‘Deprem ovada yıkar, kayada değil!’;

‘Deprem ovada yıkar, kayada değil!’

...

ODTÜ jeoloji profesöründen depremle ilgili çok önemli tespit

‘Deprem ovada yıkar, kayada değil!’

KASTAMONU Gölköy Ziraat Okulu mezunlarından, ODTÜ’de Jeoloji Profesörü olan Prof. Dr. İlyas Yılmazer, olası depremle ilgili İstanbulluların ve İstanbul’da yakını olanların gönlüne su serpecek bilgiler verdi. Yılmazer, deprem noktasında ovalarda bulunan yerleşkelerin tehlike altında bulunduğunu belirterek kayalık üzerinde olan yerleşkelerin depremden etkilenmeyeceğinin altını çizdi. Aynı zamanda Van’da gerçekleşen 2011 depremini 2003 yılında tahmin ederek ilgili kurumlara resmi olarak bilgiler gönderdiklerini ifade eden Prof. Yılmazer, “Deprem sıfır etki ile atlatılabilirdi” ifadelerine yer verdi. “OLASI BİR DEPREMDE İSTANBUL’UN SADECE YÜZDE 4’Ü ZARAR GÖRÜR” ODTÜ Jeoloji Profesörü Prof. Dr. İlyas Yılmazer, deprem ile ilgili bilgiler aktardı. Yılmazer, 1976 yılında geliştirdiği bir kuram olan depremin sadece ovada yıkım yarattığını, kayada hiçbir zarar vermediğini belirtti. İstanbul’daki olası deprem hakkında tüm profesörlerin aynı şeyleri söylediklerinin doğru olmadığını aktaran İlyas Yılmazer; “Kastamonuluların mutlaka İstanbul’da yakınları, eşi-dostu vardır. İstanbul’da bütün deprem profesörleri ağız birliği yapmış gibi ‘İstanbul’un yüzde 95’i yıkılacak, zarar görecek, 150 bin bina gidecek, bir sürü insan ölecek’ diyorlar. Ben de diyorum ki İstanbul’un sadece yüzde 4’ü depremden etkilenir, yüzde 96’sı etkilenmez. Yüzde 1 de imar affını ilave ediyorum. İmar affı bir ihanettir. Adam 3 katlı binayı yapmış kendisi oturmuyor, 4 kat daha ilave ediyor. Biliyor ki 2 ay sonra imar affı çıkacak. O binalar yıkılır, çünkü kolon diyoruz ya taşıyıcı sistemleri 3 katlı binaya göre yapılmış ama sen o 3 katlı binayı taşıyacak olan kolona 4 katı eklersen o bina depremde gider. Hatta deprem olmadan gider. Yakın zamanda ‘deprem seferberliği başlıyor’ adlı projede İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanlığını yapacağım. İstanbul’da bulunan bütün evlerin kontrolünü yaptıracağım. Çok basit bir işlem, 300 dolar fiyatında bir alet var, bu aletle ölçüm yapılıyor. Bütün belediyenin teknik elemanlarını eğiteceğim. Bunu yapacak olanların okuryazar olması yeterli. Dolayısıyla bu sayede insanların içi huzurlu olacak” dedi. “BİNA OVADA YIKILIR, KAYADA DEĞİL” İstanbul’da sadece yüzde 4’lük bir hasarın yaşanabileceği düşüncesini neye göre belirlediğini örneklerle açıklayan Yılmazer, ovada daha geniş sarsıntılar şeklinde yaşandığını ancak kaya üzerinde olduğu yerde sarsıntı yaşandığını örnek vererek şöyle açıkladı; “1999 depremi Hereke açıklarında oldu. Kimse Hereke depremi demiyor, Gölcük depremi diyor. Gölcük ovadır. Hereke ise kaya üzerindedir. Deprem merkezi nereye yakınsa orayı yıkar değil mi? Hareke de bir tek evin camını kırmadı. Sıfır ölü sıfır yaralı. Bir başka bir örnek Kız Kulesi. 2 bin 500 senedir suyun içerisinde. Kuzey Anadolu Fay Hattı yakınından geçiyor. O geçen fayın yanında kaya var. Kayanın üzerine kurulmuş Kız Kulesi. 39 metre yüksekliğindeki 2 bin 500 senedir duran bina, sayısız irili-ufaklı deprem gördü ama hala sapasağlam. 1999 depreminde yine yıkılmadı. Kimi yıktı, Tekirdağ ovalarını, Saros ovalarını yıktı. İstanbul’un da Çatalca, Beylikdüzü, Ayamama gibi çok sınırlı ovalar var. İstanbul’un geri kalanı hep kayaların üzerinde. İstanbul’un en tarihi yeri Beyoğlu’dur. Beyoğlu da Cenevizlilerden kalmadır, 3 bin yıllıktır o binalar. 