Daha önce hiçbir şekilde bahsi bile geçmemiştir yazılarımda, sadece psikolog olarak değil de kadın girişimci ve yatırımcı olarak da iş hayatının içinde olduğumun Genel olarak, ilimizi ele aldığımda çok başarılı kadın girişimcilerin sayısının gün geçtikçe arttığının farkındayım ve gıptayla takip ediyorum kendilerini. Yanlış anlaşılmayı önlemek adına şu ibareyi başa alarak yazıyorum ki, öncelik sırası olmaksızın bazı isimlere değinmek istiyorum. Giyim sektöründe kısa zamanda güzel başarılara imza atan, Elif Dökmeci Gök hanım, bayan giyim ve çocuk giyiminde hızla yükseldiğini gözlemlememek mümkün değil. Aynı zamanda Songül Cengiz hanımın da çocuk giyim sektöründe başarıları kısa sürede dikkat çekmeye başladı. Yatırımcı bakış açımla gözlemlerimi dile getirirken değinmeden edemeyeceğim bazı hususlar var.
Evet, nasıl her başarılı erkeğin akasında, sağlam ve sağlıklı bir aile hayatı varsa aynı durum biz kadın yatırımcılar ve girişimciler için de geçerlidir. Öncelikle anne olmanın verdiği özveri ve sabırla olaylara yaklaşıyoruz ya da telaşlarımızı, adeta, sınava girecek çocuğumuzun geleceği ne olacak kaygıları taşıyarak yansıtıyoruz ve biliyoruz ki bize her daim manevi desteğini yitirmeyecek bir eşimiz olduğunu.
Bugüne kadar birçok üniversitenin birçok dalında birkaç yıl okuyarak, kendim için en doğru bölümü bulmaya çalıştım. Ailem için bu süre kayıp olarak nitelendirilse de, ben, benim için en doğru olduğunu bilerek adımlarımı attım. Hoş, yanlış da olabilirdi. Neye göre yanlış? Kime göre yanlış? Soruları da eklenebilir cümlelerin sonuna Özgür irademle yaptığım seçimler, çevremdekileri memnun etmeye de bilirdi.
Ailelerimizin tutumu, bizlerin şansı veya şansızlığı olarak nitelendirilir. Her anne babaya soruyorum ve vereceğiniz iç cevabı da bir zamanlar çocuk olduğunuzu unutmadan vermenizi diliyorum. Çocuklarınıza, özgür iradeleriyle karar vermeleri konusunda gerçekten destek oluyor musunuz? Evlatlarınızın, şansı-şansızlığı olma seçimi de tamamen sizin özgür iradenize kalmıştır. Bilgilerinize
İş bu ki en sonunda psikolog olmaya karar verdim. Çünkü, insan ilişkileri ve devamlılığı, tamamen, anlayış, empati kurma ve güvene dayalıdır. Bu konuda çıkmaza giren herkes için mutlaka bir çıkış yolu vardır diyorum. Ve ekliyorum, kişisel gelişim kitapları boşuna yazılmamıştır, öğrenmenin en ucuz ve zararsız olanıdır. İnsanlara, başta güven duygusuyla yaklaşıyorum. Kendine güvenen, önyargılarını aza indirmiş ve empati kurmayı başarmaya çalışan bir birey olarak bu demek oluyor ki atomu parçalamama az kaldı. (Bir önyargıyı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha zordur. Albert Einstein )
Ticaretle ilgili düşüncem de tamamen bu şekilde. Biz kadın girişimciler her sektörde yatırımcı olmayı ve ilerlemeyi başaracak kadar güçlüyüz. Bizi sadece önyargılar ve tutumlar rahatsız edebilir. Ama sadece rahatsız edebilir. Yıldırmaz, güçsüzleştirmez, hatta, daha da hırslandırır, olumlu olarak tabii ki Haksız rekabet ve karalama politikası biz kadınlar arasında olamayacak kadar ucuz yaklaşımlardır.
3 yılı aşkın süredir Kastamonuda aktif iş hayatının içindeyim. Çok yeniyim. En önemlisi, beni, ben yapan değerlerden vazgeçmeyecek kadar katı ve herkese eşit mesafedeyim.
Eğer, bir kadın olarak, bir iş görüşmesi yaparken, karşımdaki bey, bana sen değil, kocan gelsin ablacım derse, bir yerlerde yanlış bir tutum var demektir. Unutma ki sayın bey, seni bir ana yetiştirdi
Ayrımcılık veya feminizm rüzgarları da estirmiyorum yazılarımda, sadece, saygı ve mümkünse biraz az önyargının yeterli olduğunu düşünüyorum Öncelikle evini boyacılık yaparak geçindiren Canan Değere, Elif hanıma, Songül hanıma, Ayşegül Soylu Muslu hanıma, Seher Yılmaz hanıma, Nuray hanıma, Nevin hanıma, Mualla hanıma, Semra hanıma ve daha sayamadığım birçok kadına iş hayatında başarılar dilerim Saygılar
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.