Doğrusöz Gazetesi

Doğrusöz Gazetesi

  • Dergiler
    • Eksen
    • Azra
  • İlk Sayfa
  • Yazarlar
  • İletişim
  • Video Haber
[x] Kapat
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
  • Doğrusöz Gazetesi
  • Asayiş
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Genel
  • Güncel
  • Özel Haber
  • Spor
  • Video Haber
  • Yazarlar
ANASAYFA Köşe Yazarları (26 EKİM) Direkler arası yırtık don

(26 EKİM) Direkler arası yırtık don

361
Behçet Yanbasan 26.10.2020 09:28:41

Bu haftaki mevzulara girmeden evvel, geçen gün hastaneye yatan Reis’e bir özür sarkıtmak isterim. Zira!.. (bu kelimeyi pek sevmem ama çok havalı duruyor) geçen haftaki yazıda Murtaza isimli densiz okurumun aklına takılanlarla alakalı mevzuya yer vermiştim. Camlı binadaki ‘reis koltuğu’ndan mütevellit, oturan her reisin birkaç ayda besleyip büyüttüğü göbeklerinin sağlıklarına ziyadesiyle zarar verdiğini ve bu koltuğun bir an evvel değiştirilmesi gerektiğini falan söylemişti Murtaza…

Nasıl bir ‘şom ağızlılık’, nasıl bir ‘abdestsizlik’tir takdir sizin… Yazının üstünden daha 1-2 geçmeden reis soluğu hastanede almış. Diyecek bir şey bulamıyorum… Murtaza’nın uğursuzluğuna mı kızayım, bu densizin saçma sapan sorularına yer verdiğim için kendime mi kızayım bilemedim.

‘Reis koltuğunun laneti’ni varsın ‘camlı binanın acar basıncıları’ araştırsın, o kadarına aklımız ermiyor. Amma ve lakin, artık “Ilgaz’dan bile çıplak gözle görünen göbeğin” türlü sıkıntılara sebep olacağı da aşikar. Sen hekim adamsın, bize daha çook lazımsın, aman dikkat reis…

 

HALATLI DOLMUŞUN DİREKLERİ…

Evvelki gün, bir okurum mayilime ilginç bir soru göndermiş. Geçenlerde gazetenin biri bir haber yapmış, hani şu ‘kaleden kuleye halatlı dolmuş’un direkleri hakkında…

“Budamışlı Kel Bahri’nin Deli Göbel” lakaplı (sanki ismini vermeyince Budamış’ta kimse tanımayacak) okurum bu mevzuyla ilgili mayilinde şöyle diyor; “Çok saygıdeğer Behcet Abi… Sen de olmasan kendimize bile sormaya üşendiğimiz soruları kime soracak, kimden derman bekleyeceğiz bilemiyoruz. Abim, geçen gazetenin birinde bu halatlı dolmuş ile alakalı bir haber çıktı. Haberde diyorlar ki ‘o kadar temel atıldı, o kadar para harcandı, yetmedi koca koca şey gibi (tövbe estağfirullah) direkleri dikildi, avuç avuç para döküldü, lakin 3 seneye yakın zaman geçti ne halat var, ne de dolmuş. Eski Reis Baba Tahir, evvelki reisten aldığı proceynen dikmiş bu direkleri diyolar. Yeni reis de ‘ben direk mirek dinlemem, teker teker sökecem’ demiş. Ve fakat, kanun nizam ‘direkleri sökemezsin, milletin o kadar parası harcandı, ayıp olur, mecbur bitirecen’ diyomuş. Sevgili abim, kafana takılan mevzu şu ‘şimdi ne olacak bu direkler?..’ Madem direği dikildi, halatlı dolmuş çalıştırılsa da ‘alın işte çok istiyodunuz, görün ebenizin direklerini’ mi dense?.. Ya da ‘direkler boşa gitmesin, biz bunları Kuzeykent’ten Daday’a doğru dikelim’ mi dense bilemedim. Bu sefer de Daday dolmuşçuları karşı çıkacak. Bir de ‘milletin parası pulu boşa gitmesin, ne olacak bu direklerin akıbeti’ diye soran gazetecilere sırf birilerine yalakalık olsun diye sövenleri de gördüm bir haftadır. En ufak eleştiride bile mantar gibi bitiveriyorlar. Ne olacak bu gazetecilerin hali?..”

Eveet üşenmeden, sıkılmadan okuduysanız soruyu, şimdi cevabına gelelim; Sevgili ‘Budamışlı Kel Bahri’nin Deli Gobel’… Evvela Budamış’a selam eder, gözlerinden öperim. Bu ‘kaleden kuleye halatlı dolmuş’ mevzusu, direkleri diken Baba Tahir’den evvelki ‘Böyük Reis’in procesi… Biri proceyi çizdi, biri de kulenin orda temeli atıp direkleri dikti. Sonraki reis de halatlarını çekip, kutularını takacaktı. 500 senelik caminin dibine demir direkler dikilmesine ben de karşıyım. Lakin sonradan ‘dikildi bi kere, o kadar para harcandı, bitirilsin bari’ diyenlere de hak vermemek mümkün değil. E başlamış madem, tamamlansın o vakit. Ayrıca direkleri söküp Kuzeykent’ten Daday’a kadar dikmek de yine para… O yüzden, başka başka proceler uydurup çok da fişirdememek gerek.

Ayrıyeten ‘Ne olacak bu gazetecilerin hali?’ demişsin. Ne varmış gazetecilerin halinde? Haberini yapmış, birilerinin zoruna gitmiş, dert olmuş, sıkıntı olmuş, ne var bunda?

“Yalana, dolana girmeden sadece haber yaptığı için küfür yemeyen adama gazeteci denmez… Öylesine bırak gazeteci, adam bile denmez…” Anladın sen onu…

 

‘BİLMEYEN VALİ’ OLUR MU?

Geçenlerde herhangi bir şehirde cereyan eden bir mevzuyla ilgili engin tecrübelerime sığınan, ancak ismini vermek istemeyen bir okurum (Fahrettin Çekergider) da şöyle bir soru sormuş;

“Abilerin gülü, Behcet Abi… Bilmem nerenin valisi, virüs mirüs ayaklarına gezerken bir dönerciye takmış kafayı. Neymiş; dükkanına vali gelmişmiş de, dönerci de dönüp yüzüne bile bakmamışmış. Haşmetli valimiz de ‘tiz kapatın bu melunun ekmek kapısını’ demiş. Sanki sadrazamın sol bacağı mübarek. Belki adam işten güçten yorgun düştü, seni tanımadı. Ya da belki tanıdı da sevmiyor seni, bile isteye tepki koydu, sırtını döndü, olamaz mı kardeşim? Bu kadarına da hakkı yok mu? Koskoca devletin koskoca valisi, dönerci kendisiyle ‘hoş beş’ yapmadı diye küser mi? Bir de yanındakilere dönüp ‘kapatın burayı’ dediğinde onlar da haliyle soruyorlar ‘ne kılıf bulalım haşmetlim’ diye. Vali de şöyle bir etrafa bakıyor ve ‘hah işte döner keserken eline eldiven takmamış, kesin cezayı kilitleyin dükkanı’ diyor. La abim, koskoca vali, mevzuat gereği ‘dönercilerin eldiven takmasının yasak olduğunu’ nasıl bilmez? Ya da ‘bilmeyen vali’ olur mu?”

Sevgili ismi vermek istemeyen Fahrettin… Maalesef böyleleri zaman zaman piyasaya çıkıyor. Hani şu eli belinde gezip, sağa sola ‘ayağınızı denk alın, hepinizi süründürürüm’ diye bağıran bir ‘hanım vali’ vardı. Nedense o da aklıma geldi şimdi. Söyleyecek çok şey var da, kıyamıyor insan, ne de olsa arkasında ‘devlet baba’ var. Devlet baba, onları ahalinin derdine çare, sıkıntısına ortak olsun diye göndermiş. Lakin 81’inin 81’i de bir olmuyor işte. Demek ki baba, gönderirken bazı şeyleri eksik anlatıyor. Ahalinin hizmetkarı olduğunu unutup, onların, valinin önünde el pençe, diz divan durması gerektiğini zannediyor, yazık… Bir de ‘mevzuatı bilmeyen vali olur mu?’ demişsin. Az çok haklısın, ancak memlekette mevzuatlar zırt pırt değişince, mevzuatı yazanların bile kafası bazen karışıyor. O mevzuya çok takılma bence.

 

GUCCİ’NİN YIRTIK DONU

Aslında bu mevzuya hiç girmeyecektim, amma yazıyı uzatmayınca gazeteden kızıyorlar. Bu haftaki son ‘alengirli’ mevzumuz, 70-80 yaşlarındaki Raziye Şenşakrak isimli hanım okurumun şu sorusunda gizli..;

“Behcet oğlum… Geçen televizyondan duydum. Gucci diye bi marka varımış. Bunlar, afedersin siyah kilotlu don satıyolarmış. En son bi don icat etmişler, Allah seni inandırsın her yanı paramparça, yırtık pırtık. Bi de fiyatına 140 Aro demişler. Hemen bizim gobel hesapladı, 1400 lira ediyomuş. Ay oğlum, hem yırtık don satıp milletinen dalga geçiyolar, hem de 1400 lira para istiyolar. İşin daha ayıbı da bu parayı verip alan, bi de kıçına giyen salaklar varmış bu donları. Aklım sırrım ermedi yavrum. Bu işi çözse çözse Behcet çözer dedim.”

Ah benim Raziye ninem… Dört kolluya 2 hafta kala aklına taktığın mevzuya bak kız!.. Geçen sene 5 lira olan mes, bu sene 10 lira olmuş, sen buna kafa yor yoracaksan. Bir de diyon ki ‘140 Avroya yırtık don satıp milletinen dalga geçiyolar.’ Kız o millet, senin bildiğin millet değil, sen daha mevzuyu bile anlamamışın ki. 300-400 lira verip aldığı kot pantolonu eve gidip kesen gerizekalılar tanıyorum. Mağazanın rafında gördüğü paramparça dona eşek yüküyle para sayanları gördüm. O ‘millet’ dediğin bizimle aynı değil. Millet dediğin çoluk çocuğunun kıçına don almak için ayın 15’ini iple çekene, maaşı aldığı gün de ‘hele bu ay çocuklara alayım da, havalar daha soğumadı, gelecek ay da belki kendime bir don alırım’ diye 3 saat hesap yapana denir. Onlar hani şu ‘Arap yağı çok bulunca mâbadına sürermiş’ cinsinden. Sen kafanı yorma onlara…

    • 0
    • 0
    • 0
    • 0
    • 0
    • 0

    BENZER HABERLER

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (20 NİSAN) Please Turkish Coffee…

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (20 NİSAN) Düşünmek

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (19 NİSAN) Silifke’den Doğu ve Güneydoğu’ya yansıyanlar

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (19 NİSAN) Pandemi, Ramazan

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (16 NİSAN) 65 yaş üstünün çilesi ve Ağrılı Zeynel…

    (26 EKİM) Direkler arası yırtık don haberi

    (16 NİSAN) Bir kaşık suda gitti dediler: Samed Behrengi

    BİR CEVAP YAZIN

    Bu habere yorum yazmak ister misiniz ? Cevabı iptal et

    E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    HABER AKIŞI

    Gazi Üniversitesi 81 öğretim üyesi alacak Haberi

    İlanlar | 12:19 Gazi Üniversitesi 81 öğretim üyesi alacak

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 43 sözleşmeli personel alacak Haberi

    İlanlar | 12:18 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 43 sözleşmeli personel alacak

    TBMM 10 adet memur alımı yapacak Haberi

    İlanlar | 12:17 TBMM 10 adet memur alımı yapacak

    Denetimler Sürüyor Haberi

    Video Haber | 11:49 Denetimler Sürüyor

    20 NİSAN 2021 Haberi

    İlk Sayfa | 10:53 20 NİSAN 2021

    (20 NİSAN) Please Turkish Coffee… Haberi

    Köşe Yazarları | 10:52 (20 NİSAN) Please Turkish Coffee…

    (20 NİSAN) Düşünmek Haberi

    Köşe Yazarları | 10:51 (20 NİSAN) Düşünmek

    Bilgi hazinesi; Fazıl Çifçi Haberi

    Genel | 10:43 Bilgi hazinesi; Fazıl Çifçi

    D-100’de hafta sonu denetimi Haberi

    Genel | 10:42 D-100’de hafta sonu denetimi

    Derenin suyu kahverengi ve köpüklü akıyor Haberi

    Genel | 10:41 Derenin suyu kahverengi ve köpüklü akıyor

    © 2020 Doğrusöz Gazetesi. Tüm hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.

    error: İçerik Koruma Altında.