‘Kastamonu, Anadolu’nun ilk Müslüman kentidir’;

‘Kastamonu, Anadolu’nun ilk Müslüman kentidir’

...

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD. DOÇ. AHMET RIFAT GÜZEY: ‘Kastamonu, Anadolu’nun ilk Müslüman kentidir’ >>> Kastamonu’nun İslami yaklaşımla, Malazgirt Savaşı öncesinde Müslüman olan Türklerin ilk yerleşim yeri olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Güzey; “Bu nedenle, Türk Dünyası Başkenti olmaya layık bir şehirdir. Anadolu’da Müslüman Türkler ilk defa Kastamonu’ya gelmişlerdir. 1063 yılında buraya gelmişlerdir. Müslüman atalarımızın ilk geldiği yer, şehrimizdir” diye konuştu. Kastamonu 105 FM’de Oğuzhan Yavuz’un hazırlayıp sunduğu ‘Gündem’ programına Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Rıfat Güzey konuk oldu. Kastamonu’nun köklü tarihi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunan Güzey, Kastamonu’nun Türk Dünyası Kültür Başkenti olmayı hak ettiğini dile getirdi. “MÜSLÜMAN ATALARIMIZIN İLK GELDİĞİ YER, ŞEHRİMİZDİR” Kastamonu’nun İslami yaklaşımla, Malazgirt Savaşı öncesinde Müslüman olan Türklerin ilk yerleşim yeri olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Güzey; “Bu nedenle, Türk Dünyası Başkenti olmaya layık bir şehirdir. Anadolu’da Müslüman Türkler ilk defa Kastamonu’ya gelmişlerdir. 1063 yılında buraya gelmişlerdir. Müslüman atalarımızın ilk geldiği yer, şehrimizdir” diye konuştu. İstanbul’un Rum yönetimi altında olduğu zamanlarda bile Türkler’in bölgede var olduğunu söyleyen Ahmet Rıfat Güzey; “Rum hükümetinin emrinde Türk askerler vardı. Hatta bir Türk Mahallesi bulunuyordu. Ama onlar Müslüman değildi, fakat daha sonraları İslamiyet Türkler tarafından kabul edilince, Rumlara hizmet eden Türkler de İslamiyet’i kabul ettiler ve kendileri için bir mescit yaptılar” diye konuştu. “BURADA AYRI BİR HAVA VAR” Kastamonu’nun Anadolu’daki ilk Müslüman kenti olmak bakımından, hatta bir Türk Müslüman kenti olmak için zemin hazırlamak bakımından, çok önemli bir belde olduğuna vurgu yapan Güzey; “Kastamonu şehri, manevi yapı itibariyle, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelenler, buradaki ayrı bir hava olduğunu hemen hisseder. Çok kişiden duyuyorum, ‘burada ayrı bir hava var’ diyorlar. Maneviyatı ayrı, hissiyatı ayrı, 19 bin civarında evliyanın olduğu rivayet ediliyor” ifadelerini kullandı. “ANTEP, URFA VE MARAŞ’IN VERDİĞİ ŞEHİTLER, KASTAMONU’NUN VERDİĞİ ŞEHİTLERİN YARISI BİLE ETMEZ” Kastamonu’nun havası ve manevi yapısı itibariyle de Türk Dünyası Kültür Başkenti olmaya layık olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Güzey; “Antep, Urfa ve Maraş’a Kurtuluş Savaşında unvanlar verilmiştir. Eğer ben bu konuda yetkili olsaydım derdim ki; şanlı olan, gazi olan, kahraman olan bu vilayetlerimizin, Çanakkale savaşlarında vermiş olduğu şehitlerin sayısını toplayın, Kastamonu’nun vermiş olduğu şehit sayısının yarısı bile etmez, Kastamonu verdikleriyle bir unvanı hak etmiyor mu?” dedi. “KASTAMONU, OSMANLI DÖNEMİNDE DÜNYA TARAFINDAN TANINIYORDU” Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kastamonu’da yaklaşık 40 tane medrese bulunduğunu ifade eden Güzey; “16. yüzyılda Kastamonu nüfusu 12 bin civarındaydı. 12 bin civarında olan bir nüfusta, şehir merkezinde 40’a yakın medrese bulunması çok enteresandır. Kastamonulu ilim adamları, Osmanlı döneminde çok fazla şöhret olmuşlardır. Aslında bu tablo bize o dönemde hem ilmi seviye, hem de okuryazarlık anlamında ne kadar yüksek olduğumuzu gösteriyor” dedi. Osmanlı döneminde genel okuryazarlık ortalamasının yüzde 5 olduğunu dile getiren Güzey, aynı dönemde okuryazarlık ortalamasının Kastamonu’da yüzde 40 olduğuna vurgu yaparak; “Kastamonu, ilme verdiği önem açısından, o dönemlerde dünya tarafından tanınıyordu. Dünyada her şeyin güzeline layık olan Türk Milletidir. Biz Türk Dünyası Kültür Başkenti olmaya fazlasıyla layığız, fakat bugün insanlarımız kendi soylarına, kendi kalitelerine sahip çıkaramıyor” diye konuştu. “KASTAMONU, İHMAL EDİLMİŞ BİR ŞEHİRDİR” Kastamonu halkının katıksız Türk insanı olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Ahmet Rıfat Güzey; “Kastamonu, Osmanlı döneminde sürgün bölgesi olarak da kullanılmıştır. Bu bakımdan, sürgün olarak gelenlerin de etkisiyle, kültürde bazı değişmeler vardı. Kastamonu, bulunduğu konum nedeniyle, devlet yöneticileri tarafından hep unutmuş, ihmal edilmiş bir şehirdir. Çok kaliteli insanlar yetişmiş, fakat biz insanlarımızın kıymetini bilmiyoruz” diye konuştu. (Burak Yumukoğlu / Haber Merkezi)

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum