Vatandaş, pazara sığındı;

Vatandaş, pazara sığındı

Yaşamın her alanını etkileyen ekonomik kriz, giyim sektöründe de hissediliyor. Kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğumasıyla birlikte insanlar kışlık giyim alışverişi yapmak için mağazalara gidiyor, ancak etiketleri görenler hiçbir şey alamadan eli boş çıkıyor. Kışlık kıyafet alışverişi için mağazalardaki fahiş fiyatlara ekonomik gücü yetmeyen vatandaşlar, semt pazarının yolunu tuttu. Salı Pazarı’na giyim alışverişi için gelen bir vatandaş; “Bütçeme uygun ürünleri hem kendime hem de çocuklarıma almak için her hafta Salı Pazarına geliyorum. Mağaza kültürüm artık yok” ifadelerine yer verdi....

Yaşamın her alanını etkileyen ekonomik kriz, giyim sektöründe de hissediliyor. Kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğumasıyla birlikte insanlar kışlık giyim alışverişi yapmak için mağazalara gidiyor, ancak etiketleri görenler hiçbir şey alamadan eli boş çıkıyor. Kışlık kıyafet alışverişi için mağazalardaki fahiş fiyatlara ekonomik gücü yetmeyen vatandaşlar, semt pazarının yolunu tuttu. Salı Pazarı’na giyim alışverişi için gelen bir vatandaş; “Bütçeme uygun ürünleri hem kendime hem de çocuklarıma almak için her hafta Salı Pazarına geliyorum. Mağaza kültürüm artık yok” ifadelerine yer verdi.

ÖZKAN; “YAŞADIĞIMIZ GERÇEKTEN KRİZ DEĞİL, BU DAHA FENA BİR ŞEY”

Kastamonu’nun en çok tercih edilen semt pazarı konumundaki Salı Pazarı’nda giyim esnaflarından Fehmi Özkan; “2020 yılından bu yana esnaflık yapıyorum. Son dönemlerde yaşadığımız gerçekten kriz değil, bu daha fena bir şey ve adını koyamadım. Şuanda bizim alım gücümüz zayıf, müşterinde alım gücü zayıf. Geçen sene aldığımızı şu anki maliyetlerin yarısına alıyorduk, daha ucuz satıyorduk ve daha fazla iş yapıyorduk. Pandemi döneminde bile bu kadar daralmamıştık. Kötü durumdayız desem bu bile az kalıyor durumumu anlatmaya. Daha öncesinde bu tezgâhta eşimle birlikte duruyor, birlikte çalışıyorduk. Şuan ise geçinemediğimiz için eşimi işe başlatmak zorunda kaldım. Tezgâh bizi doyurmadı. 2 tane çocuğum var ve okuyor, masraflarımız ağır. Milletimize de bahane yok. Şuan en ucuz havlu çorap olmuş 15 lira, geçen sene 5 liraydı. Maaşlara zam yapmak enflasyonu frenlemez. Enflasyonu frenleyecek bir sistem olmasını istiyorum herkes gibi. Pazarda önceden 200 lira lükstü. ‘Pazarda her şey daha ucuz olmalı’ düşüncemizi müşterilerimizden silemedik. Mağazaları tercih eden kesim genellikle maddi durumu orta olanlar. Gelir seviyesi yüksek olan kesim pazarı tercih etmez. Çünkü onlar kartla alışveriş yapmaya alışmışlar ve mağazaları tercih eder. Mağazaların pazara göre avantajı ise taksit imkânı oluyor karttan alışveriş yaptığı için, ama pazarda bu yok maalesef” dedi.

“PAZARDAKİ ÇOĞU ESNAF KENDİ ÇARKINI ÇEVİRİYOR, EVE BAKMA YOK”

Mağazalar ve pazardaki ürünlerin arasında fiyat farkının çok fazla olmadığını dile getiren Özkan; “Hafta sonu ürün almak için Ankara'ya gittim. Toptancıların önlerine baktım, benim kadar ürünü yok. Üretim aşamasında da sıkıntılarımız var. Tekstil olarak şuan da yüzde 10'luk üretim var. Önceden ürünleri almak için İstanbul’a giderdim, şuanda Ankara'ya günübirlik gidip geliyorum. Yoldan, konaklamaktan ve yemekten kesmek zorunda kalıyorum. Ürünü fazla alıyım diye her şeyden kesmek zorundayım. Önceden aldığım ürünlerle arabam dolar taşardı. Şimdi ise daha fazla para harcıyorum ama daha az ürünle geliyorum. Artık arabalarımız boş dönüyor. Her gittiğimde aynı ürünü daha fazla fiyata alıyorum, aynı fiyata alıma şansımız yok. Kendim zamlı alıyorum ama çoğu zammı müşteriye yansıtamıyorum. Bazen kârımızdan bile gittiği oluyor. Toptancılar bile artık; ‘20 güne kadar yüzde 20 zam gelecek, paran varsa daha çok ürün al' diyor. Durum böyle olunca otomatikman ürün sayısı düştü. Ben bu işe başladığımda 61 tane başörtü ile başladım. 61 tane başörtü sattığımda 110 tane başörtü alıyordum. Şuan 601 tane başörtüsü sat 20 tane anca bilebiliyoruz. Sattığımız ürünün yerine yenisini koyamıyoruz. Pazardaki çoğu esnaf kendi çarkını çeviriyor, eve bakma yok. Durum böyle gitmeye devam eder, ben de dahil bir kaç seneye bu işi bırakırız. Pazarda kalitesiz de ürün var, kaliteli de var. Benim sattığım ürünleri ailem kullanamayacaksa tezgahıma koymam. Buradaki başörtülerinden önce eşime alıyorum, memnun kalırsa tezgahım için de alıyorum. Mağazalardaki kalitenin aynısını koyuyorum ama müşterilerimizde 'bu pazar ürünü' algısını kıramadık senelerdir. Bu gün sabah tezgahımı açtım ve buradan akşama kadar satacağım en fazla iki kazak, bu da neye yetecek bilmiyorum" dedi.

“MAĞAZA KÜLTÜRÜM ARTIK YOK”

Pazarda alışveriş yapan vatandaşlardan Ahsen Davarcı ise; “Mağazalardan ziyade pazar alanında fiyatlar daha uygun. 2 tane çocuğum var, kalite aramıyorum eskiyene kadar faklı farklı giysin kafasındayım. Bütçeme uygun ürünleri hem kendime hem de çocuklarıma almak için her hafta Salı Pazarına geliyorum. Mağaza kültürüm artık yok" dedi.

“VAY ASGARİ ÜCRETLİNİN HALİNE”

Pazara alışveriş yapmak için gelen İrem Ayzit de; “Bazı ürünlerin üzerinde 10 lira yazıyor. Şuan bir çöpü bile 10 liraya alamadığımız dönemdeyiz. Mağazalara bakılarak pazarda bulunan bazı kıyafetler uygun, bazıları ise piyasayla eşdeğer diyebilirim. Pazardan ürün almak riskli, değişim yapılamıyor, deneme şansın olmuyor, bu da bizi mağazalara yönlendiriyor. Beğendiğim bir ürünün bedenime uygun olduğunu düşünürsem pazardan da alırım, mağazanda da. Eşim askeri personel ve biz bile zor geçiniyorsak vay asgari ücretlinin haline. Bu ekonomide artık bir şeyleri pazarda da aramaya başladık. Mağazalardan pazara düştük. Pazar alanlarında sebze ve meyvenin en tazesini bulabilirsiniz ama giyim konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kış sezonu geldiği için ürünlerde kısıtlılık söz konusu olduğu için fiyatların arttığını düşünüyorum. Haftalık alıyorum, pazar arabam dolsun gibi bir lüksüm yok” ifadelerine yer verdi. (Banu Türkmenoğlu / ÖZEL HABER)

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum