Gençlerimiz bu hafta sonu üniversite imtihanlarına girecekler ve istedikleri üniversiteleri kazanmak için gayret edecekler. İmtihana girecek gençlerimize başarılar diliyoruz. Genç sahabelerden olan Mus’ab Bin Umeyr (r.a.) ve Asım Bin Sabit (r.a.) Hazretleri imanları, gayretleri, fedakarlıkları ve Allah Rasulu’ne olan bağlılıkları neticesinde, hayatta muvaffak oldular, Hz. Allah’ın rızasını kazandılar, Peygamber Efendimiz’in duasını aldılar ve bize de örnek bir hayat bıraktılar. Gençlerimiz, vakitlerini ve enerjilerini güzel değerlendirdikleri ve kendilerini geliştirip, yetiştirdikleri takdirde, gerek tahsil hayatlarında, gerekse meslek hayatlarında muvaffak olacaklardır.
Başarılı insanlar, azimli ve çalışkandırlar. Verimli çalışma alışkanlığına sahiptirler. Planlı, düzenli ve sürekli çalışırlar. Gelecekle ilgili maddi endişeleri yoktur.
Çalıştıkları saha ile alakalı en az bir dalda uzmandırlar. Bu ihtisasa sahip olmanın yolunun, ömür boyu öğrenmekten geçtiğini bilirler. Yaşadığı çağdaki insanların özelliklerine ve beklentilerine göre ilmini güncellerler.
Günlük hayatlarında doğru karar verebilen, lüzumsuz detay ve düşüncelerle uğraşmayarak, meselelerin özüne inebilen, devrinin sorunlarını görebilen, akl-ı selim sahibidirler.
Görünüşleriyle ve konuşmalarıyla başarılı olduklarını ispat ederler. Onların her zaman temiz, bakımlı ve düzgün kıyafetler içinde olduklarını görürüz. Bakımlı olmaları öncelikle kendilerine ve çevrelerine duydukları saygının bir işaretidir.
Hususi hayatlarına dikkat ederler. Sağlıklı ve dengeli beslenirler. Aile fertleriyle iletişim halinde ve onlarla nitelikli beraberlik içindedirler. Düzenli bir aile hayatı, onların iş ve meslek hayatlarında başarılı olabilmeleri için, lüzum eden enerji ve motivasyonu temin eder.
Kendilerini tanıtan şeyin, söylediklerinden çok yaptıkları olduğunu bilirler. Sürekli çevresindeki insanlara pozitif enerji dağıtırlar. Çevrelerinin itimatlarını kazanarak, her zaman onlara faydalı olacaklarını hissettirirler.
Çevrelerindeki insanlarla samimi olarak ilgilenirken, adab-ı muaşeret kurallarına riayet ederek, münasebet kurdukları kişilere karşı saygılı davranırlar ve onların kendilerini önemli hissetmelerini sağlarlar.
Kendilerine güvenerek, verdikleri kararların ve sözlerinin arkasında durarak, kendi hatalarının mesuliyetini üstlenirler. Duygularını ve düşüncelerini karşı tarafa ileterek, muhataplarına yardımcı olur ve güven verirler ve vücut dilini iyi kullanmanın ehemmiyetini bilirler.
Tenkid ederken kırıcı değil, yapıcıdırlar. Eleştiriyi şahıslara değil, eylemlere yaparak, ‘sen’ dilini değil, ‘ben’ dilini kullanırlar. Bir mesele ile karşılaştıklarında, problemin çözümüne yönelik çalışma yaparlar ve bir daha aynı sorunlarla karşılaşmamak için, gerekli tedbirleri alırlar. Kendi kanaat ve görüşlerini karşı tarafa kabul ettirme gibi bir beklentileri yoktur.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.