Her insanın yaşam serüveninde inişler ve çıkışlar olabiliyor. Yaşamımızdaki çıkışlar ve yükselişlerde işlerimiz iyi ve güzel gidiyorsa oh harika…
Peki; iniş ve düşüşlerde kişi kendini başarısızlığa hazırlıyor ve ‘ne yapayım, yapacak bir şey yok’ deyip kendini umutsuzluğa kaptırma yerine, belki ufak dokunuşlar yaparak minik adımlarla net bir beklentiye girip ilerlemeye çalışması, bunun için çaba ve uğraş vermesi, kendine bir hedef belirleyip, bir yol çizmesi, başarmak için bir adım olmaz mı?
***
Mesela ev işlerinde, yemek yapımında hamarat bayanlar, son zamanlarda çok güzel şeylere imza atıyorlar. Hepsini alkışlıyorum. Kimisi doğal reçeller yapıp satıyor, kimi pasta, börek, kimi el işi yaparak dijital ortamda çok güzel gelirler elde ederken, bir kısmı da yaptıkları ürünleri pazarda satıyor. Bunun en güzel örneğini Adana Kadınlar Pazarında gördüm. Balık kızartması satan bayanlar, içli köfte, mantı, şırdan… Her tezgahta farklı taze yiyecekler, bazılarında oyalar, takılar, danteler, örgüler… Gerçekten hepsi birbirinden güzel işlerle aile bütçelerine katkı sağlarken şehir halkına da güzel bir hizmet sunmuş oluyorlar.
***
Yapılan işlerde, atılan adımlarda kişinin kendi motivasyonunu yükseltmesi de, alçaltması da kendi elinizde, bu seçeneklerin hangisi daha iyi?..
Ufacık yaptığınız bir ilerlemede kendinizi onore edin. Bu, şu demek değil tabi; “o zaman hiç hatalarını görmemeli mi insan?” Tabiki hayır. Yapılan hatayı başarısızlık olarak değerlendirmek yerine ‘bu bir deneyim oldu’ deyip bir ders olarak kabul edip, çıkarılacak sonucu ‘kendi lehimize nasıl çeviririz?’ deyip yolumuza devam etmeliyiz. Etrafınızda çok başarılı olarak gördüğünüz insanlar vardır. O insanların hiç hata yapmadıklarını düşünüyorsanız inanın yanılıyorsunuz.
Başarısız insanlar sürekli yaptıkları hatalara odaklanarak kendi cesaretlerini kaybederek farklı adımlar atmaktan çekinirler. Aynı yöntemleri deneyip farklı bir sonuç beklemek sizce ne kadar akıllıca? Yeni planlar, yöntemler deneyerek istenilen hedefe ulaşmak daha doğru bir yoldur.
Bazı insanlar da kendi kapasitelerinin üzerinde hedefler koyarlar. Birden yükselmek, hemen olsun isterler, imkansızı istemek gibi bir şey mesela. Her şeyin adım adım ilerlediğini unuturlar. Başlarken aşkla, şevkle başlar, çok isteklidirler. Tabi ki imkansıza ulaşmak kolay değildir. Zamanla hayal kırıklığı oluşur ve umutsuzluk başlar, ardından depresyon… Bununla ilgili çok güzel bir söz vardır. “Umutsuzluk, kendine imkansız bir hedef koyan kişinin ödediği bedeldir.”
***
İnsan, anne karnında 9 ay 10 gün kalarak dünyaya gelir. Erken doğan bebekler, sağlık sorunları ile mücadele eder, farklı farklı rahatsızlıkları olur. Çünkü bazı organlar gelişimini tamamlayamamıştır. Bir günde her şey olmaz, çünkü her şeyde ilahi bir nizam ve ilahi bir kanun vardır.
Milli olmak isteyen bir sporcu bunun için çok çalışır, yıllarını verir, çaba harcar ve bunu yaparken kendine inanır, güvenir.
Hedeflerimize, amaçlarımıza ulaşmak istiyorsak bunun için ‘bugünden itibaren ne yapmalıyım, ilk adım ne olmalı’ deyip başlamak, bazen karşımıza engeller çıkarsa da pes etmeden yola devam edeceğimize kendimize söz verip engellerin açılması için yeni yollar ve çözümler bulmaya çalışacağımıza kendi kendimize söz verip başarmaya ne dersiniz? Hadi bismillah…
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.