CHP İl Başkanlığı tarafından düzenlenen İl Danışma Kurulu Toplantısı, geçtiğimiz akşam Grand Moni Konferans ve Nikah Salonu'nda yapıldı. Toplantıya Kastamonu’dan sorumlu CHP Parti Meclisi Üyesi aynı zamanda İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, Milletvekili Hasan Baltacı, İl Başkanı Hikmet Erbilgin, Daday Belediye Başkanı Hasan Fehmi Taş, Araç Belediye Başkanı Satılmış Sarıkaya, Cide Belediye Başkanı Mehmet Eşref Mutlu ve partililer katıldı.
ERBİLGİN: “FETÖ’YÜ LANETLİYORUZ”
Sözlerine 15 Temmuz hain darbe girişimini lanetleyerek başlayan CHP İl Başkanı Hikmet Erbilgin; “15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. Demokrasi ve milli iradeye yönelik olan hain kalkışma ve arkasındaki FETÖ terör örgütünü lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi yaptığımız gibi halk egemenliğine ve Türkiye’nin demokratik birikimine sahip çıkma azmindeyiz. Darbe girişimine karşı milletimiz Gazi Meclis ve siyaset kurumu ortak bir duruş sergilemiş, girişimiz boşa çıkartmıştır. Ancak bu kararlı duruş güçlü bir demokrasi çıkartma şansına dönüşmemiş, sonrasında meclis devre dışı bırakan bir OHAL rejimi yerleştirilmiştir. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen darbenin siyasi ayağı ortaya çıkartılmamıştır” dedi.
Güçlü ve müreffeh bir Türkiye yaratmanın yolunun Cumhuriyetin kuruluş ilkelerine bağlı kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik, laik ve sosyal devlet esaslarına dayanmaktan geçtiğini söyleyen Hikmet Erbilgin, İl Danışma Meclisi’ni 31 Mart seçimlerinden hemen sonra toplamaları gerektiğini ancak yenilenen İstanbul seçimleri nedeniyle geciktiğini dile getirdi. Ertelenen seçimlerle birlikte Türkiye için yeni bir yol açıldığını ifade eden Erbilgin; “Yapmak istediğimiz 31 Mart seçimlerini doğru değerlendirmek ve Kastamonu’muz ve Türkiye’miz için doğru bir hizmet anlayışını yeniden inşa etmektir” diye konuştu.
BALTACI: “15 TEMMUZ İLE HALA MÜCADELE EDİYORUZ”
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı ise, hem Kastamonu hem de Türkiye tablosuna bakıldığı zaman seçmenin değişimden yana iradesini kullandığını ifade ederek; “Bu iradeyi doğru okuyabilenler geleceğe dönük siyaseti kurabilirler diye düşünüyorum. Onun için bu danışma kurulumuzun toplanmasının asıl amacı bu. 31 Mart’ta seçmenin bize vermiş olduğu mesajı doğru anlayarak ülkenin ve Kastamonu’nun ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir siyaseti yeniden inşa ederek partimizi daha iyi yerlere getirmek gibi bir amacımız var. Yarın 15 Temmuz’un 3. yılı. Cumhuriyet Halk Partisi tarihi itibariyle tüm darbelerin karşısında olmuştur. 27 Mayıs’ın da, 12 Mart’ın da, 12 Eylül’ün de, 28 Şubat’ın da, 15 Temmuz’un da karşısında olmuştur. Biz bugün parlamentoda bütün milletvekillerimiz 15 Temmuz’la hala mücadele ediyoruz. Ama bir şey söylüyoruz. 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşananlarla 15 Temmuz’a gelinen süreçle, sonrasında yaşanan OHAL ve OHAL sürecinde yapılan referandum ile bu ülke yüzleşmek zorunda. Gelin 15 Temmuz’un bütün karanlık süreçlerini mecliste araştıralım, tartışalım ve önümüze koyalım. Koyalım ki bundan sonra hiç kimse darbeye teşebbüs etmesin. Kimse 15 Temmuz’un hain gecesinden beslenmeye devam etmesin. Biz bu önergeyi verdiğimizde iktidar partisi ve Cumhur İttifakı’nın birleşenleri ‘hayır’ oyu kullanıyorlar. Eğer hesaplaşmak istiyorsak bunun zemini parlamentodur. Eğer 15 Temmuz ile hesaplaşılabilseydi 31 Mart sonrasında İstanbul seçimleri ile ilgili YSK’nın vermiş olduğu kararı yani bir YSK darbesini yaşamazdık. Halkımız bu YSK darbesine 23 Haziran’da çok net bir cevap vermiştir. Halkımız demiştir ki ‘Bu ülkede hiç kimse demokrasi sınırlarının dışına çıkmasın’, ‘Demokrasi sınırlarının dışında bir arayış içerisine girmeyin’ demiştir ve İstanbul’da hakkını teslim etmiştir. Sonuçta her şey çok güzel olmuştur. Özellikle ben İstanbul’da yaşayan Kastamonulu hemşerilerimize çok teşekkür ediyorum” dedi.
“İNSANLAR MERKEZİ İKTİDARDAN UMUDU KESMİŞ DURUMDA”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin işlemediğini iktidar partisinin bileşenlerinin dahi anladığını iddia eden Hasan Baltacı; “Biri çıkıp ‘Bu sistem değişmeli, parlamenter sisteme geçmeliyiz’ diyor. Birisi çıkıp ‘Bu sistemi revize etmeliyiz’ diyor. Ama görünen tablo Türkiye’de insanlar artık merkezi iktidardan umudu kesmiş durumda. Milletimiz artık yerel yönetimlerden, yerel iktidardan umut beslemeye başlamış durumdadır. Bunu hem 31 Mart’ta hem 23 Haziran’da hem de daha sonrasında gördük. İnsanlar iş bulamıyorlarsa artık yerel yönetimleri çözüm odağı olarak görüyorlar. İnsanlar ulaşım sorununda, sağlık sorununda hatta eğitim sorununda bile artık yerel yönetimleri bir çözüm odağı olarak görüyor. Bu iktidar, iktidara gelmeden önce yerel yönetimleri güçlendirme vaadiyle iktidara gelmişti ama gördüğüm tablo geldiğimiz yer merkezi iktidar daha da güçlenmiştir. O merkezi iktidar o kadar güçlenmiştir ki Erdoğan’ın artık kendi yol arkadaşlarına dahi tahammülü yok. Partiyi kuran yol arkadaşları bile artık itiraz seslerini yükselttiler ve ‘Bu sistem böyle devam etmez’ dediler. Evet bu sistem böyle devam etmez, önümüzde uzun, zorlu bir mücadele var. Ama fırsatlar da var. Bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek, Türkiye’yi yeniden demokrasi sınırları içerisine çekerek, yeniden eksiklerini gidererek daha güçlü parlamenter sistemi kurmak bizim önümüzdeki en kısa hedeflerden birisidir. Bunu hep birlikte başaracağımıza inanıyorum” diye konuştu.
“KASTAMONU’YU EN İYİ ŞEKİLDE TEMSİL ETMEYE ÇALIŞIYORUM”
Milletvekili seçildiğinden bu güne kadar 1 yıl kadar bir zaman geçtiğini, bu süre zarfında Kastamonu ile ilgili her türlü sorununa meclis kürsüsünden dile getiremeye gayret ettiğini ifade eden Milletvekili Baltacı; “Kastamonu’yu en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum. Biz bu halkın günlük sorunlarına ne kadar ilgi gösterirsek, bu sorunları ne kadar dillendirirsek, bu sorunların çözümünün üstüne ne kadar gidersek, bu toplumun bağrı Cumhuriyet Halk Partisi’ne açıktır. O gönlü kazanacağız, o gönlü fethedeceğiz. Uzunca bir süre var bunu birlikte kazanacağız. İl başkanıyla, ilçe başkanıyla, yöneticileriyle, delegeleriyle, milletvekilleriyle bundan sonra daha uyumlu, daha koordineli ve daha disiplinli bir çalışma bizi bekliyor. 23 Haziran ve 31 Mart sadece bir başlangıç. Bu başlangıcı nihai hedeflere ulaştırmak bizim sorumluluğumuzdadır. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum. Burası bizim muhasebe yaptığımız bir alan, buradan doğru sonuçları çıkartabilirsek ve takip edebilirsek; alacağımız yeni kararlarla birlikte, başarı kaçınılmazdır” dedi.
BÖKE: “ARTIK BEN DE KASTAMONULU SAYILIRIM”
CHP PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke de kurulda yaptığı konuşmada artık kendisinin de Kastamonulu sayıldığını kaydederek; “Bugün bir umudun coşkusuyla ve bir değişimin kararlılığıyla bir aradayız. Dolayısıyla konuşmamız gereken o umudu ortaya çıkaranın ne olduğu tarifidir. Ama daha önemlisi; o umuttan sonra sadece umudu değil bundan sonra gerçekleşecek hayallere, hedefe dönüştürecek yeni siyaseti ve o yeni siyasetin Türkiye’ye yayılacak olan yeni başlangıcını konuşacağız. Bugün, il başkanımız ve yol arkadaşım Milletvekili Hasan Bey’in söylediklerinin bir kısmını tekrar edeceğim, çünkü; yaşadığınız şey tekil olay değil. Bir birikimli sürecin sonu. Bunca yıldır, buna baskıya rağmen, umut ve cesaretle doğru bildiğini konuşmaya çekinmemiş olan, Türkiye’yi ileriye taşıma iddiasından asla vazgeçmemiş olsun, Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan değerlerden hiçbir koşulda vazgeçmeyeceğini, bu baskıyı iktidara her fırsatta hatırlatmış olan sizler, değişimi başlattınız. Onun için, bize düşen; sadece bir belediye başkanlığı kazanmış olmak değil, kazanılanın tam da bu değerlerde, ısrar edilmesinden kaynaklı bir yeni siyaset olduğunu her fırsatta hatırlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“HALK, SANDIĞA SIKI SIKIYA SARILDI”
Halkın, sıkı sıkıya sandığa sarıldığını belirten Milletvekili Böke, şöyle devam etti; “Çünkü halk, yıllardır baskıya ve zorluğa rağmen, zaten bu değerlere hep birlikte, kendi kurduğu toplumsal ittifakla sahip çıkıyordu. Ama bugün bütün bu sürecin, ortaya çıkardığı, Kastamonu’da da artık bir değil üç diyebildiğimiz, bizim diyebildiğimiz, iktidar alanından cumhuriyet değerlerini büyütebileceğimiz, yerel yönetimlerde; iktidar alanımızın arttığı bir gerçek. Ama biliyoruz ki, yerel yönetimlerden kurulacak olan bu yeninin, kurulmasına engel olmak için ellerinden ne geliyorsa yapacaklar. O zaman, ben buradan bir kez daha yerel yönetimlerde bizi temsil etmek üzere seçilmiş olan değerli yol arkadaşlarımıza, yüklendikleri ağır sorumluluğu hatırlatmak istiyorum. Bundan sonra Türkiye’ye kuracağımız, sosyal demokrat iktidarının ilk filizleri, bizim olan sosyal demokrat belediyeleridir. Bütün zorluklara rağmen, bizi biz yapan değerlere sıkı sıkıya sarılarak, yerelden bu değerleri yaşatabilirsek, çok kısa bir süre sonra bütün Türkiye’de bu yeni başlangıcı bir Türkiye hikâyesine dönüştürmemiz mümkün olacaktır. Hepimizin üzerinde büyük bir sorumluluk ve büyük bir yük var. Bizler meclisteki temsil yetkimizle, sizler yerel yönetimlerdeki iktidar alanınızda, ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin her bir neferi olarak, hepimiz; sokaklarda mümkün olduğunca bu yeni hedefimizi, iktidar alanımızı anlatmak zorundayız.”
“İKTİDARI AYAKTA TUTAN TEK ŞEY, DÜZENİN KENDİSİ”
Ülkemizde önemli bir ekonomik kriz olduğunu söyleyen İzmir Milletvekili Böke; “Öyle bir ekonomik kriz ki, asgari ücret 2 bin 20 lirayken açlık sınırı 2 bin 67 lira, öyle bir ekonomik kriz ki, resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 14, ama artık umudunu kaybettiği için iş aramayanları da dahil ettiğimiz de işsizlik oranı yüzde 20’lere ulaşmış. Öyle bir ekonomik kriz ki, enflasyon yüzde 15 olduğu zaman sevinen bir iktidar var. Ama yüzde 15’lik enflasyonla Türkiye, dünyada en yüksek enflasyona sahip ilk 5 ülke arasında yer alıyor. Öyle bir kriz ki, önüne geleni yok etmeyi göze almış; rant uğruna, talan uğruna; turizmi, üretimi, halkı yok sayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Öyle bir kriz ki, bilerek ve isteyerek iktidarın kendi eliyle kurduğu düzenin sonucunda ortaya çıkmıştır. O zaman bize düşen, hem yerelden, hem genelden kuracağımız siyasetle, halkın kendinde, evinde, ülkesinde yaşıyor olduğu bu krize, hep birlikte çağrı üretmek olmalı, o çareyi üretebileceğimizi gösterebileceğimiz bütün iktidar alanlarını sonuna kadar kullanmak zorundayız. Çünkü, biliyoruz ki bu iktidar, var olan bu düzenden vazgeçmeyecek. Çünkü bu iktidarı ayakta tutuyor olan en temel şey, düzenin kendisi. Bu düzeni yok etmesi ve değiştirmesi demek, iktidarın kendisini yok etmesi anlamına gelecek. O zaman Türkiye’yi bu krizden çıkartacak olanın, yeni bir iktidar olduğu, düzenin değişikliği olduğu, sadece daha iyi yönetmeye talip olan bir anlayışla değil. Düzeni değiştirerek, Türkiye’nin yarınlarını aydınlatacak iddiayı ortaya koymakla yükümlü ve sorumluyuz. Ve biliyoruz ki bu iktidar, biz bu iddiayı ortaya koyarken, bilerek ve isteyerek kurduğu bu düzeni, daha da derinleştirecek adımları atmaya devam edecek” dedi. (Burak Yumukoğlu)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.