05 MART 2021
AYLAR SONRA TEKRAR MÜŞTERİ KABUL EDEN KAHVEHANELERDE OYUN YASAĞININ DEVAM ETMESİNE TEPKİ GÖSTEREN ODA BAŞKANI YAZIMCI;
Oyunsuz kahvehane mi olur?
Kastamonu Kahvehaneciler Odası Başkanı Murat Yazımcı; “Hala uçaklarda 3 kişi yan yana oturuluyor. Dolmuşlar keza aynı şekilde kalabalık, millet birbiriyle iç içe. Buralarda bu kalabalıklar kabul edilebiliyorsa, uçaklara bu şekilde yolcu alınabiliyorsa, dolmuşlarda kalabalıklara müsaade edilebiliyorsa restoranlarda müşteri alınabiliyorsa, yüzme havuzunda yüzülebiliyorsa niye kahvehanelerde oyuna müsaade edilmiyor, bu anlaşılamaz bir durum. Kahvehaneleri keyfi olarak kabul ediyorlarmış. ‘Bu dönemde keyiften vazgeçin’ diyorlar. O zaman Ilgaz’da kayak da keyif işi, yüzme, hamam, futbol da keyif işi. Neden sadece kahvehanelerden feragat ediliyor? Anlamak çok güç” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI Kabinesi toplantısının ardından alınan yerinde ve kademeli normalleşme kararları gereğince aylardır kapalı olan kahvehaneler, aralarında Kastamonu’nun da bulunduğu düşük ve orta riskli illerde tekrar açıldı. 07.00-19.00 saatleri arasında müşteri kabul edebilecek olan kahvehaneler, 19.00’dan sonra kapanacak. Ayrıca çok yüksek riskli, haritada kırmızı renkle gösterilen illerde ise kahvehaneler risk düşünceye kadar kapalı kalmaya devam edecek. Öte yandan her masada dezenfektan ve maske bulundurulması da zorunlu olacak. Bununla birlikte kahvehane müşterilerinin olmazsa olmazı kağıt oyunları, tavla ve okey ise tamamen yasak. Yasağın risk durumunun ortadan kalmasıyla birlikte kaldırılması bekleniyor.
Kastamonu Kahvehaneciler Odası Başkanı Murat Yazımcı, yeni normalleşme sürecinde kahvehanelerin durumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Oda Başkanı Yazımcı, sauna, hamam, yüzme havuzu ve halı sahaların açılmasına ve müşteri kabulüne izin verilmesine rağmen kahvehanelerde oyun olmamasına tepki göstererek; “Oyunsuz kahvehane mi olur” dedi ve oyun yasağı kararının devam etmesine tepki gösterdi.
“DERDİMİZE DERMAN OLACAK BİR KARAR YOK ORTADA”
Yeni normalleşmede kahvehanelerin açıldığını ancak yine aynı eski düzenin olduğu gibi devam ettiğini dile getiren Yazımcı; “Derdimize derman olacak bir karar yok ortada. Bizim en büyük sıkıntımız kahvehanelerde oyunun yasak olmasıydı. Açıldı açılmasına ancak yine oyun yasağı devam ediyor. Bu oyun dendiğinde insanların akıllarına kumar geliyor. Kumar değil oynanan bu oyunlar. Zaten kumar oynanan her yere ben de karşıyım. Tavla da bir oyun, satranç da bir oyun, domino da, pişti de bir oyun. Kahvehaneler insanların keyifli vakit geçirdiği, insanları topladığı bir ortam. İnsanlar, çay içmeye gelmiyorlar, muhabbet etmeye geliyorlar. ‘Çay bahane, önemli olan sohbet’ derler. İnsanlar buraya çay içmek için oturmazlar. Dolayısıyla onlar için bir meşgale olması gerekir. Pandemi nedeniyle insanlar uzun süredir evlerinde kapalı. Bu insanlara belirli bir saat sınırlaması konularak, belirli hijyen kurallarına uymaları sağlanarak oyunlara müsaade edilebilir. Kahvehane esnafı olarak bizler oyun takımlarının her seferinde dezenfekte edilmesine de razıyız. Gerekiyorsa bir oyun, günde bir kez verilsin. 3 tane kâğıt takımı olacağına 10 tane takım olsun, 5 tane okey takımı olacaksa 15 tane okey takımı olsun. Okey takımlarından biri bir seferde verilsin, bir başka müşteriye yeni bir oyun takımı verilsin. Nasıl ki saunalar, hamamlar, halı sahalar, spor salonları, restoranlar tedbirler alınarak açılabiliyor, kahvehaneler de böyle açılabilirdi. Federasyonumuzun da, tek kullanımlık masa örtüleri, tek kullanımlık oyun araçları gibi bir dünya önerileri var. Bizim fikirlerimiz de alınarak bu oyunların serbest hale gelmesi gerekiyor. Oyun olmadan kahvehane olmasının da bir anlamı olmuyor. Kahvehaneleri tamamen kapatmanın bir yoludur oyunlara müsaade etmemek. Hiç kimse kahvehaneye gidip de ‘ben şurada bir bardak çay içeyim’ demez” dedi.
“ILGAZ’DA KAYAK ‘KEYİF İŞİ’ DEĞİL Mİ?”
Kafelerde de aynı şekilde oyunların yasak olduğunu belirten Yazımcı; “Özellikle Kuzeykent’teki kiralar çok yüksek. Bu insanlar kendi ceplerinden harcıyorlar. Devletin bu yaptığı insanlara zulümdür. Devlet bir kanun çıkarsın, kafe ve kahvehaneler tamamen kapansın desin, bunların yerine kültür evi mi açacak, millet ev mi açacak gençlik evimi açacak ne açıyorsa açsın. Kahvehaneleri o zaman iptal etsinler, yerine başka bir şey açsınlar. Sadece Kastamonu genelinde de değil tüm Türkiye genelinde bu durum böyle. Ilgaz Dağı’nda hafta sonu lobinin bir fotoğrafı geldi, millet birbiriyle iç içe. Hala uçaklarda 3 kişi yan yana oturuluyor. Dolmuşlar keza aynı şekilde kalabalık, millet birbiriyle iç içe. Buralarda bu kalabalıklar kabul edilebiliyorsa, uçaklara bu şekilde yolcu alınabiliyorsa, dolmuşlarda kalabalıklara müsaade edilebiliyorsa restoranlarda müşteri alınabiliyorsa, yüzme havuzunda yüzülebiliyorsa niye kahvehanelerde oyuna müsaade edilmiyor, bu anlaşılamaz bir durum. Kahvehaneleri keyfi olarak kabul ediyorlarmış. ‘Bu dönemde keyiften vazgeçin’ diyorlar. O zaman Ilgaz’da kayak da keyif işi, yüzme, hamam, futbol da keyif işi. Neden sadece kahvehanelerden feragat ediliyor? Anlamak çok güç” diye konuştu.
“70 LİRA KAZANCI BEN NEREYE HARCAYAYIM?!”
Kastamonu’da Ünal Kıraathanesi’nin sahibi Numan Ünal ise, kahvehanelerde oyun oynatılmamasını doğru bulmadığını ifade ederek durumu eleştirdi. Ünal, emekli olmadığını belirterek verilen bin liralık desteği de adaletli bulmadığını aktardı. Kahvehanelerde oyun oynatılmamasına tepki gösteren Numan Ünal; “Oyun olmayınca bizim para kazanma şansımız yok. Mahalle arasında bizim dükkânımız. Çay için açılmamız bizleri olumlu yönde etkilemiyor. Sabahtan beri gelen 3-5 kişi, hamdolsun. Biz bitiğiz, işimiz 1 senedir bitik. 1-2 günlük olan bir durum değil. Pastaneler dolu, lokantalar dolu, bir masada 6-7 kişi var, orada virüs bulaşmıyor, ama biz 4 kişi oyun oynatınca virüs bulaşıyor. Dolmuş durağına git şimdi, 2 metre mesafe yok insanlar arasında. 2 metre aralıkta 50 kişi binmiş dolmuşa, şaştım kaldım. Marketlerde de aynı kalabalık durum mevcut. Virüs buralarda bulaşıyor ama bunun cezasını kahvecilere kesiyorlar. En azından şimdi oyunları verirken şunları yapmaları gerekiyor, köylü şehre iner, çay içerken kalabalık oluşturur merkezdeki esnaf para kazanır ama mahalle arasındaki esnafın böyle bir şansı yok. Onun için en azından mahalle aralarındaki kahvehanelere oyun izni verilmesi lazım.Kenar mahallelerde olan kahvehanelere müşteri gitmiyor gitmeyince iş yapamıyoruz. En azından denilecek ki bu ara sokaktaki kahvehanelerde oyuna müsaade edelim de merkezde olan yoğunluk azalsın. Oyunları vermiyorlar, oyun olmayınca da bu sefer vatandaş ailesiyle pazarlara gidiyor. Toplumu topluyoruz kalabalık oluşturulmasını önlüyoruz. Bizim masalarımız var. Oyunlarda elin gözükmemesi için daha geniş oluyor masalarımız. 100 metrekare kahvehanede 4-5 masa oluyor. Bana 5 masa da olsa yeter. Dün oğlum açtı dükkânı ben uğramadım, kazandığı para 70 lira. Bunu ben mi alayım, oğlum mu alsın? Ya da elektriğe mi vereyim suya mı vereyim? Hangi birine harcayayım bu kazancı! Ayrıca adalet sistemimizde o kadar yanlışlık var ki, bildiğiniz gibi değil. Benim yanımda çalışan 5200 günden emekli oluyor, ben işveren olarak 9 bin günden emekli oluyorum ama o benden fazla maaş alıyor. Adalet sistemindeki birinci yanlış bu. Bir diğer konu daha var. Ben emekli değilim, 1 kuruş gelirim yok. Bana bin lira para veriyor, BAĞ-KUR bin 50 TL olmuş. Ekstra benim 50 TL daha bulmam lazım, BAĞ-KUR’u ödeyebilmem için. Ben dilenci değilim benim bu paraya ihtiyacım yok. Benim özgürlüğümü alıyorlar elimden. Böyle bir adaletsiz sistem hayatımda görmedim.” (Nihan Kıran / ÖZEL HABER)
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.