Size gülünecek bir şey yok demiştim bu hayatta...

...

İnanmadınız. Aşkları, ihanetleri kastediyorum sandınız. Gülünecek bir şey yok dedim, beni de kendinize benzetmeye çalıştınız, benzetemeyince' samimiyetsiz', 'donuk' dediniz bana.

Gülünecek bir şey yok dedim çünkü ölüm var, açlık var, annesiz babasız kalmak var. Çocukların, çocukluğun saramadığımız yaraları var. Yıkım var, bizden başkaları var.

Hep vardı, ben önceden deneyimlemiştim, herkes kadar sesli gülemeyişim bu yüzden.

Hayata geliş amacımız eğer kendimizi mutlu etmekse, o zaman gülebiliriz özgürce. Böyle düşünenlere ihanetler, yalanlar serbest. Çünkü aynaya baktığında kendini mutlu görmekle oluyorsa bu iş, onlar tamam...

Aslında ben demesem de hayat ciddiyet istiyor, gülümseten anlardan ilerisini kabul etmiyor. Çok gülünce başımıza kötü bir şey geleceğine inanarak büyümüşüz. Çok güldüğümüz için değil, hayatın acılarını hafife almamızdan kaynaklı sonradan ağlamalarımız.

Ülke olarak yaşadığımız felakette ben de akrabamı, tanıdığım insanları ve tanıdığım bir şehri kaybettim. Şöyle bir baktığımda her ne kadar unutmak insanlar için lütuf olsa da tarifi imkansız bu acılar unutulmayacak. Bazı şuursuz insanların yardım adı altında uygunsuz eşyalar göndermesi de unutulmayacak.

Geçen haftaki yazımı, bu hafta insanlığı yücelten iç acıcı bir yazı yazma sözümle bitirmiştim.

İnsanların genelleme yapılamayacak kadar çeşitli ve ayrımı münasip oluşu beni alıkoydu.

Ben ciddi bir insanım, hayatı ciddi yaşamayı severim. Şakaları, yersiz olanlarını bilhassa, sevmem.

Gülünecek bir şey yok demiştim. Hayatın müsade ettiği zamanda ve ölçüde birlikte gülümseyebilmek umuduyla...

Şimdi birlikte ağlayabiliriz. Ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına uzun, hayırlı ömürler, kalanlara ibret, merhamet ve güç dilerim. 

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum