‘Boş durmak bir kadına yakışmaz’;

‘Boş durmak bir kadına yakışmaz’

...

Aşirefendi Hanının ilk kadın esnafı Firdevs Bulut

‘Boş durmak bir kadına yakışmaz’

ÇOCUK yaşlardan itibaren zorluklar içinde büyüyen ve hep kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalan, güçlü bir kadın, 26 yıllık Gelinlik Terzisi Firdevs Bulut, zorlu geçen hayat hikâyesini anlattı. Aşirefendi Hanı’nın ilk kadın esnafı olduğunu belirten Bulut, boş durmanın insana, hele de bir kadına asla yakışmadığını söylüyor. “BEN DOĞDUĞUMDA BABAM 80 YAŞINDAYDI” Doğma büyüme Germeçli olduğunu, dedesinin Arabistan’dan geldiğini, babaannesinin de Horasan’da bir aşiret kızı olduğunu belirten 26 yıllık Gelinlik Terzisi Firdevs Bulut; “Babaannem Kürt kökenli, dedem Arap. Babam Kürt-Arap melezi, annem Türk. Annem 17 yaşındayken, babam 57 yaşındaymış. Babamın hanımı ölünce, annemin de eşi askerde ölünce babamla annem evleniyor. Ben doğduğumda babam 80 yaşındaymış. Ben, babamın sekizinci çocuğuyum. 4 önceki hanımından, 5 annemden var. Benden sonra bir kızı daha doğdu. O da şimdi yaşıyor, 50 yaşında. 107 yaşında öldü rahmetli babam. Annem de 74 yaşında öldü” dedi. “OĞLUMA GÜZEL BİR HAYAT VERMEK İSTİYORDUM” Hiç okumadığını, küçük yaştan evlendirildiğini, eşinin ne kendisiyle ne çocuğuyla ilgilenmediğini belirterek eşiyle anlaşmalı olarak boşandıklarını ve tüm mal varlığına karşılık oğlunun velayetini aldığını dile getiren Bulut, şunları aktardı; “Ben hiç okumadım. 6 yaşında annem elime verdi oklavayı ‘ekmek yap’ dedi. Ben 6 yaşındayken ekmek yapıyordum. 8 yaşında çobanlık yaptım, tam 4 sene 12 yaşıma kadar. Sadece kendi hayvanlarımızı değil, başkalarının hayvanlarını da güderdim. Tek başıma 170 hayvan güdüyordum. 12 yaşımda Kastamonu’ya geldik. Babam silah yakalattı ve hapse girdi. Abim de askere gidince ben de 2 sene pancar kazmaya gittim. Babam cezaevinden çıkınca beni tuttular bir sarhoşa verdiler. 14 yaşındaydım evlendiğimde. O evlilikten tek kârım evladım var, bir tanecik oğlum. Oğluma hamileyken dikiş kursuna gittim. İğne oyası yapardım orada. Dahası dağdaki kozalakları toplardım yazdan çuval çuval, ağıla koyardım kışın da onları traktörle satardım. Ben onlarla 14 tane Adana burması yaptım. Kozalak satıp iğne oyası yaparak tek kendi alın terimle, emeğimle. Emeğimle biriktirdiğim o paraya da ev aldım. Eşim bana destek olmazdı içip içip yatardı. Eviyle bir alakası yoktu. Ne çocuğuyla ne de eşiyle ilgilenmezdi. Anlaşarak ayrıldık. Oğlumun velayetini aldım. Çocuğuma bakmıyordu. Bütün varlığımı oğlumun babasına verdim. Köy, ev, araba, eşya hepsini ona bıraktım. Bunca sene çalışıp kendi emeklerimle kazandığım, biriktirdiğim şeyleri bir imzayla ona verdim. Çünkü oğlumu güzel yetiştirmek, güzel bir hayat vermek istiyordum. Aşirefendi Hanı’na oğlum henüz 1 yaşındayken geldim. Oğlumu bu dükkânda büyüttüm.” “HANIN İLK KADIN ESNAF BENİM” 24 sene evli kaldığını ve bu süre içerisinde hiç boş durmadığını, her zaman kendisini geliştirmeyi hedeflediğini aktaran Bulut, aynı zamanda Aşirefendi Hanı’nın ilk kadın esnafı olduğunu belirtti. Firdevs Bulut; “İlkokul ve ortaokulu dışarıdan bitirdim. Dikiş ve kuaför kurslarına sonuna kadar gittim. Hem ustalık belgemi, hem de usta öğretici belgemi aldım. Kuaför ve gelinlik dükkânı açtım. İki dükkân işletiyordum Germeç’te. Bir günde 7 gelin çıkardığımı biliyorum. 2 eleman bir dükkânda iki eleman da diğer dükkânda vardı. Çok çalıştım, emek verdim. Sadece bunlar da değil, tekvando ve bağlama kursuna da gittim. 1993 senesinde geldim bu hana. Bu dükkânda yaşlı bir amca vardı Hayrettin Usta diye. Onunla ortak çalışmaya başladım. Erkek terzisiydi. Bir günde 5 tane erkek pantolonu dikerdim. 3-4 sene ortak çalıştık. 1997’de de kendi dükkânımı açtım. Resmi olarak belgemi aldım. Ortaklığımı da dâhil edersek 26 senedir burada çalışıyorum. 1993’lerde bir tane bayan yoktu bu handa, ilk kadın esnaf bendim. Tek tek hep kadın esnaf aldım. Şimdi hanın içi komple bayan esnaf. Yanımda sayısını bilmediğim çok çırak çalıştırdım. Yanımda çalışan, iş öğrettiğim iki çırağım şimdi dükkânlarında kendi işlerini ustalıkla yapıyorlar. Bir tanesi de karşı dükkânda hatta. Ama Allah’ıma bin şükür iyi ki kendi ayaklarım üzerinde durmuşum ve bu işi öğrenmişim” diye konuştu. “BOŞ DURAN İNSANI HİÇ SEVMEM” Kendisinin çocukluğundan beri sürekli çalışıp didindiğini, çok emek harcayarak bugünlere geldiğini belirten Bulut, evde boş oturan kadınları hiç sevmediğini aktardı. Etrafında hep çalışan, emek harcayan, kendi başına da olsa sürekli bir şeylerle uğraşan, kendi ayakları üzerinde duran kadınların olduğunu belirten Firdevs Bulut; “Misal, 15 senelik arkadaşım Bahriye Hanım, evde el işi yapar satar, boş durmaz. Etrafımda hep çalışan kadınlar vardır. Çirkin insanlarla da arkadaşlık yapmam, çünkü insanın iç güzelliğinin dışına vurduğuna inanırım hep. Beceriksiz insanlarla arkadaşlık yapmam. İlk konuşurum, tartarım ama miskinliğini görürsem uzaklaşırım. Hayvanlar bile mesela inekler, önüne yemeğini verirsin, sana buzağı verir, süt verir, et verir. Ama ellerini önünde bağlayıp ‘kocam bana ekmek getirsin’ diyen kadına da pes artık derim. Arkadaşlık da etmem o insanlarla. Boş duran insanı sevmem” dedi. “ONA ‘EVE BEKÇİ KÖPEĞİ Mİ ALIYORSUN’ DEDİM” Esnaf Firdevs Bulut, kadınların her zaman çalışması ve boş durmaması gerektiğine inandığını aktardı. Geçen sene ortak arkadaşlarının vesilesiyle biri ile tanıştığını, ancak isteklerinin kendisine ve görüşlerine çok zıt olduğunu belirten Bulut, şöyle konuştu; “Kendisiyle görüştük ve bana şartlarından bahsetti, ne olduğunu sorduğumda da bana ‘eşim asla evden dışarı çıkamaz, ben konuş demeyince konuşmaz, markete, alışverişe, dükkâna gitmek yok’ dedi. Şaşa kaldım. Ben özgürlüğüm için bir imzada bütün malımı mülkümü vermiş insanım. Kadının özgür olmasına inananlardanım. Bu tarz şeylere asla gelemem. Bunun üzerine ben de dönüp dedim ki; ‘Ya hacı efendi, sen evine bekçi köpeği mi arıyorsun? Kusura bakma ama sen akan suya dur diyorsun. O akan su durunca ne olur biliyor musun baraj olup patlar seni götürür’ dedim. Özgürlüğüme düşkün bir insanım. Kendimi çok severim. Sabahları aynaya baktığımda, ‘Firdevs, bugün çok mutsuzsun. Hadi mutlu ol. Bugün güzel bir kahvaltı yap, evini güzelce temizle, doğru işe git’ derim. Hayata hep olumlu bakarım. Ben böyle bir insanım.” “ÖĞRETMEYİ ÇOK SEVİYORUM” Firdevs Bulut, hayatında sevdiği şeylerden bahsederek Halk Eğitimde usta öğretici olarak çalıştığını ve gönüllü olarak Cuma günlerini öğrencilere kendi dükkânında dikiş, nakış, el işi gibi bilgileri kazandırdığını ifade etti. Bulut konuşmasında şunlara yer verdi; “Hayvanları çok severim. Dolmuş paramı ayırırım, bakarım cebime kalan parayla gider kedilere vermek için ciğer alırım. Belirli kedilere verdiğim 4 nokta var. Gider oralarda beslerim kedileri. Önce onları doyurur, sonra kendi karnımı doyururum. Sabah kalkarım 5-6 tane pencerenin altına gelirler. Tırmanırlar onların ciğerlerini veririm. Soğuk oluyor dolapta olduğu için, haşlayıp da veririm. Türbeleri severim. Yaşlı insanları sever, saygı duyarım. Bitki yetiştirmeyi çok severim. Bamya ekmiştim mesela bir tabak bamya topladım. Daha çok gençlere bir şeyler öğretmeyi seviyorum. Gençler gelirler buraya ‘abla şu düğmeyi dikiver’ derler. Alırım iğne ipliği ‘otur şuraya, şu şekilde dikeceksin’ derim. ‘E abla biz sana getirdik bunu’ derler. Ben de ‘Ben dikersem senden 15 lira alırım, sen dikersen bedava’ derim. Kız hemen oturup diker onu. Makinede yapılacak bir iş olsa hallederim ufak tefek işlerde zaten para almıyorum. Bu tarz küçük işlerde mutlaka öğretiyorum. Hep birilerine bir şeyler öğretmeye çalışırım. Sayısını bilmediğim gönüllü olarak ders verdim öğrencilerim var. Cuma günleri vakit ayırırım onlar için, gelip burada dikiş öğrenirler benden. El işi isterse el işi de öğretirim. Bilmediğim el işi, yapmadığım hamur işi, köy işi yoktur.  Kim ne isterse onu öğretirim ona. Halk eğitimde şuan da sözleşmeli olarak usta öğreticilik yapıyorum. Dikiş alanında. Aynı zamanda öğrenciyim kız meslekte okuyorum. Haftanın 2 günü el sanatları bölümü okuyorum. Üçüncü sınıftayım. El sanatları bölümünden diplomamı alacağım. 2 taneustalık belgem olacak. O diplomayı direk ustalığa çeviriyorlar. Bu gidişle üniversiteye kadar gideceğim. 50 yaşından sonra okuyup da ne yapacaksın diye gülüyorlar bana. Ben de diyorum anca kendime sıra geldi.” “ÖDÜLÜ MEHMETÇİK VAKFINA BAĞIŞLAYACAĞIM” Bağlama çaldığını ve şimdiye kadar 50’ye yakın bestesi olduğunu ve notalı olan bir bestesi ile beste yarışmasına katılacağını belirten Firdevs Bulut; “50’ye yakın bestemden 5 tanesi notalı ve noterden tasdikli. ‘İki Kişiliğin Var Bir Öylesin Bir Böyle’ isimli bestem ile yarışmaya katılmayı düşünüyorum. O bestemi yan tarafta Mesut Bey var müzik öğretmeni. O türkü haline getirdi. Ücret almadı benden. Noterden tasdikli hale getireceğim. Birinci olursa beste yarışmasında, ödülü Mehmetçik Vakfına bağışlayacağım. İlk maaşımı da Mehmetçik Vakfına bağışlamıştım. Elimden geldiği kadar oralara da bağış yapmaya çalışıyorum” ifadelerine yer verdi. (Nihan Kıran)  

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum