Sevgi Çiçek Evi müşterilerine ‘Teraryum Günleri’ yapacak

2014-2019 yılları arası İl Genel Meclis Başkanlığı yapmış, 28 yıllık mesleği olan çiçekçilik sektöründe de 1992’den beri hizmet vermeye devam eden Sevgi Çiçek Evi sahibi Mehmet Kayıkçı, İl Genel Meclis Başkanı’yken de kendi dükkânını boşlamadığını belirtti. Kayıkçı, ticarethaneleri bebeklere benzeterek; “Bakarsan güzel olur bakmazsan gider elinden. Biz burayı tırnaklarımızla aldık, kazandık, mücadele ettik” dedi. “HEDEFİMİZ BÖLGEDE BAŞARI ELDE ETMEK” Sevgi Çiçek Evi olarak kendilerine göre başarılı bir firma olduklarının altını çizen Kayıkçı; “Kendimiz söylemiyoruz bunu. Karadeniz bölgesinde batı ve doğu Karadeniz olmak üzere yapılan bir araştırmada ilk üçe girdik. Burayla kıyaslamıyorum kendimi zaten. Buradaki arkadaşların mutlaka kendilerine göre bir ticaretleri vardır ama bizi hedefimiz bölgede. Bunun şöyle bir sorumluluğu var. Kendi sektöründen trendleri en önce sizin getirmeniz gerek. Mesela Helen dediğimiz heykeller var. Saç kısmı açık oraya çiçek ekiyorsunuz. Şimdi onlar moda mesela İlk önce bunu biz getiriyoruz. Neden? Çünkü siz belli bir çizgide gidiyorsunuz ve müşteri sizden istediğinde ona yok dememeniz lazım. Sektörde öncü olmanın püf noktası bu. Her sektörde bu olmalı. Sektörde bir şey öne çıkıyorsa bunu ilk getiren siz olmalısınız ki o öncelik devam etsin. İnsanlar onu başka yerde görürse bulursa siz onu takip ediyorsunuz olur. Bizim sektör de çok hızlı değişen bir sektör. Sabah gelince mutlaka moda dergilerinin çiçek sayfalarına bakıyorum internetten. Facebook, Twitter üzerinden satış yapıyoruz. Orada yaptığımız ürünler var onları kontrol ediyoruz oradan sipariş alabiliyoruz. Çiçek Sepeti, Çiçek Market gibi Türkiye çapında iş yapan firmaların burada yetkili bayisiyiz” dedi. “İNSANLAR TERARYUMLARINI KENDİLERİ YAPACAKLAR” Pek çok şeyde olduğu gibi çiçekte de trend olduğunu vurgulayan Kayıkçı, bu seneki trendin teraryumlarda olduğunu aktardı. Mehmet Kayıkçı, çiçekle uğraşmanın insanı rahatlattığını belirterek yapmayı planladıkları etkinliği şu sözlerle aktardı; “Bu senenin modası teraryumlar. Bu konuda da şöyle bir şey yapmayı planladık; üst kat müsait. Biz bu teraryumları bizzat insanlara yaptırmak istiyoruz. Bir masa koyacağım yukarıya, oraya malzemeleri yerleştireceğim üzerlerine fiyatlarını yazarak. Nasıl yapmak istiyorlarsa, kendi hayal dünyalarına göre biri bir değirmen kullanabilir, biri göl yapabilir, biri parkta oturan iki yaşlıyı koyar. Ama böyle yarım saat, bir saat kafasını oraya verecek. Kafası dağılacak. Yukarı bir masa ayarlayıp, haftanın bir günü iki günü herkeskendi hayaline göre kendi teraryumunu yapsın diye bir şey düşünüyorum. Eğitim tarzında olacak mesela sukulent nedir? Onu dikmeden önce altına kullanılacak toprakları var onlar nedir? Bitkiyi beslemek için olacak topraklar var onları anlatırız gibi. Helen Heykelleri var mesela. Bu Helen Heykelleri de koyacağız yapmayı planladığımız o etkinlikte. Bu saksılardan seçip alacaksınız, malzeme ve çiçeği de yine siz kendiniz belirleyeceksiniz. Demek istediğim bu etkinlik sadece teraryum üzerine değil, diğer tür çiçekler içinde geçerli olacak. Kendi hayal dünyana göre tasarladığın bir çiçek tasarımı olacak. ‘Materyaller burada,saksınızı, camınızı seçin, toprağınızı koyun, kendiniz yapın’diyeceğiz. Oraya gelen vatandaş bütün dünyadaki sıkıntılarından da uzaklaşmış olacak. Çiçekle uğraşmak insanı rahatlatır. Dünyanın en güzel işi çiçekçilik. İnsanlar bunu evine, sevdiğine, hastasına, annesine, öğretmenine alıyor, mutlu etmek için. Biz sürekli yanındayız,sürekli mutluyuz.” “GEREKSİZ SUÇLAMA YAPILIYOR” Özel günlerde fiyat artışına tepki gösteren müşterilerin haksız yere suçlama yaptıklarını aktaran Kayıkçı durumu şöyle özetledi; “Gülün tanesini şimdi 10 TL’ye satıyoruz. Özel günlerde, Sevgililer Gününde 14 Şubat’ta kendimiz 10 liraya alıyoruz. Buna 15 lira dediğimiz zaman müşteri diyor ki ‘Sevgililer Gününde yine zam yaptınız güle’. Hayır. Bu arz talep meselesi. Çok fazla talep olduğu için fiyatlarda artış oluyor. Bunu diğer esnaf türleri gibi alıp stokta bekletme gibi bir şansımız yok. En az birkaç gün içinde alacaksınız. Altını temizleyip vazolara yerleştiriptezgâhakoyacaksınız. O gün sattınız ertesi gün sattınız satamadınız ölecek o. Hem satacak kadar alacaksınız hem de zamanında alacaksınız. Üretici için de bu geçerli. Şimdi diyelim ki gül üreticiliği yapıyorsunuz. Sevgililer Gününe 14 Şubat’a çıkacak şekilde kendiniziayarlıyorsunuz, dikiyorsunuz, biçiyorsunuz, suluyorsunuz, ilaçlıyorsunuz. 10 gün önce kesip satışa başlıyorsunuz. Sizin de hedefiniz ürettiğiniz gülü en yüksek fiyata satabilmek. Öyle olunca müşteri de burada pahalıya alıyor. Ben bunu 1 ay öne alıp çiçek atsam dolaba durmuyor. Burada müşteriler çok gereksiz yere suçlama yapıyor.” Yapılan yanlışlardan birinin de dekor olarak kullanılan çiçeklerin, güneş almayan yerde tutulmasından kaynaklı çiçeklerin solduklarını belirten Kayıkçı; “Biz çiçeği dekor olarak kullanıyoruz evlerimizde ama evdeki mobilyanın konumunagöre koyuyoruz. İki koltuğun arasına bu çok güzel olur diyoruz oraya koyuyoruz. Koyduğumuz yer hiç güneş almayan bir yer oluyor. Bir iki ay geçiyor çiçek kendini salıyor. Sonrada telaşa kapılıp ‘İşte bakın böyle oldu’ diyorlar. Yerini göstermesini istiyoruz. Bakıyoruz ki karanlık bir yere koymuşlar. Bitkiyi camın kenarına alın diyoruz o zaman bitki daha sonrasında toparlıyor kendini” dedi. “KASTAMONU’DA GÜZEL BİR ÇİÇEK KÜLTÜRÜ OLUŞTU” Kastamonu’da güzel bir çiçek kültürü olduğunu, insanlarının çiçek alıp, çiçek hediye ettiklerini,çiçek gönderdiklerini belirten Mehmet Kayıkçı; “Kastamonu’da insanlar, eşine, dostuna, öğretmenine, sevgilisine çiçek alırken parayı ikinci planda tutuyor. Bir kültür oluştu. Eskiden bu yoktu. Bu mesleği benimle beraber yapan arkadaşların bunda çok emeği var. Dükkânınız da iyi şeyler satacaksınız. İnsanlar bir çiçekçiye gidip bir hediye alayım diyecekler. Çünkü milyonlarca çeşit hediye sektörü gelişti. Şimdi öğretmenler gününde öncesinde çiçekten başka hiçbir şey almıyordu. Bir karanfil bir gül alıp öğretmenine öyle gidiyordu. Sınıf anneleri vasıtasıyla toplu paralar toplanıyor Bunlar bazen altın bilezik kolye alacak kadar oluyor bazen bir kıyafet bir çanta oluyor bazen telefon oluyor. Artanıyla yine çiçek alınıyor. Yani her ne kadar pahalı ir hediye de olsa bir çiçek gidiyor öğretmene. Yanında mutlak gül ya da karanfil gidiyor. Bunun için teşekkür ediyoruz müşterilerimize. Bizim ricamız şu önce bize gelsinler toplu parayla gidip önce bileziği alıyor artanıyla çiçek alıyor. Önce bize gelip bir çiçek alsınlar ondan sonra kuyumcuya gitsinler. Ama tam tersi oluyor. Örneğin bir bilezik alacak kadar para topladılar artan 40 TL oldu. 40 TL’ye biz 50-60 liralık şeyi uydurmak zorunda kalıyoruz. Bu ne kadar diyor 120 TL’lik bir çiçek için elimizde 90 lira var diyor. Kendi kazancımızdan feragat edip o çiçeği o fiyata veriyoruz. Kalan rakama göre uymak zorunda kalıyoruz. Son dönemde en çok bizim karşılaştığımız durumlar bunlar oluyor. Sektör olarak diğer hediyeliklerle paylaşır olduk bu pastayı” diye konuştu. “28 SENE ÖNCE İNTERNETTEN YÜZDE 50 SATIŞ YAPACAKSIN DESELER GÜLERDİM” Artık alışverişin internet üzerinden yapıldığını belirten Kayıkçı; “Kendinizi yenileyerek devam etmek durumundasınız. 28 sene önce ‘İnternet üzerinden sen satışının yüzde 50’sini yapacaksın’ deselerdi gülerdim. Ama bugün orada yer alabilmek için mücadele etmek zorundayım. Burada 4 kişi çalışıyor 4 kişiden hesaplasan 16-20 kişiye ekmek veriyorsunuz. Bunlar alışveriş yapıyor, sosyal güvenceleri var, hastaneye gidiyor, yemek yiyor,üstüne başına kıyafet alıyor. O yüzden bizler güçlü olmalıyız ki onlara da bu imkânı sağlayalım. Yoksa be tek başıma da yaparım. Kapatırsın interneti, hiç sipariş almazsın, dersin ki ‘Ya kardeşim ben dışarı çiçek bırakamıyorum’ gelen bir tane gül iki tane gül alıp gider. Kendin geçimini sağlarsın, ayakta durursun ama sektörde hiçbir şey yapamazsın geride kalırsın. O yüzden yeniliklerden faydalanmak zorundasın her işte bu böyle. Bulunduğumuz çağa ayak uydurmamız gerekiyor” dedi. (Nihan Kıran\ Bu bir reklamdır)