‘Çocuğu okul başarısına  göre değerlendirmeyin’;

‘Çocuğu okul başarısına göre değerlendirmeyin’

...

AİLELERE ‘KARNE’ ÖNERİLERİNDE BULUNAN KÜ ARŞ. GÖR. DR. ALİUSTAOĞLU: ‘Çocuğu okul başarısına   göre değerlendirmeyin’   2018-2019 eğitim öğretim dönemi dün sona erdi. 9 aylık bir eğitim sürecinde öğretmenler öğrencileri geleceğe en iyi şekilde hazırlamanın emeğini verirken, öğrenciler ise eğitim dönemi sonunda karne telaşına kapıldı. İl merkezi ve ilçelerimizdeki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda öğrencilerin bir kısmı bir üst sınıfa geçerek veya mezun olarak eğitim-öğretim hayatına devam edecekken bir kısım öğrenciler içinse sınıf tekrarı yapmasının eğitim hayatı için daha uygun olacağı kanaatine varıldı. Kastamonu Üniversitesi (KÜ) Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü akademik personellerinden Arş. Gör. Dr. Feyza Aliustaoğlu, sınıf tekrarı yapacak ya da karnesinde düşük not olan öğrencilere velilerin nasıl yaklaşması gerektiğine yönelik önerilerde bulundu. Sınıf tekrarı yapan öğrencinin başarısız olarak nitelenemeyeceğini belirten Aliustoğlu; “Ailelerin, sınıf tekrarı yapacak olan çocuğa empati kurarak yaklaşılması gerekiyor. Bir alandan geçer not alamayan öğrenciyi başarısız olarak nitelendiremeyiz. Öğrencinin yeteneklerinin keşfedilebilmesi için yaz dönemi büyük bir fırsat” ifadelerini kullandı. “AİLELER ÇOCUKLARINA EMPATİ İLE YAKLAŞMALI” Aileleri, çocuğun okul hayatındaki başarısına göre değerlendirilmemesi gerektiği konusunda uyaran Aliustaoğlu; “Ebeveynler, sınıf tekrarı yapacak olan ya da geçer not olamayan çocuğa karşı daha yapıcı bir dil kullanmalılar. Aileler, çocuklarını, okul hayatında gösterdiği başarıya göre değerlendirmemeliler. Okul hayatında ya da herhangi bir konuda çocuk aile ilişkileri içerisinde karşılaşılan bir sorun karşısında sorununun nedenine inilmeli ve empati kurarak yaklaşılmalıdır. ‘Neden notların düşük’ gibi bir yaklaşım yerine ‘Çocuğum, oğlum, kızım bir dönem boyunca çaba sarf ettin, notlarının düşük olması seni de üzdü değil mi?’ gibi empati kurarak ve duygularına hitap edilerek yaklaşılması gerekiyor. Çocuğun, ailesi tarafından kendisine değer verildiğini, ihtiyaçlarının karşılandığını ve her ne olursa olsun ailenin sevgisinin değişmeyeceğini bilmesi gerekiyor. Bunun yolu ise sevgiyle ve empati kurarak gerçekleştirilen iletişimden geçiyor. Bu yaklaşımla çocuğa yaklaşıldığında ise çocukta, ‘ben başarısızım’ düşüncesi yerine ‘evet, eksiklerim var ama tamamlayabilirim, başarabilirim’ düşüncesi gelişir” dedi. “DÜŞÜK NOT, BAŞARISIZ OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ” Her çocuğun özel olduğunu ve kendince yetenekleri olduğunu belirten Dr. Feyza Aliustaoğlu; “Öğrenci her alanda başarılı olacak diye bir kural yoktur. Matematik dersinde başarılı olamayan bir çocuk resim, müzik ya da edebiyat alanında çok başarılı olabilir. Çocuğun sınıf tekrarı yapması ya da bir dersten geçer not alamaması o çocuğun başarısız olduğu anlamına gelmez. Bu aşamada ise velilerin çocuğun hangi yönde başarılı olduğuna önem vermesi ve o yönünü ortaya çıkartılarak eksik olduğu alanlarda ise eksiklerinin kapatılması sağlanmalı. Ancak değişmez bir şart var ki o da her türlü engelin aşılabilmesi için çocuğa sevgi ile yaklaşılması gerektiği” diye konuştu. “ÇOCUĞUNUZU KIYASLAMAYIN” Çocukların bir başkası ile kıyaslanmasının özgüven eksikliği olarak geri döneceğini belirten Feyza Aliustaoğlu; “Çocuğun bir başkası ile kıyaslanması kendisini değersiz hissettireceği gibi sosyal ilişkilerinde büyük olumsuzluklara sebep olacaktır. Bir başkasıyla kıyaslanan çocukta ‘ben başarısızım’ düşüncesi gelişerek çocukta özgüven eksikliğine sebep olacaktır” dedi. “YAZ DÖNEMİ ÇOCUĞUN EĞİTİMİNE KATKI İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT” Yaz döneminin çocuğun eğitim hayatına olumlu katkılar yapabilmek adına çok güzel bir fırsat olduğunu belirten Dr. Aliustaoğlu, şunları kaydetti; “Yaz dönemi süresince çocukların kitap okuma alışkanlığı kazanabilmesi için ailece kitap okuma saatlerinin düzenlenmesinin büyük katkısı olacaktır. Bu aşamada çocuğun hangi tür kitapları ilgiyle okuduğunu öğrenmek, kitap okuma alışkanlığının kazandırılmasında büyük önem arz ediyor. Farklı türlerde kitaplar sunularak çocuklar gözlemlenmeli, en azından kitap okuma alışkanlığı kazandırılana kadar ilgi duyulan tür üzerine yoğunlaşılmalıdır. Çeşitli etkinlikler öğrenme, eğlenceli hale getirilebilir.” (Emre Kiriş)  

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum