Tarihi dokusuyla, insanların sağlıklı bir şekilde temizlenmesini sağlayan ve Osmanlı’nın en önemli geleneklerinden birisi olan ‘hamam’ kültürü, unutulmaya yüz tutuyor. 20 yıldır Hamam işleten Dede Sultan Hamamı’nın sahibi Özkan Turgut, birçok hastalığa iyi gelen hamamların gençler tarafından bilinmediğini ve insanların eskisi kadar rağbet göstermediğini dile getirdi. “HAMAM BANYOSU VÜCUDU RAHATLATIYOR” Baba mesleği olan Hamamcılık işini yapan Özkan Turgut,  evlerde banyoların çoğaldığını ve bundan dolayı hamama fazla bir ilginin kalmadığını ifade ederek, “Burada doğal terleme var, banyoda öyle bir şansınız yok. Vücuttaki toksinleri banyoda atamıyorsunuz, ölü derileri atamıyorsunuz fakat hamama geldiğiniz zaman 15-20 hem vücuttaki toksinleri atıyorsunuz hem de ölü deri kabarıyor ve vücuttan atılıyor” diye konuştu. 15 günde bir yapılan hamam banyosunun vücudu rahatlatacağını ifade eden Turgut, ”Ölü deri vücuttan atıldığı zaman vücut nefes alıyor ve gençleşiyor. Tenin parlak oluyor ve kendini daha hafiflemiş hissediyorsun” dedi.  Hamamlarda evlerdeki gibi normal su olmadığını belirten Turgut, “Burada su depolarımız var. Su, burada bekletiliyor, buralarda bekleyen su daha yumuşak oluyor; su içerisindeki klordan ayrılıyor ve beden için daha sağlıklı oluyor” diye konuştu. Hamam banyosunun kas ağrılarına, vücut ağrılarına vebel ağrılarına iyi geldiğini söyleyen Turgut, “Göbek taşına yatıldığında vücudun yumuşuyor ve ağrılarının dinmesini sağlıyor. Ayrıca saunamızda var ve tutulan kaslar burada yapılan banyo sonrasında yumuşuyor” ifadelerini kullandı. “GÖZENEKLERİ AÇIYOR VE VÜCUT DAHA İYİ NEFES ALIYOR” Yeni neslin keseyi de, masajı da bilmediğine dikkat çeken Turgut, ‘Kese yaptırdığınız zaman vücudunuzdaki ölü derileri atıyorsunuz ve gözenekler açılıyor bu şekilde de vücudunuz daha iyi nefes alıyor’’ dedi.  Hamam banyoları sonrasına kalp atışlarındaki dengenin sağlandığını ve kalp krizi riskini azalttığını belirten hamam işletmecisi, “Hamam yağ yakımını hızlandırdığı için kilo vermek isteyen kişiler içinde yararlı oluyor. Ayrıca stres azalıyor ve daha dingin bir yapıya kavuşuyorsunuz yani hem vücuda bedensel olarak hem de zihinsel olarak birçok faydası var 15 günde bir hamama gidilmesi birçok açıdan yararlı” diye konuştu. Kendilerinin haftanın bir günü kadınlara hizmet verdiklerini ifade eden Turgut, “Eski hamam kültürü bazı şehirlerde yaşatılmaya çalışılıyor fakat Kastamonu genelinde maalesef unutuldu diyebiliriz. Her eve giren sıcak su, eskiden insanların bir sosyal etkinlik olarak gördüğü hamam kültürünü de sonlandırdı” dedi. Herkesin 15 günde bir hamama girip vücudunu rahatlatması gerektiğine dikkat çeken Turgut, “Herkesin evinde duş var fakat vücudu tamamen temizlemek istiyorsak hamama gitmeliyiz. Aradaki farkı sadece gelenler fark edebilir” diye ifade ederek, gençlerin de hamamlara gitmesini ve sağlıklı bir şekilde rutin duşlar dışında kendini yenilemesi gerektiğini belirtti.   Osmanlı döneminde hem sosyal etkinlik olarak hem de sağlıklı bir şekilde temizlenmek için oldukça yaygın olarak gidilen hamam kültürü günümüzde unutulmaya yüz tutmuş durumda. Belki kolayı sevdiğimizden belki de kültürümüze sahip çıkamayışımızdandır bilinmez ama gerek suyu, gerek atmosferi gerekse tarihi yapılarıyla, gitmemiz, görmemiz ve yeni nesillere anlatmamız gereken bir olgudur hamam… Vücudun kendi kendine atamadığı birçok maddeyi atmaya sağlayan, derideki gözenekleri açarak vücudun nefes almasına faydalı olan, vücuttaki ağrıların giderilmesine yardımcı olan, kalp ritmini düzene sokarak kalp krizi riskini azaltan, cildi gevşetip rahatlatan ve vücudun parlaklığını arttıran bu tarihi, atalarımızın mirası hamamlara, daha doğrusu hamam kültürüne sahip çıkmalıyız. (Burak Yumukoğlu / Haber Merkezi)