Havası mıydı doğası mıydı yoksa Sümbül’ün koynunda aşkla dans eden Zap Suyu’nun hasretle çağlayan sesi miydi… Ya da “Can Kokulu” insanlarından mıydı bilmiyorum fakat “Barane Barane” hiç böyle keyif vermemişti ruhuma…

Sadece Barane Barane mi? Elbette değil! Dağların zirvesinden eteklerine kadar serpilmiş inci taneleri misali yansıyan masallar coğrafyası Hakkari’deydim ve gördüklerim karşısında ruhum, zihnim, yüreğim maşallah demelere doyamadı… Yedi ay içinde Hakkari’ye üçüncü gidişim olmasına rağmen aldığım her nefeste “Colemerg’e” dair yeni mucizeleri tanıyordu hücrelerim. Ve hemen söyleyeyim Hakkari ziyaretimde gördüklerim, dinlediklerim, hissettiklerim, heybeme doldurduklarım öyle üç beş köşe yazısıyla bitecek gibi değil. Elimden geldiğince yazıp anlatırım fakat benim size tavsiyem ilk fırsatta mutlaka gidin Hakkari’ye…

Şehre varır varmaz ilk olarak bu muhteşem yansımanın en önemli mimarlarından biri olan Hakkari Valisi Sayın İdris Akbıyık’ı ziyaret ettim… Siz bakmayın bir kesim kendini bilmezin “Kaymakam ve Valilere” yönelik gerçekleştirdiği suçlayıcı söylemlere! Bizler onlarca saatlik zorlu yolları hiç üşenmeden gidiyorsak bunun sebebi bilhassa Doğu ve Güneydoğu başta olmak şehirlerimizde muhteşem dönüşümlere vesile olan idarecilerimizdir elbette…

Hakkari’de yapılan ve yapılması için sırasını bekleyen çalışmaları Vali Akbıyık’tan bir bir dinledim. Her proje mutlaka “insan odaklı” bir çerçevenin içine oturtulmuş… Her daim dile getirdiğim; “şehirleri doğru okumak ve potansiyelleri doğrultusunda projeleri hayata geçirmek gerekiyor” kelamıma en güzel örneklerden biri olarak gösterebilirim Hakkari’yi… Kültür, sanat, spor, turizm, istihdam, doğa ve sosyal dokunuşlarla birlikte daha nicesini sayabilirim yapılan çalışmalara dair… İlerleyen günlerde hepsini başlıklar altına toplayıp sizlerle paylaşacağım.

“Hakkari’de Hayat Var” mottosuyla şehre adeta doping aşılayan Vali İdris Akbıyık her çalışmanın kusursuz olması için en ince ayrıntıya kadar işin içinde yer alan biri. Ve Vali Akbıyık’ın başarılı duruşunda benim için en önemli başlık; insan odaklı düşünmeyi, çalışmayı, yaşamayı bilen ve mütevazi yüreğindeki “amatör sevinçleri” unutmayan biri olmasıydı… Hakkari’yi, çocukları, kadınları, gençleri, engellileri, yaşlıları, bakıma muhtaçları, dezavantajlı kesimleri anlatırken karşımda bir vali değil de mahallesinde toza toprağa aldırış etmeden top koşturan bir yürekli evlat var gibiydi…

Vali İdris Akbıyık’ın kurumlar arasında oluşturduğu ahenk ile tüm çalışmalar hızla ve keyifle ilerliyor. Bu ahenkle dağlar arasında süzülen Hakkari doğalgaza bile kavuşmuş…

Şehirde gençler fazlasıyla öne çıkarılmış… Hakkari Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Polis Gücü Spor Kulübü’ne ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı yüzlerce milli sporcu yetenekleri doğrultusunda destekleniyor. Kayak, rafting, dağcılık, dağ ve yol bisikleti, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, kayaklı yamaç paraşütü, judo, futbol, voleybol başta olmak üzere sayısız branşta yurt içi ve yurtdışında başarı örnekleri var Hakkarili çocukların ve gençlerin…

Ve bu azimle daha fazlasının da geleceğine inanıyorum. Evet Hakkari’ye dair araladığım perdenin ilk yazısına bu kadar sığdı diyerek diğer başlıkları önümüzdeki günlere bırakıyorken ekranlardan paylaştığım bir cümleyi buradan da iletmek istiyorum. Hakkarililer ve orada canla başla emek verenler bunca emekten sonra şehrin güzelliklerden yana da görülmesini istiyor…