(25 TEMMUZ 2016)
Zerre kadar Allah korkusu, haysiyeti, şerefi olan hiç kimse darbelere destek vermez, veremez. Aklından bile geçiren vatan hainidir. Bu ülkenin en az yüzde 99’u böyle düşünüyorken, varsın yüzde 1’i de kendi karanlık kuyularında yok olup gitsinler.
Son 10 günde yaşadıklarımızı anlatmaya ne gazete sayfaları, ne de 24 saatlik televizyon yayınları yetmiyor. Her gün, her saat yeni bir gelişme, yeni bir ayrıntı ile adeta zihnimiz tekrar tekrar resetleniyor. Tam ‘herşeyi anladık, olay böyle böyle olmuş’ dediğimiz anda, bir reset daha patlıyor zihnimizde. Hayatında 3 dakikadan fazla haber izlememiş, magazin dışında gazete sayfası açmamış kimi insanlarımız dahi ‘tarihi günlere tanıklık ettiğini tam olarak tahayyül edemese de- günde 10 saat haber kanallarını izler, gazeteleri satır satır okur hale geldi.
Bu, en basit tabiriyle ‘bir uyanış’tır. Başka bir deyişle ‘vay anasını, memlekette neler oluyormuş da haberimiz yokmuş’un farkındalığıdır. Aslında buraya kadar herşey normal, herşey olması gerektiği gibi. Lakin özellikle son yıllarda zihnimizi esir almış olan ‘sosyal medya’ köşelerinden ahkam kesmeyi ‘vatan kurtarmak’ sanan tipleri de bir türlü bir yerlere oturtamadık.
Bugünlerde bir de ‘klavyebaşı anti-darbeciler’ türedi. Hani şu; sırf belli bir gruba zamanında yakınlık duymuş insanlara yoldan geçerken selam verdi diye ‘hain’ damgası vurmaya çalışan gerizekalılar’
Tamam; devir teknoloji devri, bilgi devri’ Ama Facebook, Twitter başında saatler harcayarak memleketin gidişatından haberdar olmak da pek mümkün değil.
15 Temmuz gecesi, vatan büyük bir badire atlatmış, milyonlar sokağa dökülmüş, 246 şehidimiz, binlerce yaralımız, binlerce gözaltı ve tutuklama var. Yani memlekette en olağanüstü durumlar yaşanıyor. Adam çıkıp sosyal medya hesabından yazıyor; ‘Meydana çıkacağız da ne olacak’ Zaten meydana çıkanların büyük bölümü hep bir partiden’’
Yahu kardeşim,’millet meydana çıktı da o sırada sen neredeydin’’ diye sormazlar mı adama. Klavye başında vatan kurtaracağına sen de çıksaydın. Bozkurt işareti yaptın da elini mi tuttular, ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’ diye haykırdın da ağzına mı vurdular’ Veya Atatürk posterleriyle meydana çıktın, ‘susma sustukça sıra sana gelecek’ dedin de, yuhaladılar mı’
Bırakın bu ucuz kahramanlıkları. Meydana çıkamıyorsan, elinden siyasetten başka bir şey gelmiyorsa, hiç olmazsa tamamen temiz duygularla, vatan-millet aşkıyla sokağa çıkan insanlara saygı duy, hiç olmazsa sus. Bir kez olsun kendinizi zorlayın,’millet iradesi’nin yanında durun. Hala farkında değil misin; 15 Temmuz gecesi tanklar altında ezilen, F16’larla bombalanan yalnızca yüzde 47 değil, yüzde 100 idi.
***
Yazımın en başında da bahsettiğim üzere; son 10 gün içinde yaşadıklarımızı anlatmaya gazete sayfaları az gelir oldu. Ancak şu içinden geçtiğimiz hassas günlerde özellikle dikkat çekmek istediğim bir konu daha var. Sırf kaşını-gözünü beğenmediği için insanlara türlü iftiralar atıldığı, akla hayale gelmeyecek dedikoduların kol gezdiği bir dönemden de geçiyoruz. Devlet bu süreçte elbette haklıyı-haksızı, darbeciyi-vatanseveri birbirinden ayıracak, adalet; gerekeni en hakkaniyetli şekilde yerine getirecektir. Bundan kimsenin şüphesi, korkusu olmasın. Lakin; daha 1 saat önce oturup çay içtiğin insana türlü iftaralar atıp, yaftalar yapıştırıp da yarın öbür gün tekrar yüzüne nasıl bakacaksın’ ‘Gün doğumundan önceki tan vakti’ni yaşadığımız bugünlerde sırf birilerine yarandığını zannedip, yalakalık etmek için değer mi bu kadar alçalmaya’
***
Zerre kadar Allah korkusu, haysiyeti, şerefi olan hiç kimse darbelere destek vermez, veremez. Aklından bile geçiren vatan hainidir. Bu ülkenin en az yüzde 99’u böyle düşünüyorken, varsın yüzde 1’i de kendi karanlık kuyularında yok olup gitsinler.
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.