Memleketimizde son yüzyılda yetişmiş ender şahsiyetlerden, mütefekkir bir kişiliğe sahip, gerçek bir din alimi olan Mehmet Feyzi Efendiyi ağırlamak istiyorum bugün köşemde.
Onun gönüllere şifa, akıllara gıda sözlerinden seçtiklerimi kısa açıklamalarla sizlere aktarıyorum:
KURAN HAKKINDA
*Asrımız Kuran asrıdır
Kuran ölülere hitap etmiyor, dirilere hitap ediyor.
*Kuranın irşad ettiği yol en sağlam yoldur, başka kapı aramağa lüzum yoktur.
*Kalpler Kuranla hayat bulduğu için, Kuranın bir adı da RUHtur. Kuranın hakaikını fehmeden (anlayan) kalp hayattardır (diridir), Kuranın hakikatlerini fehimden gafil kalpler ölüdür.
*Kuranı anlama üç mertebede gerçekleşir;
1.Tealluk: Devamlı Kuranla alakadar olma, okuyup anlamaya çalışma, 2. Tehalluk: Kuranın ahlakı ile ahlaklanma, 3. Tahakkuk: Kuranın ahkâmını hazmetme.
*Kuranın bir adı da FURKANdır. Yani fârıktır (ayırıcı, fark ettirici). Hakkı-batılı, helalı-haramı, meleği-şeytanı, nikâhı-sifahı birbirinden ayırır; fark ettirir.
*Kuranın irşadı altında yaşayalım, ahlâkı ile ahlâklanalım.
RASÛLULLAH (a.s.v) VE SÜNNETİ HAKKINDA
*Kalplerimizi Allah (CC) ve Rasûlullah (ASV) muhabetiyle dolduralım, sahtelere yer kalmasın.
*Muhabetullahın alameti, Rasûl-i Ekreme (AS) itaatir.
*Rasûlullah Efendimiz Şems-i Fazilettir. (Fazilet Güneşi). Şefaat isteyince, hemen yetişir.
*Rasûlullah Efendimiz (as) kabr-i şeriflerinde hararetiyle, teravetiyle (sıcaklığı ve tazeliği ile), hayat-ı berzahiyye (kabir hayatı) ile hayydırlar (diridirler).
*Rasûlullaha (a.s.v.) Karşı Görevlerimiz;
1.Rasûlullah Efendimizi(asv) kendi nefsimizden evlâ bileceğiz,
2.Sünnetine ittibâ edeceğiz(uyacağız),
3.Âl ve ashabını (R.A.) seveceğiz,
4.Hadislerine hürmet edeceğiz,
5.Çokça salavât getireceğiz. (Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ Âl-i Muhammed)
İLİM VE ALİM
*Farzdan evvel farz İLİMDİR, farz içinde farz İHLÂSTIR.
*İhlâs, bir ameli sadece Allahın emri olduğu için yapmaktır.
*Kuranın irşadından, Ehadis-i Nebeviyyenin (asv), ulemanın irşadından başka çare yoktur.
*Kendi bildiğimize Kurandan ve hadisten mana çıkaramayız; onunla amel edemeyiz. Ancak ulemanın kaide-i mukarreresi altında mana istihrac edip, ona göre amel etmeliyiz.
*İnsan talebe olarak hayatını devam ettirir ve öyle kabre girerse, Allah kıyamete kadar onun ilmini tamamlar.
*Ulemayı zem ve gıybet edip de felah bulan yoktur.
*Allahümme innî es elüke ilmen nafia
/Allahım senden faydalı ilim isterim
Rasûlullah Efendimiz (asv), hacda, Kâbeye karşı, zemzem içerken bakın bu duayı yapıyor, en önemli yer ve zamanda ilim istiyor.
KALP VE ZİKRULLAH
*Kalbi temizlemede bir bahçivan gibi olalım. Bahçivan toprağı ekmeden önce zaralı ot ve dikenlerden temizler. Biz de kalbimizi önce zararlı hatıra ve düşüncelerden (kin, küfür, hased, nifak v.b.) temizleyip, daha sonra iman ve muhabetullah ile doldurmalıyız, süslemeliyiz.
*Dışımız halk ile olsa da, içimiz daima HAK ile olsun; kalbimiz Allahı zikretsin. Onlar öyle erlerdir ki, herhangi bir ticaret ve alışveriş kendilerini Allah’ı zikretmekten, namazı kılmaktan ve zekatı vermekten alıkoymaz (Nur Suresi, 37)
*Kalpte devamlı Allahın(CC) zikri galip olursa, kan dolaşımı ile kan kalpten geçerken manen de temizlenir; zikrullahın nuru kana karışan haramları temizler.
*KALB-İ SELİM, içi dışa çevrildiğinde (kalpte gizlenenler açığa çıktığında), içinde, ne Allahtan ne de kuldan utandıracak bir şey bulunmayan kalptir. O gün, ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allaha KALB-İ SELÎM (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur/kurtulur). (eş-Şuarâ, 88-89)
BİRLİK BERABERLİK
*Müsbet (olumlu, pozitif) düşünelim, müsbet söyleyelim, müsbet hareket edelim.
*Dindarlar, milliyetçiler ve vatanperverler birbirlerini tenkid değil takviye etmeli; desteklemelidirler.
*Mefahir-i Diniye, Mefahir-i Milliye, Sadakat-i Vataniye
Bu üçü bir arada olursa, ogulmayacak yani iyileşmeyecek yara yoktur. (her problem çözülebilir.)
*Dinle millet, etle kemik, sırtla karın gibi birbirleriyle kaynaşmıştır, ayırma imkanı yoktur.
EN ÜSTÜNÜ İMAN KARDEŞLİĞİ
*Şuculuk-buculuk (topluma) zarar veriyor. Kim olduğumuzu soranlara müminlerden/Müslümanlardan bir ferdim diyelim kardeşim.
* Bir meslek ve meşreb (cemaat) ne kadar parlak ve kalabalık olursa olsun, geniş İslâm dairesinin ancak bir noktası olabilir, o geniş dairenin yerine geçemez. Noktalar birleşerek daireyi meydana getirirler.
* Allah’a ve Resulüne itaat edin;birbirinizle çekişmeyin (didişmeyin,münakaşa etmeyin); sonra içinize korku düşer de kuvvetiniz elden gider. (Enfal, 46)
Cenab-ı Hak kendisinden, hocalarından ve üstadından razı olsun, cümlesine rahmet eylesin, derecelerini yükseltsin
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.