Kastamonu, 735 yıldır Türk yurdu
...
Gideros kalelerinin 1284 tarihli “fetihname”si İran Milli Kütüphanesi’nde bulundu
Kastamonu, 735 yıldır Türk yurdu
Kastamonu’nun Türkler tarafından fethinin 3 Ekim 1284 tarihinde tamamlandığını söyleyen Prof. Dr. Namık Musalı; “Gideros, Bizans İmparatorluğu’nun bölgedeki son kalesiydi, o da bu fetihle yıkılmış oldu” dedi.
KASTAMONU ve Cide’nin tarihinde önemli bir adım atıldı. Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Tarih Bölümü’nden Prof. Dr. Cevdet Yakuoğlu ve Prof. Dr. Namıq Musalı, yaptıkları çalışmayla Cide’nin fetih tarihini ve Türklerin Kastamonu’ya hangi tarihte tam olarak geldiğini açıkladılar. Gideros İkiz Kalelerinin fethini anlatan İranlı tarihçi Hüsam el-Din Khuyi’ye ait olan belge, Kastamonu’ya getirildi. Gideros İkiz Kalelerinin fethinin yanı sıra tam olarak tarihinin belirlenmesi açısından önemli rol oynayan belge 735 yıldır İran Milli Kütüphanesi’nde korunuyordu. Prof. Dr. Namıq Musalı, belgeden yola çıkarak yaptıkları araştırmanın sonucunda Kastamonu’nun Türkler tarafından fethinin 3 Ekim 1284 tarihinde tamamlandığını ifade ederek, Kastamonu il sınırlarının da belirlendiğini kaydetti.KASTAMONU’NUN FETİH TARİHİ: 3 EKİM 1284
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Prof. Dr. Namıq Musalı, Hasan b. Abdülmümin El-Hoyi’nin faaliyetlerini araştırırken, bu şahsın Çobanoğlu Uc Beyliği’nin Hükümdarı Yavlak Arslan’la beraber Kastamonu il sınırları içerisinde Bizans İmparatorluğu’nun kontrolü altında kalmış olan son kale olan Gideros’un fethine katıldığı bilgisine ulaştıklarını ifade ederek, “Bu bilgi ilk kez 2000 yılında İranlı tarihçi Sura Abbaszade kaleme almış ve Hasan B. Abdülmümin El-Hoyi’nin bu fethe bizzat katıldığı ve bir fetihname kaleme aldığı konusunda bilgiler vermiştir. Biz, çalışmalarımız sırasında bu bilgilere ulaşınca bu bizi heyecanlandırdı. Gideros Fetihnamesi’ni elde ederek Farsça’dan Türkçe’ye çevirmeyi ve ayrıntılı bir şekilde araştırma kararı aldık. Tarihçi Sura Abbaszade, 2000 yılında bu fetihnameyi yazma nüshadan çevirerek yayınlamıştır. Fakat biz bu yayında bazı hataların olduğunu gördük. O yüzden, belgenin orijinalinin fotokopisini elde etmek için çaba sarf ettik ve nihayetinde İran Milli Kütüphanesi’nden elde ettik” dedi. Eseri, Farsça’dan Türkçe’ye çevirdiklerini söyleyen Musalı, şöyle devam etti; “Yavlak Arslan, Selçuklu Sultanı’yla istişare etmek üzere, Gideros fethini yürütme kararı alıyor. Fetihnamede anlatıldığı üzere, bölgede bulunan orduyla yola çıkılıyor. Gideros Kalesi’nin iki bölümden oluştuğu anlatılıyor, belgede ‘İkiz kale’ olarak geçiyor. Daha sonra, ikiz kalelerden ilk olarak Doğu taraftaki kale üzerinde yoğunlaşılıyor. 17 Eylül tarihinde, bu ikiz kale abluka altına alınıyor ve mancınıklarla, yakıcı maddelerle saldırılarda bulunuluyor. Bir hafta sonra 24 Eylül tarihinde doğu taraftaki kale fethedilmiş oluyor ve kaleye Türk sancağı asılıyor. Bu fetihten önce, Amasra’dan ve Trabzon’dan Rum kuvvetleri; ikiz kale savunmasına yardıma geliyor. Bunlar gemilerle gelerek kıyıya çıkıyorlar ve Türk birliklerine saldırıyorlar. Fakat Türk birlikleri bunları yenilgiye uğratarak kale surları içerisine çekilmeye zorlanıyor. Doğu taraftaki, kalenin fethinden sonra, Batı taraftaki kale de 3 Ekim tarihinde fethedilmiş oluyor. Fetihname’nin bize anlattığı kadarıyla Türk ordusu, kadınların ve çocukların, rahatlıkla kaçıp kurtulmalarına imkân sağlıyor. Sonuna kadar direnmeye kararlı olan Rum kuvvetleri ise, Türk ordusu tarafından etkisiz hale getiriliyor. Böylece ikiz kale fethediliyor.” Kastamonu’nun Türkler tarafından fethinin 3 Ekim 1284 tarihinde tamamlandığını söyleyen Musalı, “Gideros, Bizans İmparatorluğu’nun bölgedeki son kalesiydi, o da bu fetihle yıkılmış oldu” dedi.YAKUPOĞLU: “SAVAŞ TEKNOLOJİSİ KULLANILMIŞ”
Fetihname’nin Gideros Kalesi’nin nasıl ve hangi tarihte tam olarak belirlenebilmesi açısından önem arz ettiğini söyleyen Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu ise, şu ifadelere yer verdi; “Belgede yazılı olanlardan anlaşıldığı üzere o dönemde Kastamonu savaş teknolojilerini çok iyi kullanmış ve binlerce asker çıkarabilecek bir potansiyele sahip. Cide halkının o bölgeye nasıl yerleştiğini de görüyoruz.”“ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR YAPILMALI”
Gideros Koyu’nda arkeolojik çalışmalar yapılması gerektiğini kaydeden Yakupoğlu; “Kalenin surları ağaçlarla kapatılmış. Oraların temizlenerek sur kalıntılarının ortaya çıkarılması gerekiyor. Cami restore edilmiş. Yavlak Arslan tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor. Cami kitabesinde fetih ayeti yazıyor, normalde mescitlerle alakalı ayetler bulunuyor. Bunun nedeni ise bölge müthiş bir mücadeleyle fethedilmiş, caminin kitabesine de fetih ayetleri yazılmış. Aslında Cami’ye Yavlak Arslan Camii’si de denilebilir. Mevlit programı yapılarak şehitlerimiz anılabilir. Yavlak Arslan’ın büstünün Cide’ye kazandırılması çok önemli olabilir” dedi.FETİH GÜNÜ ETKİNLİK ÖNERİSİ
Prof. Dr. Cevdet Yakupoğlu ve Prof. Dr. Namık Musalı, Cide’nin Gideros Fetih kutlamaları kapsamında yapabileceği etkinlikler için şu şekilde öneri verdi; “Fetih günü, Cide ilçe merkezinden Gideros’a fetih yürüyüşü ve fener alayı düzenlenebilir. Fetihten sonra inşa edilen camide şehit düşenleri anmak için tören düzenlenmesi, Gideros Koyunda fetih konserinin düzenlenmesi, Gideros Koyunda kayalıklar arasında kalan kalenin kalıntılarının ortaya çıkarılması, fethi gerçekleştiren Çobanoğulları Beyi Yavlak Arslan’ın büstünün ilçeye ve Gideros’a dikilmesi, konuyla ilgili olarak konferans, panel ve çalıştayların düzenlenmesi.” (Burak Yumukoğlu)Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.