Geçtiğimiz günlerde Kastamonu Belediyemizin ‘geri dönüşüm’ konusunda almış olduğu karardan dolayı başta Belediye Başkanımız Op. Dr. sayın Galip Vidinlioğlu’na ve ekibine teşekkürlerimi arz ederim. Bu konuya her zaman sıcak bakan bir kişi olarak iki yıl evvel TOPRAKSU mensuplarının yemekli sohbet toplantısında yaptığım konuşmamın son kısmında; “Yeni Belediye Başkanımıza ve ekibine başarı dileklerimin devamında geri dönüşüm konusunda Kastamonu’da bir seferberliğin başlatılması”na değinmiştim.
Alınan bu karar, aslında tüm Türkiye sathında alınması ve önemsenmesi gereken bir konudur. 2018 yılında dış ülkelerden aylık 20 bin ton atık ürün ithal eden bir ülkeyiz. Ama ne yazık ki biz, atıklarımızı çöpe atıyoruz.
Her gün her evden, iş yerinden, kamu kuruluşlarından, okullardan velhasıl her yerden bir atık ürün mutlaka çıkıyor. (Ne bunlar; sıvı yağ ve katı yiyecek teneke kutuları- gazlı ve su içecek pet şişeleri- deterjan, peynir ve sos plastikleri- kağıt, karton ilaç kutuları-naylon ve poşetler- maden suyu, gazlı içecek ve değişik içki cam şişeleri, konserve cam kavanozları vb. gibi) Bu konu benimsendiğinde günlük 20 bini aşkın geri dönüşüm malzemelerinin toplanacağı imkan dahilinde olacak ve ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.
Bu konunun önem kazanması, başarılı olması; başta Belediyemiz olmak üzere, ev hanımlarımızın, kamu kuruluşu yöneticilerimizin, iş yerlerimizin, öğretmenlerimizin, diyanet teşkilatının vaiz ve hocalarımızın konuya gereken önemi vermeleri, topyekun bilgilendirme ve seferberlik ile mümkün olacaktır. Öğrencilere bu konunun önemi, öğretmenlerimiz tarafından anlatıldığında, Belediyemiz tarafından geri dönüşüm konteynerlerinin okul yakınlarına konması ile her öğrencinin evinden getireceği atık ürününü kumbaraya para atar gibi atması, ülke ekonomisine katkıda bulunma onurunu yaşamaları mümkündür.
***
Konu ile ilgili iki anekdot aktarmak istiyorum; Benim çocukluğumda şişe içinde içecek olarak sadece gazoz vardı. Gazoz dağıtıcıları ahşap kasa içinde 20 adet olan dolu gazozlarını dağıtınca, karşılığında 20 adet boş şişeleri geri alırlardı. Bu şişeleri temizleyip tekrar dolum yaparlardı, noksan iade olduğunda parasını alırlardı. Daha sonraları içecek çeşitleri çoğaldı, şişeleri depozitolu oldu, bir müddet sonra da depozito kalktı ve bu şişeler çöpe gitmeye başladı. İkinci anekdot; Zamanında ekonomik krize giren Çin’in devlet başkanı, halkının huzuruna çıkıp ülkelerinin ekonomik durumunun kötü olduğunu açıklayıp, halkından tasarruf yapmalarını, üretime önem vermelerini, israfın kesinlikle yapılmamasını isteyerek, Çin devleti olarak bunlara uyacağını ve devlet başkanı olarak da; “Ülkem bu krizden çıkana kadar en lüks yemeğim pirinç lapası olacak, üstümdeki elbiseden başka da elbise almayacağım” sözünü verdikten sonra halkından son isteği; “Evinizde çöp haricinde hiçbir şeyi çöpe atmayın, geri dönüşümü olacak malzemeleri atık kutularına atın, hatta ilaç içindeki kullanma talimatı kağıtlarını bile çöpe atmayın” olmuş. Bu talimatlara uyan Çin devleti, belirli bir zaman sonra krizden kurtulmuş.
Bu girişimin başarılı olmasını ve ilçelerimizin de bu girişime destek vermeleri dileğiyle.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.