Herkesin birilerine ihtiyacı vardır!
...
Psikologlara,
yaşam koçlarına ya da unvanları toplumca
henüz kabul görmemiş yeni nesil fayda
sağlayıcılara...
Sevdiği şeyleri neden sevdiğini bilmeden, geçmişi bir kahve içimlik molalarla yad edip,
kahvenin son yudumuyla yüzünü geleceğe çevirmeyi öğrenemeden bu hayattan göçüp gitmek istemeyenler içindir bu fayda sağlayıcılar.
Çareler aramak ne
zamandan beri acizlik oldu peki?
Başkalarına ihtiyaç duymamak ve kendini tastamam hissetmek tam bir konfor alanı
bence.
…
Farkında olmasak da bir dost sohbetine duyduğumuz ihtiyaç bile, profesyonel olmasa da
bir destektir. Dolayısıyla bizlerin çözüm
aramak, sosyalleşmek veya iyileşmek adına tercih edeceğimiz araç ne olursa olsun, aslında
bir fayda sağlayıcı olarak düşünülmelidir.
Eş olmanın, dost olmanın, evlat olmanın kuralları yoktur
derim hep. Fakat ilişkilerde olmaması gereken unsurlar vardır. Bu unsurlara önem verilmediğinde
iletişimsizlik ve anlaşmazlıklar başlar. Özellikle aile içi
ilişkiler pamuk ipliğine bağlı ise, başta iş hayatımız olmak üzere tüm sosyal hayatımızı da kaplayan bir
mutsuzlukla yaşamak zorunda kalırız.
…
Çoğumuz
empatik olduğumuza inanırız.İnsanlarla his birliği yapabildiğimizi ve onları
anlayabildiğimizi düşünürüz. Fakat bu kendimize dışarıdan bir gözle bakabildiğimiz anlamına gelmez. Bu
yüzden sağlıklı
ilişkiler yürütebilmenin ve mutluluğun ilk
kuralı kendini anlamak ve tanımaktır.
Biz bile kendimizi tanımazken, başkaları anlasın, hak
versin istiyoruz.
Gerçek
güçlü kendini tanıyandır. Anlaşılma
isteğini, anlayarak giderendir.
Anlatan da insan, dinleyen de...
Soran da insan, cevabı veren de...
Anne-baba da insan, evlat da...
Kadın da insan, erkek de...
Anlayalım.
Kimse ölmeden...
Kimse gitmeden...
Kimse küsmeden...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.