Bana fikrimi soran olursa…

...

Yıllarım laf yetiştirmekle geçmiş, bu işler biraz tecrübe istiyor. Konumuz koçluk, danışmanlık ve sık sık karşılaştırılan farklı disiplinler…

Öncelikle herkes kendisinden sorumlu olduğu için kendi adıma yazacağım nitekim mesleğin iyisi kötüsü olmaz, eğrisi doğrusu olur.

Ülkemizde 29 Haziran 2013 tarihli 28692 sayılı Resmî Gazete ‘de yayınlanan, “Koç Ulusal Meslek Standardı” ile Koçluk meslek olarak resmen tanındı. Dolayısıyla şahsım adına söyleyecek olursam, bu işi ICF(Uluslararası Koçluk Federasyonu) onaylı sertifikalarla, fiziki ofis ortamında, vergi vererek, yasal tüm prosedürlere uyarak, en önemlisi Psikoloji bilimine taşırmadan icra ediyorum. Danışmanlık yapacak tecrübem de aldığım Pazarlama ve İktisat eğitiminden, katıldığım sayısız iş geliştirmeye yönelik eğitimlerden ve en önemlisi de özel sektörde geçen 15 yıllık profesyonel iş hayatımdan geliyor. Dikkat edilirse Koçluk mesleğine yönelenler genellikle özel sektörde belli bir zaman geçirmiş, hayatla ve insanlarla hesabı olmayan, fayda sağlama kapasitesine inanan, olgun insanlardır.

Ben Kastamonu’da hizmet veriyorum. Farklı illerde de kişi ve kurumlarla çalışıyorum. Beni gazete yoluyla tanıyıp merak edenler için biraz anlatmak istedim bu hafta ama asıl söylemek istediklerim bu kadar değil…

Hayat ve insanlar bilindiği üzere yorucu. Ekonomide reform istiyoruz ama bunun için yapabileceklerimiz sınırlı. Gücümüz birbirimize yetiyor bunu da anlıyorum. Ancak birbirimizi üzerek, inciterek ve yenme arzusuyla hareket ederek yaşamak iyi bir fikir değil. Bu bizi küçük düşürüyor ve hedef haline getiriyor, farklı olmuyoruz.

Bazılarımızı ‘Sana taş atana ekmek at’ diyerek büyüttüler, bazılarımızı da ‘Sana vurana sen de vur’ şeklinde… Kimin nasıl karşılık vereceğini bilemeyiz.Bir kavganın başlatanı olma cesaretini göstermek için de iyi bir zaman değil.Zira herkes savaşıyor hayatta kalmak için.

İçinizdeki yardımseverliği öldürmek için de doğru zaman değil…

Bencil olmak için de doğru zaman değil…

Tahammülsüz olmak için de doğru zaman değil…

Bir sinema eleştirmeniymişçesine herkesin hayatını eleştirmek için de doğru zaman değil çünkü herkes kendi senaryosunu yazacak kadar şanslı değil…

Fikir üretme konusunda her insan ayrı bir renk, şimdi rengarenk boyama zamanı her yeri…

Yahudi iş ahlakı diye bir olgu vardır, ondan hicap duyup kendi iş ahlakımızı oluşturma zamanı…

Hayattan bu kadar alacaklı hissediyorsak kendimizi, alacaklarımızı yorulmadan veya başkalarının sahip olduğu şeylere göz dikerek tahsil edemeyeceğimizi anlama zamanı…

Kişisel gelişim budur, insan olmak bunu gerektirir daha doğrusu bunlar yaşam becerisidir, çözüm önerisidir.

Benim açımdan güzel bir sohbet oldu, haftaya söz tüm insanlığa övgülerimi sunan bir yazıyla içinizi açacağım.

Etiketler :
Diğer Yazıları

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum