‘Daha atak bir mücadeleye ihtiyacımız var’
...
‘Daha atak bir mücadeleye ihtiyacımız var’
CHP Devrekani ve Ağlı ilçe başkanlıklarının kongrelerinde konuşan Milletvekili Hasan Baltacı, gündemine tarım ve hayvancılığı alarak AK Parti’ye tepki gösterdi. Baltacı’nın eleştirilerinin temelini Rusya’dan şeker, Sudan’dan ise sarımsak ve hayvan ithal edilmesi oluşturdu. Rusya’nın tarihinde ilk kez Türkiye’ye şeker sattığına dikkat çeken Milletvekili Baltacı, devlete ait 14 fabrikanın AK Parti tarafından özelleştirilmesinin sonuçlarını yaşamaya başladıklarını ifade etti. Kastamonu Şeker Fabrikası’nın talip çıkmadığı için satılmadığını fakat özelleştirme kapsamında bulunduğunu söyleyen Hasan Baltacı; “Biz iki yıl önce bunları görerek, merkezden Kastamonu Şeker Fabrikası’na yürüdük. Biz fabrikaların satılmasındaki asıl amacı bildiğimiz için ‘Şeker vatandır, satılamaz’ diye haykırdık. Biz o gün Türkiye Rusya’dan şeker ithal etmek zorunda kalmasın, çocuklarımız Rusya’nın ürettiği şekere muhtaç olmasın diye şeker fabrikalarının önünde nöbet tuttuk” ifadelerini kullandı. “Zararın neresinden dönülürse kardır” diye konuşan Milletvekili Baltacı, işlemleri devam eden şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılmasını, satılan şeker fabrikalarının ise kamulaştırılmasını ön gören Kanun teklifinin acilen yasalaştırılması gerektiğini söyledi. CHP’nin ilk seçimde iktidar olacağını söyleyen Milletvekili Baltacı, yapılan kongrelerin bu nedenle önem taşıdığına dikkat çekti. Partilerinin 100 yıllık bir tarihi olduğunu söyleyen Milletvekili Baltacı; “Kurtuluş Savaşı’ndan bugüne Cumhuriyet Halk Partisi birçok badireyi atlatarak bugünlere geldi. Ben önce ilçelerimizde partimizin kapısını açık tuttuğunuz, partimizin bayrağını dalgalandırdığınız, partimize sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Bu kongreler vasıtasıyla şunu vurgulamak isterim ki umut varsa Cumhuriyet Halk Partisi’nde umut var ve her zamankinden daha fazla olmak zorunda. Bize daha fazla ihtiyaç olacak günlerden geçiyoruz. Bu bilinçle bu kongrelere önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ancak biz dünkü gibi mücadele etmeye devam edemeyiz. Dünkünden daha cesur, dünkünden daha kararlı, dünkünden daha atak bir mücadeleye ihtiyacımız var. Bu mücadele hattını birlikte, dayanışma ile örmeye ihtiyacımız var” dedi. “BİR DOKUNUYOR, BİN AH İŞİTİYORUZ” Türkiye’nin, özellikle referandumdan sonra koşar adım bir ekonomik krize girdiğini savunan Baltacı, şöyle devam etti; “İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz her geçen gün derinleşiyor. Referandum öncesine de uzanan ve bugünde şiddeti artarak devam eden bir demokrasi krizi de yaşıyoruz. Bugün Türkiye’de tüm demokratik kurumlar askıya alındı, tüm demokratik kurallar lağvedildi. Bugün hukuk krizi içerisindeyiz. Adında adalet olan bir partinin bunu nasıl yok ettiğine şahit oluyoruz. Bir tarafta kendi eşini, çoluğunu, çocuğunu, dostunu, akrabasını düşünen ve onların çıkarları için mücadele eden AKP iktidarı var, bir tarafta ise bu ülkenin yüzde 99’unu oluşturan, çoluğu çocuğu işsiz, geçinmekte zorlanan, elektrik ve doğalgaz faturasını ödeyemeyen milyonlarca insan var. Sokağa çıktığımızda vatandaşımızın derdini görüyoruz. Bir dokunuyor, bin ah işitiyoruz.” “3 MİLYON İNSAN ELEKTRİK FATURASINI ÖDEYEMEMİŞ” Geçen yıl 9 bin liraya alınan hayvanların bu yıl 3 bin lira ettiğini savunan CHP Milletvekili, şu ifadelere yer verdi; “Sebebi belli, iktidarın tercihini çiftçiden, köylüden yana değil, yandaş müteahhitlerden, saray şarlatanlarından yana kullanması. Bu ülkede 3 milyon insan elektrik faturasını ödeyememiş. Ama Türkiye’nin en karlı özelleştirmesini yapıyoruz diye TEDAŞ’ı sattıkları şirketlerin milyarlarca liralık borçlarını sildiler. Bu iktidarın tercihi hiçbir zaman çiftçiden, köylüden, gençten, kadından yana olmayacak. Hatırlayacak olursak bundan iki yıl önce devletin elindeki 14 şeker fabrikasını haraç mezat sattılar. Kastamonu’nun can damarı Şeker Fabrikamızı halen satmak için çabalıyorlar. Sonuç ne oldu peki? Rusya tarihinde ilk kez Türkiye’ye şeker ihraç etti. Tarihimizde ilk kez Rusya’dan şeker aldık. Biz iki yıl önce bunları görerek, merkezden Kastamonu Şeker Fabrikası’na yürüdük. Biz fabrikaların satılmasındaki asıl amacı bildiğimiz için ‘Şeker vatandır, satılamaz’ diye haykırdık. Biz o gün Türkiye Rusya’dan şeker ithal etmek zorunda kalmasın, çocuklarımız Rusya’nın ürettiği şekere muhtaç olmasın diye şeker fabrikalarının önünde nöbet tuttuk. Kastamonu Şeker Fabrikamız halen devlette, satılmadı. Satılmaması sayesinde de başarılı sayılacak bir kampanya dönemi geçirdik. Devrekani’deki Taşköprü’deki hemşerilerimiz içinden geçtiğimiz bu ekonomik krizin çok daha yıkıcı etkileriyle karşılaşmamışsa bunu Şeker Fabrikamızın satılmamasına ve halet devlet tarafından işletiliyor olmasına borçluyuz. Ama diğer 14 fabrikamız maalesef elden çıkarıldı. Zararın neresinden dönülürse kardır. Meclis’e tüm Kastamonulular adına özelleştirme işlemleri devam eden şeker fabrikaların bu kapsamdan çıkarılmasını, satılan şeker fabrikalarının ise kamulaştırılmasını ön gören Kanun teklifi sundum. Bu Kanun teklifi acilen yasalaşmalıdır. Kastamonu çitçisinin yanında olduğunu söyleyen tüm siyasiler de bu teklifin yasalaşması için Meclis’te destek olmalıdır. Ama bunu yapabileceklerini düşünmüyorum. Çünkü üreten çiftçiye düşman bir anlayış ve bu anlayışa koşulsuz biat etmiş gamsızlar bu ülkeyi yönetiyor. Daha birkaç gün önce Taşköprü sarımsağı dururken Sudan’dan sarımsak ithal edilmesi için anlaşma imzaladılar. Amaçları Sudan’ın gelişmesine katkı sunmakmış. Yazıklar olsun! Mazota, gübreye, ilaca üstü üstüne yapılan zamlar nedeniyle çiftçimiz bugün perişan haldeyken, cebine para koyamaz, ocakta tenceresini kaynatamazken Sudan’ın, Rusya’nın çiftçisine bu ülkenin parasını aktarmanın, o ülkelerin çiftçilerini zengin etmenin açıklanabilir bir tarafı olmaz. Bu insanımıza yapılan en büyük kötülüktür, ihanettir.” “SOKAKTA UMUT VAR” Türkiye’nin karanlık bir tünelin içinden geçtiğini savunan Baltacı; “Sonunda aydınlığa kavuşacağız ama çok daha ağır bedeller ödemeden, kestirmeden bu işi halletmemiz lazım. Ben ilk seçimde partimizin iktidara geleceğine inanıyorum. 31 Mart seçimleri, yenilenen 23 Haziran seçimleri bence bunun bir göstergesi. Referandumda bir hayır iradesi ortaya çıkmıştı. Bu iradeyi ne kadar baskılamak isterlerse istesinler 31 Mart’ta İstanbul’da, Ankara’da Adana’da, Mersin’de ve birçok şehirde yurttaşlarımız ‘ben bu şekilde yönetilmek istemiyorum. Tek adam rejimini istemiyorum’ dediğini gördük. Sokakta bir umut var. Bu umudu geleceğe taşıyabilecek olan, bu umudu iktidar yapabilecek olan yalnızca ve yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu bilinçle çalışacağız. İl yönetimimiz ve ben her zaman sizlerin yanındayım, olmaya da devam edeceğim. Sizden ricam bundan sonra partiyi daha da gençleştirmeye gayret etmenizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasını geleceğe taşıyacak genç kadroları bulmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun için çabalarsak aşamayacağımız engel olmadığını düşünüyorum” diye konuştu. (Bülten)Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.