim Bektaş Öztürk Bey izlediler. Ders sonunda eleştiriler yapılırdı. Bektaş Bey, “Gösterişten uzak, gayet sade ve nezih bir ders izledim Selahattin” diyerek beni gururlandırmıştı.
…
Okuldan mezun olup göreve başladığımdan itibaren aramızdaki iletişim hiç kesilmedi. İstanbul’a gidişlerimde çoğu kez bir araya gelir sohbet ederdik. Yine, öğrencisi ve sürekli birliktelikleri olan ağabeyim Cemal Şentürk’le birlikte unutamayacağımız çok güzel anılarımız oldu.
Değerli öğretmenimiz her birimizin gönlünde çok özel bir yere sahip olmuş; herbirimizin gözünde adeta efsaneleşmitir. Yaşadığımız sürece çok güzel anılarıyla gönlümüzde ve gözümüzdeki müstesna yerini koruyacaktır.
Oğlu Hakan ve kızı Yeşim ile tüm aile çevresine, öğrencilerine, sevenlerine sabırlar, kendisine de Allahtan rahmet diliyorum. Işıklar içinde uyusun. Mekânı cennet olsun.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.