‘Haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’
Eğitim İş Sendikası Kastamonu Şubesi, üyeleriyle birlikte, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan Eğitim-İş Şube Başkanı Ahmet Tevfik Bal; “Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, ders vereceğiz” ifadelerine yer verdi....
“BUGÜN, ‘ARTIK YETER!’ DEMENİN GÜNÜDÜR”
Bal, eğitim emekçisinin
haksızlıklar karşısında susmayacağını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bugün eğitim emekçisinin, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna,
çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür. Yıldan yıla
haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür
hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi
engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik,
bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler,
yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastları
düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret
niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar,
elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve
saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz! Bugün ‘artık
yeter!’ demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi ders vermenin,
bizi hafife alanları uyarmanın günüdür” dedi.
“HAKLI MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİMİZİ GÖSTERİYORUZ”
Yapacaklarını ve
taleplerini dile getiren Ahmet Tevfik Bal; “Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak
eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların
oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni
haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın
örgütleyicisi olduk.‘Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir’ dedik. ‘Her
öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza
bakın’ dedik. ‘Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara
bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak
olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki
vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından
değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir’ dedik. Fakat, hükümet
bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden
vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz. Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren
eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse
benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim
sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak
kararlılığımızı gösterecek, ‘ders vereceğiz.’Taleplerimiz çok açık: ‘Öğretmenlik
Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin
görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek
enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa
insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim
çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin
düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek
gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım
gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir. Sosyal
devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma,
beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları
iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son
verilmelidir. Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri
adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda
mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek
alınmalıdır.Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan
barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul
edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve
kamusal eğitim sağlanmalıdır. Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın
geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır.
Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın
nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır” dedi.
“GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDE, GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDE!”
Bal son olarak şunları
kaydetti; “Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini
değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar
güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi
tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden
mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir!
Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle
göstereceğiz! Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde.” (Banu
Türkmenoğlu)
Kaynak:
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.