Galiba değişiyoruz
...
Çaresizlik yumuşak karnımızmış. Önyargısız ve
sorgulamadan uyandı içimizdeki yardım etme isteği… Yaşadığımız yıkımda kolektif
bilinç, yaşam adına yeni bahanelerin yolunu açtı. Hayatta kalmak için
sarıldığımız gerekçelerimiz daha güçlü artık.
İnsanlara karşı yaklaşımımı daima olumlu yapan şey, herkesin bir zamanlar bebek olduğunu ve mutlaka birilerinin kıymetlisi olduklarını düşünmektir. Bu düşünce benim içimdeki adalet, şefkat ve koşulsuz sevgi gibi olumlu duyguları besler. Bu şekilde geliştirdiğim davranış modelleri ile daha az sinirleniyor, insanları daha çok anlıyorum. Deprem felaketi ile herkes biraz içine döndü. Başkasının acısını derinden hissetmeyi fiziksel acı duyana kadar yaşadı. Demek ki o kadar ön yargılı ve şekilci değilmiş insanoğlu. Kendi kalbini ağrıtana ve gözyaşlarına boğulana kadar büyük bir üzüntü neden duysun tanımadığı insanlar için?
Bir arkadaşım son 10 gündür ne zaman arasam sütlaç yediğini söylüyor. Sebebini söylediğinde, yaz yağmurundaki toprak kokusunu hissettirdi ve adını bilmediğim çiçekler açtı içimde.'Sütlaç vesveseyi azaltırmış.' dedi. Kendimizle ilgili dertleri unutup depremde can veren çocukların anneleri olduk biz. Enkazda biz de ölemezdik çünkü biz burada yaşıyoruz.
Onların yerine can veremezdik çünkü herkesin gerçeği, kavgası, mücadelesi başka.
…
Bir başka arkadaşım deprem olduğu gün yurtdışındaydı. Tüm insani duygularını seferber edip kendisine orayı zehir edene kadar takipte kalıp gözyaşı döktü hiç tanımadığı insanlar için. Her zaman yapabileceği şeyler vardı zaten insanlar için, uzakta olduğu için üzerine düşen merhamet duygusunu beslemek ve dua etmekti, onu yaptı.
Teknolojik eşya veya oyuncak için biriktirdiği harçlıkları gönderen temiz çocuklara döndük hepimiz. Aynı naif ruhla sorgulamadan teslim ettik yardımlarımızı. Düşünmedi kimse benim yardımlarım kimlere gidecek? Ne güzel. Normalde bazen gözümüzün tutmadığı dilenen insanlara vermezdik 3-5 lira...
Hala vardır birbirinin açığını kollayan ve linç etmek için hazırda bekleyenler ama onları düşünmek veya yazmak hiç içimden gelmiyor.
İçimizi soğutacak şey birbirimize kızmamak, anlamaya çalışmak artık.
Yavaş öğreniyoruz ama çok alttan ders aldık artık pekişti bence...
Hepimiz bebektik, çocuklarımız gibi güzeldik...
Nefretle yaklaştığımız biri bile birilerinin kıymetlisi...
Herkes yardıma, anlaşılmaya değer...
Sütlacı bir deneyin. İnsan çareler arıyor. Vesveseniz azalır mı bilmem ama dilerim bu hayatta tüm insanlık adına, karnınız bile ağrımasın...
Kimseyi ayırmadan diliyorum, galiba değişiyoruz.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.