Bu ilk yazım, lakin son olmayacak. Gördüğümü, duyduğumu ve dahi içime doğanı, ileri geri konuşmadan, kıvırmadan yazmaya gayret edeceğim. Zaman zaman üzüleni, kırılanı olacaktır. Onlar da kusura bakmasın artık… Bilsinler ki ‘bilerek yazmışımdır.’
Ne kadar anlayışsız bir toplum olduk. Birbirimizi dinlemiyoruz, birisi konuşurken konuşma sıramızı bekliyoruz. Derdimiz; dert anlatmak değil, haklı çıkmak oldu. Haksız olmayı kabullenemiyoruz. Bizlere ne oldu bilemiyoruz?
Geçtiğimiz günlerde sevdiğim bir dostum ‘Dedelerimiz derede elini bile yıkamazdı’ deyince bir garibime gitti. Doğaya verdiğimiz zararı; yaktığımız ormanları, dikmediğimiz ağaçları görüyor ve insanoğlunun nasıl vahşi bir varlık olduğunu anlıyoruz.
İnsanın dünyaya zararını saymakla bitiremeyiz, fakat bireysel olarak da hiçbir çabamız yok. İnsanlığın gidişatından kimse memnun değil. Fakat kendimizi bile düzeltmiyoruz.
Bir çoğumuz işimizi sevmiyor, kaşlarımızı çatarak çalışıyoruz. Topluma verdiğimiz negatif enerjinin farkında bile değiliz.
Amacımız ne bizim?
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte öyle bir tüketim çılgınlığına büründük ki; ihtiyaçla arzu arasındaki çizgiyi incelettik. Her istediğimizi satın alıyor ve kıymetini bir o kadar da hızlı bir şekilde kaybediyoruz.
Far görmüş tavşan misali, donakaldık. Ne topluma ne insanlığa bir yararımız var.
Tüketiyoruz…
Tüketiyoruz.
Üretmiyoruz…
* * *
Trafikte giderken önümüzdeki araca kızıyor… Işıklarda beklerken kaybettiğimiz saniyelerin hesabını yapıyor ama bir ömrü boşa harcıyoruz. Ne gittiğimiz yol belli ne de yoldan aldığımız zevk var…
Sahip olduklarımızın sayısı arttı ama onlardan aldığımız zevk azaldı. Her şeye sahibiz, ama hiçbir şeyin kıymetini bilmiyoruz. Çılgınlar gibi tüketiyor, üretim söz konusu olunca hantallaşıyoruz.
Yardımlaşma duygumuzu kaybettik. Hem yardıma ihtiyacı olmayanları yardım taleplerinden dolayı hem de sahip olma duygumuzun, zenginliğimizi arttırma isteğimizin şiddeti sebebiyle, yardım etmeyi unuttuk.
Allah’tan korkacak kadar Müslüman, kul hakkı yiyecek kadar insanız. Lafta ‘iman’ olsa da özde ‘menfaat’ üzerine kurulmuş bir yaşamımız var. Her sözümüz sahte…
Milyonlarca yıllık bir dünyayı son 200 yılda mahvettik. Verdiğimiz hasar gelecek nesillere kötü bir miras; bizlere de berbat bir tecrübe olarak kalacak fakat akıllanmayacağız. Yapmaya devam edeceğiz. Bir yakınımız öldüğünde cenazesinde ölümü hatırlar, eve dönüşte yine dünyevi işlere dalarız.
Ölümü bir ömür boyunca hatırlamanız dileğiyle…
Kendinizi, doğayı ve insanları sevin…
Sağlıcakla…
© 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.