‘Burası sözde Bakırcılar Çarşısı’;

‘Burası sözde Bakırcılar Çarşısı’

...

Tarihi çarşının son kalaycısı Raşit Yazıcı, mesleğin bugünkü durumunu anlattı:

‘Burası sözde Bakırcılar Çarşısı’

1954 Kastamonu doğumlu olan ve Bakırcılar Çarşısı’nda 13 yaşından beri kalaycılık mesleğine devam eden Raşit Yazıcı, mesleğinin sıkıntılarını anlattı. Yazıcı, mesleğin bittiğini, desteklenmediğini ve şimdiki adı ‘Bakırcılar Çarşısı’ olan çarşıda bir tane bakırcılık ve kalaycılık yapacak kimsenin kalmadığına dikkat çekti. “MÜŞTERİ ESKİDEN KULAĞINI KAPAR ÖYLE GEÇERDİ” “13 yaşında başladım bu işe baba, amca herkes kalaycıydı bizde” diyen Raşit Yazıcı, şöyle devam etti; “İlkokulu bitirince baba tuttu kolumuzdan getirdi kalaycılık mesleğine, bir daha da çıkamadık bu meslekten. Eskiden her şey bakırdı. Şimdi paslanmayan şeyler çıktı. Müşteri getiriyor bakırı, iki tane ilacı var onunla yıkıyoruz. Ondan sonra kumun içinde döne döne yıkıyoruz. Sonrasında ocakta kalaylıyoruz. 65 yaşındayım, 13 yaşından beri de mesleğin içindeyim. 52 senedir bu işi yapıyorum. Buranın adı Bakırcılar Çarşısı ama sadece adı öyle. 18 tane bakırcı vardı, artık kalmadı. Burada 14 tane kalaycı vardı eskiden. Müşteri buradan geçerken kulağını tıkar öyle geçerdi sesten dolayı. Son kalaycı benim. Bir ben kaldım koskoca çarşıda. Artık bakır yapacak insan da yok kalmadı, hepsi kapattı dükkânı. Çıraklara sigortasını ödemediler, resmi kurumlarda iş buldular, sonra da gittiler. Benim yanımda çalışan çıraklarım da vefat ettiler. 3-5 sene sonra ben de kapatır giderim dükkânı. Gücüm kalmadı, çünkü yetişen elemanım da yok nasıl açık dursun ki burası.” “EMEKLİ MAAŞIM OLMASAYDI ZOR GEÇİNİRDİM” “Bizim gibi küçük esnaflar bitirildi” diyen Yazıcı, sözlerine şu şekilde son verdi; “Bundan 5-6 sene evvel sanat mektebinde çırak yetiştireceğiz dediler. Ondan sonra kurs açacağız dediler. ‘Gider misin ders vermeye?’ dediler. ‘Seve seve giderim’ dedim. Hatta bakırcı bir hacı amca da vardı, artık yapamıyor, gelemiyor buraya ona da demişlerdi biz bir birlikte ders verecektik ama kimse gelmedi. Talep yok. Ben burada 2 ay iş yapıyorum. Pancar, erik pekmezi yaptıklarında getiriyorlar bana, kazanlarını kalaylıyorum onun dışında da ufak tefek işler yapıyorum. Onlardan 3-5 kuruş kazanıyorum ama eğer ki bir emekli maaşım olmasaydı zor geçinirdim. Evde doğalgaz var, o tek başına 400 lira geliyor. Elektrik, su faturaları diğer giderler desen hep zamlandı. Bin lira para buraya gidiyor. Ee kalan bin lira da anca mutfağa yetiyor. Peki, bizim başka ihtiyaçlarımız olmuyor mu? Oluyor ama ne yapabiliriz ki. Asgari ücret açıklandı geçen gün 2 bin 300 lira para verdiler. Şimdi yazık günah değil mi o işçilere.” (Nihan Kıran)

Kaynak:

İlgili Konular :
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum