AFAD, tüm afetlere hazır;

AFAD, tüm afetlere hazır

...

Olası bir depremde kullanılmak üzere Kastamonu il genelinde toplam 92 toplanma alanı var

AFAD, tüm afetlere hazır

GEÇTİĞİMİZ günlerde İstanbul’da meydana gelen 5,8’lik depremin ardından tekrar gündeme gelen ‘toplanma alanları’yla ilgili ilimizdeki durumu araştırdık. Kastamonu İl Afet ve Acil Durum (AFAD) İyileştirme Planlama Müdürü Şakir Nergiz, il genelinde ilçelerle beraber toplamda 92 toplanma alanının olduğunu belirterek, vatandaşların ikamet ettikleri yerlere yakın olan toplanma yerleri bilgisine, e-Devlet üzerinden ya da AFAD’ın kendi sitesine girerek ulaşabileceklerini söyledi. Toplanma yeri ile barınma alanı kavramlarının karıştırıldığını belirten Nergiz, şunları aktardı; “Toplanma alanları ile barınma alanları aynı şey değildir, bu karıştırılıyor. Aynı şey İstanbul’da da oldu. Toplanma alanları, aile fertlerinin ikincil afetlerin etkilemeyeceği, afet olduğu durumlarda belirledikleri buluşma alanlarıdır. Barınma alanları ise vatandaşların konutları yıkılan açıkta kalan vatandaşlarımızın barınma alanları diye geçiyor. Her ilde ve ilçede belirlediğimiz 2-3 tane 5 bin civarında konteynır ve çadır kurulabilecek alanlardır. Oralara da okul, kreş, yemek bölümü, konteynır ve çadırkent gibi barınma alanları kuruluyor. Kalıcı konutlar yapılıncaya kadar geçecek zamanda insanları idare etmesi için vardır. Ama toplanma bölgeleri barınma alanları gibi uzun süreli kalınacak yerler değil. Bir günlük, yarım günlük süreyle aile fertlerinin buluşacağı yer olarak anlamalıyız. Barınma yerleri olarak Kastamonu’da 4 tane alan belirlendi. Biri Subaşı Köyünde, biri Organize Sanayi Bölgesi’nde, diğer ikisi de Taşköprü yolu üzerinde... Ancak altyapı hazır değil. Altyapı da kısa sürede yapılabilecek bir şey.” TEFEKÇİ; “ALT YAPI, HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLEBİLECEK VE UYGULANABİLECEK BİRŞEY” Belirlenen barınma alanlarının alt yapı noktasında hazır olmadığı konusuna açıklık getiren AFAD Şube Müdürü Dr. Suat Tefekçi de; “Devletin bir afet olduğu zaman bununla nasıl başa çıkabileceği önceden bir plan dâhilinde belirleniyor. Bu tür olaylar yaşandığı zaman altyapı hizmet grubu,ulaştırmayı ulaştırma hizmet grubu,beslenme barınma gibi 26 hizmet kurumu aktif olarak afetle başa çıkma ve gündelik hayatın normale dönmesiyle mükelleftir. Zaten çoğu faaliyet Türkiye Afet Müdahale Planı’na (TAMP) göre yapılıyor. TAMP, Türkiye’nin bütün kurumlarına bağlı bir şekilde yapılıyor. Mesela Barınma Hizmet Grubu’nun, Beslenme Hizmet Grubu’nun değişik değişik kurumsal görevleri oluyor. İnsanların yemesi, içmesi, Beslenme Hizmet Grubu’nun sorumluluğunda. Mesela Beslenme Hizmet Grubu’nun buradaki yemek şirketleriyle protokolleri var. 5 bin-10 bin ne kadar afetzede varsa ona göre şirketler hızla faaliyete geçiyor. Ulaştırma Alt Yapı Hizmet Grubu hem oraya yol açılmasını sağlıyor hem alt yapı noktasında suyu, kanalizasyonu, elektriği bağlayarak bunları tedarik ediyor. Bunlar hızlı bir şekilde çözülebilecek ve uygulanabilecek planlar” dedi. “AFETİN BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE HAREKETE GEÇİYORUZ” Afetin büyüklüğüne göre 4 seviye olduğunu kaydeden Tefekçi, şöyle devam etti; “Seviye 1’de yerel imkânlar yeterlidir. Seviye 2’de yakın illerin desteğine ihtiyaç duyulur. Seviye 3’te ulusal düzeyde, Seviye 4’te ise uluslararası alanda destek ihtiyacı olur. Kastamonu’da böyle bir afet yaşanması durumunda bunu sadece Kastamonu kapasitesi olarak düşünmeyin. Bizim kendi imkân ve kapasitemizi aşıyorsa seviye 2 kapsamında destek illerimizden Çankırı, Karabük, Sinop, Bartın, Çorum en yakın iller hangileriyse arama kurtarma olarak yardım etmek durumunda. Aynı zamanda makine ve ekipman olarak destek illerin her hizmet grubu, kendi çözüm ortamında bunları sağlamakla ve buraya göndermekle mükellef. Bunu Türkiye modüler hale getirdi. Mesela Sinop’ta da olsa bu afet, biz de aynı şekilde hizmet, arama kurtarma ekibi, araç, ekipman iş makinaları, çözüm üretecek personel, ulaştırma alt yapı her ne gerekiyorsa ilgili çözüm ortamını sağlamakla ve ulaştırmakla görevliyiz. Ayrıca barınma alanlarına geçilinceye kadar elimizdeki sosyal tesislerin de bize getirileri var. Az sayıda olan insanları sosyal tesislere yerleştireceğiz. 300-500 kişi olursa öncelikli olarak biz bunları sosyal tesislerden faydalandırıyoruz. İlimizde bin 400’ün üzerinde kamuya ait yatak kapasitesi var. Bu rakam Allah vermesin 10 bin, 15 bin, 20 bin olur, işte o zaman artık daha barınma alanına geçilerek bu barınma alanlarında alt yapı, çadır kent yada konteynır kentle ilgili çalışmalar yönetilir. Bir de bizim bölge afet lojistik depomuz var.Şu anda hazır stok çadırımız, yatak, yorgan,battaniye, yemek içinde mevcut. Bu ekipman 26 ilde kurulmuş ve bir de Kastamonu’da var. Başka bir ilde afet olsa buradan gönderebiliyoruz. Bunu da AFAD Başkanlığı organize ediyor.” “ÇEKİRDEKTEN ÇINARA AFET BİLİNCİNİ KAZANDIRMA HEDEFİNDEYİZ” Çocuklara eğitim vererek geleceğin toplumunu eğittiklerini ifade eden ve bu konuda çok ciddi çaba harcadıklarını belirten AFAD Şube Müdürü Dr. Suat Tefekçi şu ifadelere yer verdi; “Kamu, özel sektör, özel eğitim kurumları tamamına talep halinde eğitimler veriyoruz. Ayrıca yıl içerisinde hem sivil savunmayla ilgili eğitim faaliyetlerimiz var. 20 binden fazla biz kişiye ulaşarak bu konuda öğrencilerimize afetlerde yapılacakları müdahaleler, uygulayacakları doğru teknikler anlatılıyor. Kamu kurumlarına da sık sık tahliye tatbikatları yapılıyor. En son bu hafta sonu yapıldı, askerlik şubelerinde de istiyorlar. Askerlik şubelerinin tamamına giderek arkadaşlarımız tahliye ve afetten korunma yöntemleri ile ilgili eğitimler veriyorlar. Sadece teorik eğitim değil uygulamalı olarak pratikte de eğitim veriyoruz. Bildiğim kadarıyla 2018-2019 yılında eriştiğimiz insan sayımız 25 bin. Çocuktan aileye erişmeyi hedefliyoruz. Çünkü çocuklar da yarın gelecek toplumun yetişkin bireyleri olacaklar. Bu sebeple çekirdekten çınara insanlar bu bilinci kazansınlar istiyoruz. Ciddi bir gayret sarf ediyoruz. Okullarımızda özel eğitim kurumlarında yurtlarda talep eden her kuruma biz giderek hem uygulamalı hem de sınıf ortamında anlatıyoruz. Geri dönüşlerden de memnunuz.” “TEK SORUN DEPREM DEĞİL” Türkiye’nin gerçeği olan depremin tek başına vurgulanmaması gerektiğini, meteorolojik ve klimatolojik afetlerin de bir gerçeği olduğunun altını çizen Tefekçi; “Hep depremi baz alarak gittik ama meteorolojik afetlerin de konuşulması gerek. Deprem Türkiye’nin bir gerçeği ama çoğu illerin Batı Karadeniz Bölgesinde sadece Kastamonu’da da değil Bartın’da oldu, Düzce’de oldu, Ordu’da oldu. Yani yağışlar dere yatakları onların yol açtığı sel ve tahribatın şiddeti çok fazla. Devlet algısını, ilgisini meteorolojik ya da klimatolojik afetlere yöneltmeli. Deprem nasıl ki Türkiye’nin bir gerçeği, bu saydıklarımız da Türkiye’nin bir gerçeği. AFAD sadece depremle ilgili değil diğer konularla da hazırlıklı olmaya çalışıyor. Afetten, krizden önceki zamanlarda hem gerekli koordinasyonu sağlama noktasında hem de alt yapıyı güçlendirme noktasında teknik olarak müdahalede bulunacak hizmetler sunuyoruz. Keza diğer kurumlarda aynı şekilde. DSİ mesela dere yataklarında çalışıyor. Sayın bakanımızın bir talimatı vardı. Türkiye genelinde dere yataklarında kalan tüm evlerin tespit edilmesi için bir envanter çalışması yapıldı. Hangi ev yıkılmasıyla ilgili dere yatağı riski arz ediyor mu bunlar araştırıldı. İnsan hayatı her şeyden önemli. Böyle bir çalışma çevre ve şehircilik bakanlığıyla yürütüldü. Şuan çevre ve şehircilik bakanlığı bildiğim kadarıyla veriler toplamında ona göre bir eylem planı yürütecek. Devletin diğer kurumlarında da konuyla ilgili bir müdahale tedbiri var. Örneğin dolu olayından bahsedecek olursak 9 bin araç hasar gördü. KASKO ve DASK diye bir sigorta olayı var. İnsanların da artık evini arabasını emanetlerini hatta tarım alanını sigortalatması gerekiyor. Ama sigortaladığımızda hem tarım alanınızdaki zarar hem aracınızdaki zarar KASKO’dan karşılanabiliyor. İnsanlarımızda bu kavramın artık önemli olduğunu ve uygulamaya başlaması gerektiğini bilmeliler. Devletinde yapabileceği kapasiteli bir yardım miktarı var. Bazıları yasa gereği karşılanmayabiliyor. Mesela araç zararını devlet karşılamıyor. Duyarlı olarak evlerini, araçlarını, tarım alanlarını, iş yerlerini sigortalatırlarsa eğer hasar daha hızlı şekilde telafi edilir ve verdiği hasar minimal hale getirilir” dedi.

KASTAMONU’DA “KÖY YANGINLARI ÇALIŞTAYI” YAPILACAK

Kastamonu’da köy yangınların ciddi miktarda olduğunu vurgulayan Suat Tefekçi, şöyle devam etti; “Kastamonu’da ciddi miktarda köy yangını var. Bu konuda da vatandaşımıza düşen görevler var. Eski metruk binalarda eğer yaşamıyorlarsa elektriklerini, sigortalarını tamamen kapatmaları gerek. Çünkü bir evin yanması demek sadece kendi evinin yanması demek değil, zincirleme olarak yandaki evlerin de beraberinde yanmasına sebep olabilir. Uzak köylerimiz var. Türkiye’nin en çok köyleri olan illerinden biriyiz. 3 bin 500 üzerinde yerleşim yerimiz var. İtfaiyenin oraya ulaşması 1-1 buçuk saati bulabilir. Çünkü araçlar yüklü, köy yolu daha dar haliyle daha yavaş ilerliyor. Oraya erişinceye kadar geçen zaman içinde o evin yanındaki evler de yanabiliyor. Dolayısıyla vatandaşlarımız sigorta ve elektrik konularında içinde oturuyorlarsa yeniletmeleri, oturmuyorlarsa metruk binalarsa da tamamen iptal etmesi gerekiyor. Hem kendi mal ve can güvenliği hem de komşularının mal ve can güvenliği için bunlar önemli konular. Biz bunun üzerinde de duyarlılık çalışması yapıyoruz. Özellikle il ve ilçelerimizde yaptığımız faaliyetlerle muhtarlarımızı vatandaşlarımızı bilgilendiriyoruz. Başkanlığımızın bu alanda bir çalışması var ‘köy yangınları çalıştayı’ yapılacak Kastamonu’da. Şuan tarihi net değil. Kastamonu Üniversitesiyle AFAD Başkanlığı arasında ortak köy yangınlarını önlemek için alınacak tedbirler ve müdahale gibi konuların tartışıldığı ulusal ve akademik düzeyde bir çalışma yapılacak. Bilgilendirme ve eğitim faaliyetlerimiz kapsamında çalışmalarımız devam ediyor yangın tüpleri dağıtıldı. İnsanlarımızın artık bu tür olayları önlemek için bilinçli olması gerekiyor. Hep beraber aslında bu hepimizin görevi sadece AFAD’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Belediye’nin görevi değil. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.” KÜÇÜKBAYRAM; “KİMSE AÇ AÇIKTA KALMAZ” Devletimizin kısa sürede yaraları sararak vatandaşını yalnız bırakmadığı Van depremini örnek gösteren AFAD İl Müdürü Ekrem Küçükbayram da, kimsenin açta açıkta bırakılmadığını, aynı şekilde burada da böyle bir afet olması durumunda kimsenin açta açıkta kalmayacağını vurguladı. Küçükbayram konuyla ilgili şunları aktardı; “Van’dan buraya taksim edilen afetzedelerimizi 1 yıl boyunca Kadı Dağı mevkiinde ağırladık. Yemeğini, her şeyini biz burada karşıladık. Van’da açta açıkta kalan biri olmadı. Burada da olsa aynı şekilde devletimiz anında gerekli müdahaleyi yapar, kimseyi aç açıkta bırakmaz. Bunu şu şekilde de düşünebiliriz: Bir ailede çocuğun bir yerine bir şey olunca ilk müdahaleyi anne-baba yapar. Yetmedi apartmandakiler, yetmedi mahalledekiler, o da yetmedi il yardımına koşar. TAMP da buna endeksli. Önce kendimiz, kendi yağımızda kavrulamıyorsak yayıla yayıla bize destek illerden bize yardım gelir. Tıpkı bu Van’dan gelen vatandaşlarımızı burada misafir ettiğimiz gibi.” “BİNA SAĞLAM DEĞİLSE SIKINTI VAR DEMEKTİR” Depremlerde büyük etkinin binaların çürük yapılar olmasından kaynaklandığını ve bu noktada kentsel dönüşümün gerekliliğinin altını çizen Küçükbayram; “Vatandaş kentsel dönüşüm projelerinde devletle anlaşmıyor.Orada da devlet zorlanıyor. Canı gittikten sonra vatandaş ne yapacak malı mülkü. Önce can önemli. Ama vatandaş bunu düşünmüyor. Kentsel dönüşüm noktasında insanlar sıkıntılı. Geçen televizyonda Şili ve İstanbul’da yaşanan depremi gösterdiler karşılaştırmalı olarak. Şili’de vatandaş almış eline telefonu deprem anında oynayarak gülerek video çekiyor. 6.8 büyüklüğünde bir depremdi. Ama İstanbul’daki depreme bakıyoruz. 5.8 de millet kapı dışarı fırladı. Burada önemli olan binamızın sağlam olması. Bina sağlam değilse sıkıntı var demektir” şeklinde ifade etti. “BEKLENMEYENE HAZIRLIKLIYIZ” Küçükbayram’ın sözlerine ek olarak Şube Müdürü Tefekçi, şunları kaydetti; “Satın alırken insan bir şekilde para harcıyor. Maksimum fayda elde etmesi için o binanın yapılış tarihi zemini, beton dayanıklılığı gibi bu bilgileri müteahhidinden istemesi gerekiyor. Çünkü o eve canını emanet ediyor. Ucuz olsun bir ev alalım diye düşünmektense evin bilgilerine erişmek için müteahhit ya da mimarı kimse teknik bilgileri almasında ve öğrenmesinde yarar var. İnsanlarımıza da bu noktada çok iş düşüyor. Bazen afetler, ikincil afetlere sebebiyet verebiliyor. Bunun altından gelmek için planlı çalışmak gerekiyor. Devlet şu anda kurumların koordinasyonu sağlandı. Herkes yapacağı işi biliyor. Bizler de sık sık tatbikat yapıyoruz. En son habersiz tatbikat yaptık valiliğimiz başkanlığında. Devlet pratiğini, tatbikat aracılığıyla sahada da yapıyor. Beklenmeyene hazırlıklıyız. Kastamonu AFAD iyi ilerliyor. Kurumsal koordinasyonumuz da çok iyi. Ortak çalışmalarımızda afetin önlenmesi ve çözülmesinde güzel bir sinerji var. Zamanla çok daha iyi olacağına inanıyoruz.” ‘AFET GÖNÜLLÜLÜĞÜ PROJESİ’ EĞİTİMLERİNDE GERİ SAYIM BAŞLADI İçişleri Bakanlığının talimatıyla AFAD bünyesinde Türkiye genelinde başlatılan Afet Gönüllülüğü Projesi Türkiye genelinde 17-18 bin katılımcı sayısına ulaştı. İsteyenlerin e-Devlet üzerinden kayıt yaptırabildiği bu proje, hem AFAD’a yardımcı olmayı hem de insanların acil durumlarda kendi başlarına ilgili kurum gelinceye kadar doğru müdahaleyi uygulayabilme yetisine kavuşturmayı amaçlıyor. Kastamonu’da da kaydolan gönüllü sayısının 150’nin üzerinde olduğunu söyleyen Tefekçi konuyla ilgili şunları aktardı; “Devlet kendi imkânlarıyla afetle baş ederken, gönüllü olarak da insanların bize destek olması bunun da ötesinde kendi hayatlarında hızlı ve doğru kararlar alabilmesi için İçişleri Bakanımızın talimatıyla ülkemizin tamamında gönüllülük faaliyeti başlatıldı. ‘Afet Gönüllülüğü’ adındaki bu proje tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak yürütülüyor ve bütçeleri gönderildi. Her kurum gönüllülük hakkında bilgilendirme yapıyor. Gönüllü olmak isteyenleri de -e devlet üzerinden sisteme dahil ediyor. Bu ay içinde de başlıyoruz. Bununla ilgili bir basın toplantısı yapılacak. Amaç burada gönüllünün yetiştirilmesi. Her ilde acil ve afet durumlarında devletin yanında veya kendi bulunduğu ortam da ilgili kurumlar gelinceye kadar ilk müdahaleyi doğru yapabilmesi için bu bilgiyi vermek, bu pratiği kazandırmak hedefindeyiz. Şu anda Kastamonu’da 150’nin üzerinde gönüllümüz var. Başvuru yapan ve AFAD Başkanlığımızın eğitimlerini online olarak tamamlayan insanlarımız var. Bu ay içerisinde de saha eğitimlerine başlayacağız. AFAD’ın görevleri esnasında bizlere gönüllü olarak yardım etmeleri önemli ir konu. Özellikle kayıp görevlerimizde insan gücü kaynağımızı arttırmak için yeterli güvenlik önlemleri alındıktan sonra alan güvenliği anlamında bizlere destek olmaları da önemli. Lojistik görevler olabilir, insani yardım görevleri olabilir. Bu tür görevlerde beraber çalışmak, sadece devlet değil vatandaşla beraber bir takım olarak hızlı müdahale etmek, etkili müdahale etmek ve sonucunda da herkese fayda sağlamak hedefindeyiz.” (Nihan Kıran / ÖZEL HABER)  

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum