Kastamonu Otogarı’nın emektarı Engin Yumukoğlu

1966 yılında Kastamonu merkezde doğan 53 yaşındaki Kastamonu Otogarında Kamil Koç yazıhanesinde peron müdürü olarak görev yapan Engin Yumukoğlu, lise eğitiminden sonra başladığı meslek yolculuğunu Doğrusöz okurlarına anlattı. “ÇAKIR ABİ BANA ‘BU SENİN MESLEĞİN DEĞİL’ DEDİ” Doğma büyüme Kastamonulu olduğunu, ilkokul, ortaokul ve lise eğitimlerini de yine Kastamonu’da tamamladığını ifade eden Yumukoğlu; “Endüstri Meslek Lisesi’nde motor bölümünü kazandım. 1984-1985 yılında Endüstri Meslek Lisesinden mezun oldum. Mezun olduktan sonra Şeker Fabrikası’nda işe başladım, tabi 18-19 yaşlarındaydım o dönem. 15 gün ambarda çalıştım, daha sonrasında da çok ağır olması sebebiyle işi bıraktım. Daha sonra iş arayışı içerisine girdim ve bir ayakkabı boya sandığı aldım, küçük sandıklardan. O dönemlerde çarşıda, bugünkü Migros’un bulunduğu yerdeydi otogar. Eski otogar diye geçer, hatta fotoğrafları bile vardır. Ben orada ayakkabı boyacılığı yapıyordum işte. 1986 yılında ayakkabı boyacılığı yapmaya başladım. 1988 yılına kadar otogarda ayakkabı boyacılığına devam ettim. Daha sonra Kastamonu Güven’in sahibi ‘Çakır’ lakabıyla tanıdığımız ağabeyimizdir kendisi. Bana da devamlı ayakkabılarını boyatırdı. Sonrasında bana ‘bu iş senin işin değil, gel sen bizim yazıhanede yolcu getirme işine başla’ dedi. Bu işe halk arasında ‘ayakçılık’ denir. Daha sonra otogarda Kastamonu Güven Yazıhanesinde 1988 yılında bu ayakçılık dedikleri yolcu getirme işine başladım” dedi. “7 YIL TAŞKÖPRÜ KOOPERATİFİ’NİN İŞLETMECİLİĞİNİ YAPTIM” Engin Yumukoğlu, şöyle devam etti; “Yaklaşık 4 yıl, yani 1992 yılına kadar Kastamonu Güven yazıhanesinde çalıştım. Daha sonrasında Kastamonu Güven yazıhanesinde çalışırken o zamanki Taşköprü Birlik yazısı altında Kastamonu-Taşköprü arasında çalışan minibüslerin başında bulunan kişiler, bana bir teklifte bulundular. ‘Gel bizim işin idaresini sen al’ dediler. Daha sonrasında Taşköprü yazıhanesinde ayakçılığa başladım. Daha sonrasında içeri geçtim. Yazıhane görevlisi olarak bilet kesim işine başladım. Daha öncesinde bilgisayarlar da yoktu elle yazardık biletleri. Bilet yazım işini tam 10 yıl Taşköprü Birlik Yazıhanesinde devam ettirdim. Taşköprü minibüslerini şahıstan çıkarmak için Taşköprü Minibüsçüleri Kooperatifi adı altında bir kooperatif kurdular. O kooperatifin işletmecisi olarak başladım. Eski otogarda 2003 yılında başlamıştım kooperatifin işletmeciliğine, sonrasında yeni otogar kurulunca Kuzeykent’e geldik yazıhanemize yerleştik. Daha sonra Havza hattı açıldı. 2003 yılından 2010 yılına kadar tam7 yıl aynı şekilde Kastamonu-Boyabat-Durağan-Vezirköprü-Havza ve Kastamonu-Taşköprü arasında çalışan minibüslerin idareciliğini yaptım. 2010 yılında aramızda doğan sebeplerden dolayı Taşköprü Kooperatif yazıhanesinden ayrıldım. Sigortam yapılmıyordu. Benim istediğim miktarda parayı veremedikleri için anlaşmazlık yaşadık ve yollarımızı ayırdık. Oradan ayrıldıktan sonra 2010 yılından 2013 yılına kadar Metro yazıhanesinde çalıştım. Yine ayakçı olarak yani yolcu tutma işinde görev yaptım. 2013 yılında da Metro yazıhanesinden ayrıldım. 2013 yılında Kastamonu’da kurulan Kastamonu Nilüfer yazıhanesinde de yaklaşık 3 yıl kadar çalıştım. 2016 yılında da Nilüfer yazıhanesi kapandığı için mecburen 3-5 ay boşta kaldım. Daha sonrasında 2017 yılında yeniden Metro yazıhanesinde başladım. 2018 yılına kadar Metro yazıhanesinde eski görev yaptığım şekilde göreve devam ettim. 2018 yılından sonra da Kamil Koç müdürü tarafından daha mantıklı ve makul bir teklifi geldiği için değerlendirdim ve şuanda Kamil Koç yazıhanesinden peron müdürü olarak mesleğime devam ediyorum.” “GİTMEYECEK ADAMI İSTANBUL’A GÖNDERDİM” Yumukoğlu, ikna gücünün çok yüksek olduğunu belirterek kendisinde yer eden bir anısını anlattı; “Metro yazıhanesinde çalışırken bir beyefendi İstanbul yolcusunu göndermeye gelmişti. Artık adamla nasıl muhabbete girdiysek ben samimi bir şekilde ‘Sizi de göndereyim İstanbul’a’ demiştim. O adam yolda Metro’nun genel sayfasına şöyle yazmış; ‘Kastamonu otogarına yolcumu göndermeye gelmiştim şuan ben de İstanbul’a gidiyorum’. Hâlbuki ben hiç ciddi değildim. Şaka niyetinde söylemiştim onu ama işte adamı ikna etmiş İstanbul’a gezmeye göndermiştim” dedi. (Nihan Kıran)