Karadeniz'de hamsiyi ‘kota’ kurtaracak
Prof. Dr. Osman Samsun, hamsi avcılığına yönelik kota kararının, Karadeniz'de hamsi varlığının korunarak geleceğe aktarılması açısından önemli olduğunu belirtti....
Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Samsun, hamsi avcılığına yönelik kota kararının, Karadeniz'de hamsi varlığının korunarak geleceğe aktarılması açısından önemli olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Samsun, AA muhabirine, hamsinin Türkiye'de avcılığı yapılan su ürünleri arasında ilk sırada yer aldığını söyledi.
Hem iç pazar hem de dış pazar noktasında ülke için değerli bir balık türünün korunarak gelecek nesillere aktarılmasının önemine dikkati çeken Samsun, Tarım ve Orman Bakanlığının 1 Eylül 2024-14 Nisan 2025 tarihleri arasında Karadeniz, Ege ve Marmara denizlerinde toplam 400 bin ton hamsi avcılığı yapılması yönündeki kararını akademisyenler olarak yerinde bulduklarını dile getirdi.
Samsun, kota kararının alınmasında yapılan bilimsel çalışmaların ve elde edilen verilerin önemli bir rol oynadığını kaydederek, "Son yıllarda üç, beş sene içerisinde daha hızlanan bir süreçte hamsinin artık boy olarak daha küçüldüğünü, asgari yakalama boyu 9 santimetre olmasına rağmen bu boyun altına düşen boylarda avlanıldığı ve avlanan balıkların da kondisyonluk dediğimiz yani besin değerinin çok düşük olduğu bilinmektedir." dedi.
Bilim camiasının yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilen çalışmalarda artık hamsi stoklarında problem olduğu kanaatine varıldığını aktaran Samsun, bu nedenle de Türkiye'de ilk kez iki yıl önce sezon ortasında hamsiyle ilgili süreli olarak av yasağı getirildiğini anımsattı.
Sürdürülebilir avcılık için sezon içinde alınan karara rağmen hamsi stoklarındaki problemin devam ettiğinin görüldüğüne işaret eden Samsun, “Önceki yıllarda 5 ay avcılık yapılırdı hamsi balığına yönelik. Balık unu fabrikaları 150 gün çalışırlardı ama son yıllarda bir ay gibi, 1,5 ay gibi avcılık sezonunun kısalması artık hamsi balığının stoklarında avlanma periyodunun kısalması, balık boyunun küçülmesi ve balığın besin değerinin düşmesi gibi belirleyiciler hamsi balıklarının stoklarında bir problem olduğunu bize gösterdi." diye konuştu.
HAMSİ KARADENİZ'DEKİ BESİN ZİNCİRİNDE EN ÖNEMLİ HALKA
Samsun, hamsi avcılığında uygulamaya konulan kota kararını bilim camiası olarak olumlu bulduklarını ve ilerleyen süreçlerde faydasının görüleceğini düşündüklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu uygulamanın stokların korunması, geleceğe aktarılması için biz önemli olacağını akademisyenler olarak düşünmekteyiz. Hamsi balığı Karadeniz'de diğer balıkların da yem kaynağını oluşturması nedeniyle, besin zinciri içerisinde palamut dahil olmak üzere birçok balıkların daha büyük balıkların yemini teşkil etmesi nedeniyle hamside oluşabilecek bir problemin diğer balıklara da sirayet edebileceğini biliyoruz. Bu nedenle en çok yakalanan, avlanan hamsi balığı stoklarının iyi yönetilmesi gerekmektedir. 2024-2025 yılına ait sadece bir yıllık sürece yönelik çıkartılmış olan bu kota uygulaması ilk kota uygulaması olacaktır. Bir dahaki yıl bundan sonraki yıllarda yapılacak yeni değerlendirmelerle bu kota miktarlarının yeniden gözden geçirilmesi mümkün olabilecektir."
STOKLARIN AZALMASINDA BİRÇOK ETKEN ROL OYNADI
Samsun, ülke olarak "hamside neden kota uyguladık" sorusuna geniş bir açıdan bakılması gerektiğine de vurgu yaparak, şunları kaydetti: "1982 yılında Ordu'da, Samsun'da hamsi balığı donduruluyor yurt dışına gönderiliyordu ve bir kilograma 54 adet düşen hamsiler gönderiliyordu. Bu daha sonra 60 daha sonra da 90 sayısına çıktı. Şimdi aradan geçen 35-40 sene sonra bir kilogram hamsi alsak en az 150 tane hamsi var içerisinde. Demek ki hamsinin boyunda, ağırlığında bir küçülme olmuş. Av teknelerinin balık bulucu cihazlarının gelişmesi, aynı zamanda çevresel faktörler, deniz kirliği. Tuna Nehri üzerinden Orta Avrupa'nın çeşitli kirli maddelerinin Karadeniz'e akıtılması gibi birçok sebebin bu sonuç üzerinde etkili olduğunu söyleyebiliriz. Burada hiçbir paydaşı suçlamanın çözüm odaklı bir yaklaşım olmadığını biliyoruz. Bu problem hepimizin problemi." (AA)
Kaynak: Açıksöz Haber Merkezi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.