3 bin yıldır da duruyor ve o kadar çok deprem gördü ki. 99 depreminde de yıkılmadı. Yani demem o ki bina ovadaysa geniş sallanır bu sebeple yıkılır ama kayada olan bina olduğu yerde sallanır ve asla zarar görmez.” “VAN DEPREMİNDE KAYIP SIFIR OLABİLİRDİ” Bir depremin zamanının önceden belirlenebilmesinin mümkün olduğunu, ancak asıl önemli olanın zamanın değil nereyi yıkacağını bilmenin önemli olduğunu belirten Prof. Yılmazer, durumu, Van depreminden örnek vererek açıkladı. Evlerin ve yıkımların ovada ulunan araziden kaynaklı yıkıldığını belirterek dedikleri yöntemin uygulanması halinde sıfır kayıpla bu depremin atlatılabileceğini ancak kabul etmediklerini aktaran İlyas Yılmazer; “2003 yılında resmi olarak rektörlük aracılığıyla bütün milletvekillerine, bakanlıklara bilgi gönderdik. 2011 yılında Van’da deprem olacak. Büyük deprem. İstatistiklere baktığımız zaman Van’da 35 yılda bir deprem olmuş. Son deprem de 1976 yılında Van/Çaldıran’da oldu. 7.4 büyüklüğünde. Onun için 2011’de deprem olacağını belirledik. Ancak depremin ne zaman olacağını bilmek mühim değil, depremin nereyi yıkacağı önemli. Ben de bununla ilgili bir harita hazırlayıp devlete sundum. Bunun içinde de 2 bin tane evin yerini değiştirirsek hasar almadan atlatılabileceğini açıkladık. Ben evlerin nereye çıkarılacağını ve bu arazide toplu konutları çıkardım. Belirlenmesi çok kolay önemli olan devletin bilimi kullanması. Yaşamın içinde olmayan insanlar liyakat dedim doğru yerlerde değiller. Normalde zamanı belirlenir. Ama önemli olan dediğim gibi zaman değil yıkacağı yerlerin belirlenmesi. Bilimi kullanmak gerekiyor. Ben depremin nerede yıkabileceğini bildikten sonra çözüm üretebilirim. Ovaya girmeyeceksin. Bu düşünceniz o zamanlarda faaliyete geçmiş olsaydı sözünüz dinlenmiş olsaydı yaralı ve ölü sayısı sıfır olurdu bunu kesin söylüyorum” dedi. “DOĞA BİZE DAHA NE GÖSTERSİN?” Ovalarda ve kaya üzerlerinde depremin etkilerini örneklerle açıklayan ODTÜ Jeoloji Profesörü Prof. Dr. İlyas Yılmazer, doğanın her şeyi açık açık bizlere gösterdiğini söyleyerek şunları aktardı; “12 milyon senede gerçekleşen hareketle oluşan Düzce Dağı vardır. 10-12 km genişliğinde bir ovadır orası. O ovanın ortasına 1880 yılında saman pazarı kuruluyor. Dağlardan, yamaçlardan insanlar gelip samanlarını satıp alışverişlerini yapıp gerisin geriye gidiyordu. 80’lerde artık yerleşik bir düzen alıyor. Sonrasında köy statüsüne geçiyor, sonra Düzce oluyor o ovanın adı. 1880 yılından beri yani 139 yılda 30 defa depremden, 40 defa da selden taşkından yıkıldı. Ama Düzce’den sonra yamaca çıkıyorsun Akçakoca’ya doğru. Orada bir kasaba var, güzel bir kasaba. 3 bin yıldır orada ne deprem, ne heyelan ne de taşkın hiçbirinden zarar görmemiş. Japonya’nın yüzde 99 u kayadır. 17 Ocak’ta bir deprem oluyor. Bu deprem Hanşin’in doğusunda denizin içinde oluyor. Hanşin’de deprem hiçbir etki yaratmıyor. Sıfır ölü sıfır yaralı. Ancak onun arkasındaki Kobe ovasını yerle bir ediyor. İlk gün 6 bin kişi ölüyor, sonra istatistiklere göre 21 bin kişinin öldüğü açıklanıyor. Sadece devletin elindeki altyapıya gelen zarar 150 milyar doların üzerinde. Dünyanın neresine giderseniz gidin durum hep aynıdır. Deprem ovalarda yıkar, kayalarda etki etmez. Bunlardan daha açık doğa ne gösterebilir insana? Doğa ana bize bunu söylüyor zaten. Bunun için profesör olmaya da gerek yok, insan olmak yeterli. Çünkü doğa deneyini kendisi yapıyor. Biz mühendisler deneyler sonucunda konuşuyoruz. Yeni bir deney yapmama gerek yok, zaten doğa yapıyor kendi deneyini.” (Nihan Kıran)  

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum